English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ç ] / Çok hoşlar

Çok hoşlar Çeviri Portekizce

110 parallel translation
Oraya gidip soru sormam çok hoşlarına gider.
Eles adorariam que eu lá fosse fazer perguntas.
- Çok hoşlar.
- São pessoas simpáticas.
Çok hoşlar.
São encantadoras.
- Çok hoşlar.
- Encantadora.
Gerçekten çok hoşlar!
São mesmo bonitos!
Bu çok hoşlarına gitti.
Ficaram felizes.
Ellerinde ne kadar tutarsalar o kadar çok hoşlarına gider.
Quanto mais tempo a possuem, mais a amam e se beneficiam dela.
- Bu hikaye çok hoşlarına gidebilir.
- Talvez eles gostem dessa história.
Ama çok hoşlar, değil mi?
Mas, são bonitos, não são?
Aslında çok hoşlar, özellikle de doğadan hoşlanıyorsanız.
Até são agradáveis, especialmente se se gosta da Natureza.
- Çok hoşlar.
- São lindas.
Çok hoşlar.
São fabulosas.
Çok hoşlar.
Säo täo frágeis.
Çok hoşlar.
São porreiros.
Yeni bir anne ve babam olacak, ve çok hoşlar.
Tenho uma mãe e um pai novos. São tão simpáticos.
Bizi yakalamak çok hoşlarına gider.
Adoravam apanhar-nos aqui aos dois.
Çok hoşlar.
Você foi ótimo, Bob!
Regatta, benim tasarımım. Çok hoşlar.
As Regata, da minha colecção pessoal.
Gerçekten çok hoşlar.
Absolutamente encantadoras.
Çok hoşlar.
É material muito bom.
Eminim fotoğrafınızı çekmek çok hoşlarına gidecek. "Nina Laszlo : Yıldızların Uyuşturucu Satıcısı." Ne dersiniz?
Adorariam ter uma foto de Nina Laszlo, a traficante das estrelas.
- Evet, çok hoşlar.
- Sim, são muito simpáticos.
Ama seyirci halinden gayet memnun görünüyordu. Çok hoşlarına gitmişti.
Mas o público pareceu gostar, adoraram.
Çok hoşlar.
São bonitas.
Evet çok hoşlar ama bu sorumuzu tam olarak cevaplamıyor.
Sim, são amorosas, mas isso não responde à nossa questão.
Hepsi çok hoşlar.
São demasiado bonitas.
Çok hoşlarına gider.
Eles vão gostar.
- Gerçekten çok hoşlar.
- São realmente uma beleza.
Geçen yıl Küçük Carmine'la kaldıkları otel, çok hoşlarına gitmiş.
Quando ela e o Carmine ficaram lá no ano passado, adoraram.
İnsanları tedirgin etmek çok hoşlarına gidiyor.
Não. Eles só gostam de atormentar as pessoas.
Çok hoşlar. Zahmet etmeseydin.
Não te devias ter dado ao incómodo.
Ziyaret etmem çok hoşlarına gidiyor.
Adoram quando eu vou visitá-los.
Çok hoşlarına giderse de paranoyak bir arkadaşlarına gönderiyolar.
E, se forem queridos, mandam uma cópia para os pais, ou alguém amigo.
Üniversite öğrencileri çok hoşlar.
Os universitários são tão giros.
Çok hoşlar.
São bonitos.
Herhalde önemli bir şey. Liam ve Grant ile ilgili bilgi almak da çok hoşlarına gitti.
Fiquei espantada com o interesse que tiveram nas informações, que lhes dei do Liam e o Grant.
Çok hoşlar.
São muito bonitos.
Çok hoşlar.
- São giros.
Çok hoşlar.
Aqueles são giros.
Biberleri ayır ve bunu köpeklere ver. Çok hoşlarına gidecektir.
Tira os pimentos disto e dá aos cães, eles vão adorar.
Çok hoşlarına gidiyordur.
Devem passar grandes momentos.
Doug ve Nancy çok hoşlar.
O Doug e a Nancy são muito simpáticos.
Bu masallar çok hoşlarına gidecek.
Vão adorá-las.
Ama hoşlarına gittiği çok açıktı.
mas... mas pareceu que era... agradável para eles.
Hoşlarına giden, işlerini çok daha basitleştiren : Sabit bir desendir. Polisler buna "modus operandi" derler.
O que eles gostam, o que lhes facilita o seu trabalho, é o padrão, aquilo que eles chamam o "modus operandi".
Ama olan biteni öğrenmek hoşlarına gidiyordu ve bu bekar dostlarını çok seviyorlardı.
Mas gostavam de saber o que se passava, e adoravam o seu amigo solteiro.
Çok hoşlar!
São tão bonitos!
Senden önceki 5 kişi, benzer şekilde tasarlanmıştı türün geri kalanına çok bağlıydılar. Ve Seçilmiş Kişi olarak hareket etmek hoşlarına gidiyordu.
Os teus predecessores eram, por concepção, baseados numa predicação semelhante, uma afirmação contingente, que se destinava a criar uma profunda ligação ao resto da tua espécie, facilitando a função do Escolhido.
- Ve işte. - Çok hoşlar.
- Por isso, aqui tens.
Çok hoşlarına gidecek.
Trato da banda durante a parte europeia da tour.
Çok da hoşlar.
E bonitos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]