Çok yaşlıyım Çeviri Portekizce
359 parallel translation
"Çok yaşlıyım!"
"Sou muito velho!"
Çok geç artık. Çok yaşlıyım.
É demasiado tarde, já sou velho.
Savaşmak için çok yaşlıyım.
Estou demasiado velho para lutar.
Artık bu saçmalıklar için çok yaşlıyım.
Estou velha para esses disparates.
70 yaşındayım. İsyan etmek için çok yaşlıyım. Otoriteye başkaldırmak için çok yaşlıyım.
Tenho 70 anos agora, velho demais para me rebelar velho demais para desafiar autoridade...
Değişiklik için çok yaşlıyım efendim.
Estou muito velho para mudanças.
Bu tür şeyler için çok yaşlıyım.
Estou velho de mais para estas coisas.
Bilmiyorum, belki de saygıyı hak etmiyorum. Ama tekrar yenidan başlamak için çok yaşlıyım.
Não sei, talvez eu nem mereça respeito mas estou velho demais para começar tudo de novo.
Bu katillerden kaçıp kurtulmak için çok yaşlıyım, Julie.
Estou velho demais para fugir, com esses assassinos atrás de nós.
Kavga için çok yaşlıyım. Ama mecbur kalırsam ederim.
Não estou em idade de brigar mas até a isso me disponho.
... Ve yeni birine alışmak için çok yaşlıyım.
E estou muito velha para uma terceira.
- Hediye almak için çok yaşlıyım.
- Já estou muito velha para presentes.
Çok yaşlıyım ve iltifat edilmekten sıkılıyorum.
Sou muito velho e aborrecido para te compensar.
Ben senin için çok yaşlıyım, bu mu?
Sou velho demais para si, é isso?
- Ben oyun oynamak için çok yaşlıyım.
- Estou velho demais para jogos.
Susanna'ya göre çok yaşlıyım, bu mu?
Muito velho para a Susanna, é isso?
Bu şeylerden heyecanlanmak için çok yaşlıyım.
Sabe, sou velho de mais para ficar entusiasmado com tudo isto.
Senin için çok yaşlıyım galiba.
Devo ser muito velho para si.
Aktif rol almak için çok yaşlıyım. Bir şeyler düşünmenin zamanı geldi artık.
Para mim, o tempo da acção passou.
Dikkat etmek için çok yaşlıyım.
Já sou velho para ter medo.
"Kavga etmek için çok yaşlıyım, o yüzden ateş ettim" gibisinden bir cevap verdim.
Repliquei que sou demasiado velho para discutir. Logo, disparo.
Çok yaşlıyım.
Estou tão velho.
Zaten çok yaşlıyım.
Já estou demasiado velho.
Şimdi de çok yaşlıyım öyle mi?
Claro, é isso, deixamos o velho de fora!
Hayır. Denemek için çok yaşlıyım.
Estou demasiado velha para tentar.
Kavga için çok yaşlıyım ve etmeyecek kadar da akıllıyım.
Sou demasiado velho e astuto para isso.
Çok soğuk ve ben çok yaşlıyım.
Está muito frio e eu estou velho.
Ve ben de senin derdini dinlemek için çok yaşlıyım.
E eu sou velho demais para que tu te preocupes com outra razão.
Belki senin için çok yaşlıyım.
Talvez eu seja demasiado velho para ti.
Ama ben çok yaşlıyım!
Estou velho demais.
Satılmak için çok yaşlıyım.
Estou velho de mais para ser contratado.
Çok yaşlıyım. Çok hastayım.
Estou velho e doente.
Evet, çok yaşlıyım.
Sim, muito velho.
Bu işler için çok yaşlıyım. Tabii ki, sen de öyle.
Estou velho, e tu também.
Betty, biliyorsun, savaşmak için için çok yaşlıyım.
Betty... Estou velho demais para esta guerra.
Bilgisayarlar için çok yaşlıyım ve bir ailem var.
Estou velho para computadores e com família para sustentar.
Psikiyatr olmak için çok yaşlıyım.
Sou servente, não sou psiquiatra.
Bunun için çok yaşlıyım.
Já estou velho demais.
Hiç öğrenmedim... ve şimdi de bunun için çok yaşlıyım.
Nunca aprendi... e já estou velho demais para aprender.
Bunun için çok yaşlıyım.
Já não tenho idade para isto.
Sorun şu ki, ondan çok daha yaşlıyım ve şu anda hiç param yok.
A verdade é que sou muito mais velho do que ela e agora não tenho fortuna.
Çünkü pek çok şey için yaşlıyım, Samarra,
Porque estou velho para muitas coisas, Samarra...
Çok fazla yaşlıyım.
Demasiado velho.
İnanmak için çok yaşlı ve çok yaralıyım.
Sou muito velho e estou muito ferido para acreditar.
Aslında çok daha yaşlıyım.
" Como se através de vidro e sombriamente
Bu herifin beni yenmesine imkân yok. O çok yaşlı. Ben çok hızlıyım.
Este tipo não me vai derrotar pois é muito velho e eu sou muito rápido.
Sanırım, bu işler için fazla yaşlıyım... Çok dırdırcı oldum artık.
Acho que estou a ficar velho para isso, e mal humorado demais.
Çok naziksiniz, ama korkarım ki göründüğümden çok daha yaşlıyım.
É muito amável, mas sou muito mais velho do que eu aparento ser.
Sence çok mu yaşlıyım?
Achas que sou muito velho?
Böyle bir şey için sanırım çok yaşlıyız.
Acho que já somos ambos maduros para isso.
Alet çok iyi de ben onu kullanamayacak kadar yaşlıyım.
Um aparelho tão sofisticado, não é para mim.
yaşlıyım 21
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53
çok yakın 78
çok yorgun 38
çok yorgunsun 23
çok yavaş 62
çok yardımcı oldunuz 75
çok yorucu 19
çok yeteneklisin 36
çok yardımcı oldun 67
çok yüksek 70
çok yakın 78
çok yorgun 38
çok yorgunsun 23
çok yavaş 62
çok yardımcı oldunuz 75
çok yorucu 19
çok yeteneklisin 36
çok yardımcı oldun 67
çok yüksek 70