Bir şey olduğu yok Çeviri Rusça
224 parallel translation
- Bir şey olduğu yok baba.
- Ничего, папа.
Daha öyle bir şey olduğu yok. Emin değilim.
Пока ещё ничего не случилось Я не уверен.
Bir şey olduğu yok, Yorgunum, hepsi bu.
Со мной ничего, меня только ударили. Вот и всё.
Bir şey olduğu yok.
- А, это ты! Ничего.
Bir şey olduğu yok.
- Ничего не случилось.
Pek bir şey olduğu yok.
Ничего особенного не происходит.
Ama bir şey olduğu yok.
- Но ничего не происходит. - [Звенят церковные колокола]
Candela lütfen, bir şey olduğu yok.
Кандела, ради Бога! Ничего не случилось.
- Dolores, bir şey olduğu yok. Tamam mı?
- Никаких боев, ладно?
- Bir şey olduğu yok.
- Ничего особенного.
Sana bir milyon dolar verdim, alt tarafı rüşvet verecektin, ama bir şey olduğu yok.
" они, € говорил твоему сыну, что лично отдал деньги Ќику.
- Bir şey olduğu yok!
- Ничего!
Biz iş olsun diye gelmişiz. Burada ilgi çekici bir tartışma illüzyonu yaratacaktık, ama bir şey olduğu yok!
Мы здесь якобы для дискуссии, но никакой дискуссии нет.
Bir şey olduğu yok.
Ничего не происходит.
Bir şey olduğu yok!
Ничего не случилось!
Çin lokantasına geri dönmek istiyorsun çünkü burada bir şey olduğu yok.
Хочешь вернуться в китайский ресторанчик... потому что здесь ничего не происходит.
Hiç bir şey olduğu yok.
Не значит ничего. Правда?
Dostum, Marissa'yla aramda bir şey olduğu yok.
- Ничего не происходит.
Bir şey olduğu yok.
Ничего не случилось...
Bunun dışında bir şey olduğu yok.
А так всё в порядке.
- Bir şey olduğu yok, değil mi?
- Так ведь же ничего не происходит?
- Burada bir şey olduğu yok, değil mi?
- Ну, ведь ничего не происходит?
- Bir şey olduğu yok.
- Ќет, ничего не случилось.
Bir şey olduğu yok.
Ничего.
- Bir şey olduğu yok.
- Ничего.
- Bir şey olduğu yok, dostum.
- Ни хрена не происходит, друг.
Bir şey olduğu yok.
Ни хрена не происходит.
Aslına bakarsan henüz bir şey olduğu yok, sadece arkadaşız.
Ну, это в сущности, лишь в этом значении - друзья. Я...
Bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok. Burada o suçlu mu değil mi buna karar vereceğiz, neden böyle olduğu konusunu tartışmayacağız.
Наша задача - определить виновен он или нет, а не выяснять, почему он таким вырос.
Sanki uzun bir koridorda yürüyordum bir zamanlar aynalı olan, ve halen ayna parçalarının takılı olduğu ve koridorun sonuna ulaştığımda karanlıktan başka bir şey yok.
Я словно иду по длинному коридору, где когда-то было много зеркал, и осколки этих зеркал до сих пор висят на стенах. А когда я подхожу к концу коридора, там нет ничего, кроме темноты.
Bildiğim tek şey bunun bir keşif gezisi olduğu. Senden daha fazla bir bilgim yok.
Но, кроме того факта, что это - разведка, я знаю про это не больше, чем вы.
Bir şey olduğu yok...
Ничего не происходит.
Bir sey oldugu yok.
Ничего не происходит.
Burada ne olduğu hakkında hiç bir fikrin yok. Gerçekte ne istediğimi nasıl buldum. Borg nasıl inanmak için bir şey buldu.
До вас никак не дойдет, что здесь происходит... как я обнаружил свое истинное призвание как Борги нашли то, во что могут верить.
Bir şey olduğu yok.
Всё в порядке.
- Damak zevkime bir şey olduğu yok!
- Мой вкус в порядке!
Ben de bilmiyorum. Kardeşin öldüğü için üzgündün ve şimdi de kocan hasta olduğu için üzgünsün. Bunda sıra dışı bir şey yok.
Тебя потрясла смерть брата, а теперь ты переживаешь за мужа, и в этом нет ничего удивительного.
Şaşırtıcı bir şey yok, kaç tane olduğu dışında.
Ничего поразительного, кроме, разве что, их количества.
Quark, holosuit işlek olduğu sürece endişelenecek bir şey yok.
Кварк, пока наши голокомнаты заняты, тебе не о чем волноваться.
Korkunç bir şey olduğu kesin. Ne olduğu konusunda bir bilgimiz yok ama büyük bir bulut var ve...
Внезапно раздался взрыв и мы не располагаем точной информацией... что послужило его источником.
Şey, bu tam anlamıyla bir metafizik spekülasyonu,... ve metafiziksel spekülasyonların çoğunda olduğu gibi,... hayatın gerçekleriyle... pek alakası yok.
Ну, это только метафизическое рассуждение, и, как прочие метафизические рассуждения, оно не имеет ровно никакой связи с реальной жизнью, такой, какой мы ее знаем.
Ya da herkese karşı son derece nazik olduğu için flört ediyor gibi görünmüş olabilir. Ama aslında öyle bir şey yok. Çünkü kimse o kadar aptal değildir.
Или, возможно, он просто один из тех людей, которые со всеми суперприветливы, так что кажется, будто он флиртует, но вообще-то, он не флиртует, потому что никто так не глуп.
- Bir şey olduğu falan yok.
- Слушайте, ничего же.
Ray, başka bir şey olduğu falan yok.
- Рей, всё нормально.
Umursadığım sadece bir hareket var. Şimdi olduğu gibi her gün oluyor, bunda kedi hareketi diye bir şey yok..
Мне очень не ловко, но мне приспичило в одно место, потому что я всегда хожу туда по утрам.
Bunun nasıl bir şey olduğu hakkında hiç bir fikrin yok.
Ты не представляешь, что это было.
- Bir şey olduğu yok!
– Никак.
- Bir şey olduğu yok.
О, не так уж много.
Çok fazla bir şey bilmiyorum ama tek bildiğim şey içinde bulunduğun çimento yavaşça vücudundan su emiyor bu yüzden mümkün olduğu kadar çok suyu tutman gerekiyor o yüzden ağlamak yok.
Я пока знаю немногое, но уверена в том, что цемент вокруг тебя, постепенно поглощает воду из твоего тела, и тебе понадобится вся вода, так что никаких слез.
Bir şey olduğu yok.
- Да ничего не случилось.
"Karımı öldürüp kendimi gemiden atacağım" gibisinden bir şey yok. Ama ne olduğu ortada.
Ничего, что кричало бы "я собираюсь убить свою жену и утопиться", но... по-видимому, это и произошло, верно?
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46