Bu karım Çeviri Rusça
2,826 parallel translation
- Bu karımla mı ilgili?
- Это касается моей жены?
Sanırım bu işten bir çıkar yol buldum.
Думаю, я смогу найти выход из этого.
İçinde bu kadar karışıklık yaşanırken şehirden ayrılmak akıllıca mı?
Разумно ли покидать город, когда внутри так неспокойно?
Karımın bu güzel resimlerine de bir bakmak isterim.
Я бы с удовольствием взглянул на эти прелестные фотографии моей жены вместе с вами.
Tanrım, bu tamamen kafa karıştırıcı.
О, боже, все так запутано.
Evetse, bu işe karıştı mı?
И если знал, причастен ли он?
Bu da sonra mide zarı tarafından emilerek kan dolaşımına karışıyor.
Которая проникла через стенки желудка в систему кровообращения.
Ama Pam benden bu kutuları açmamı istemedi. "Tabii, kalemleri alırım ve sırtını döndüğün anda... "... kalemleri paketlerinden çıkarıp harika bir paket açıcı...
Но Пэм не говорила мне распаковывать ручки, и я не из тех людей, которые говорят : "Хорошо, я приму ручки, когда их доставят", а затем, как только ты отвернешься, распаковываю ручки и присваиваю всю славу себе
Bu yüzden en baştan beri yapmam gerekeni yaptım. Karısını aradım.
Поэтому я сделала то, что должна была сделать с самого начала - я позвонила его жене.
Bu sefer karımı istiyorum.
На этот раз, я хочу свою жену.
Bu yüzden kırmızı ışıkta burnumu karıştırırken hiç yakalanmadım.
Поэтому меня никогда не ловили, за тем как я ковыряюсь в носу на красный свет.
Bunun üzerine, "Sen benim karımsın bu senin için yeterli olmalı." cevabını aldım.
и он сказал, " Ты моя жена. Этого должно быть достаточно.
Aman Tanrım. Bu eski karısı.
Боже, это бывшая жена доктора Кастеллано.
Bu çok hassas bir karışım.
Это очень деликатный коктейль.
- Kızımı bu işe karıştırmayın.
- Не втягивайте в это мою дочь.
Eğer bu gece uğraştığım şeyi batırırsan, dünyayı başına yıkarım.
Если вы испортите мне операцию, я обрушу ну вас мир, полный страданий.
Emanet kiracım dairemde porno film çekmiş, bu yüzden evden çıkarılıyorum.
Мой жилец снимал порно в моей квартире, так что меня теперь выселяют.
Bu aklımı karıştırdı.
Вот уж удивили, это да.
Bu olaya müdahale etmemem gerektiğinden karışmayacağım.
И потому я не должен вмешиваться, я не могу.
Caroline, bana bir özür borçlusun. Yoksa bu halkaları çıkarıp sana sokacağım kızım.
Да, и Керолайн, ты должна передо мной извиниться или я сниму эти сережки и мы засунем тебя в них, детка.
Seçim hilesini bu işe karıştırmamaya çalışacağım ama muhtemelen bir şekilde karışacak çünkü David Rosen resmi soruşturmaya Defiance'dan başlamak üzere.
Я постараюсь держать фальсификацию выборов подальше от этого Я не знаю, возможно это или нет. Вероятно, нет, с тех пор как Дэвид Розен намерен начать официальное расследование в Дефайансе.
Bu tescilli bir karışım.
- Смесь собственного изобретения.
Bu konuşmaya devam etmeden önce kıyafetlerini çıkar ki üstünde adalet bakanlığının, Washington Tribune'un ya da başka birilerinin dinleme cihazı olmadığından emin olayım.
Прежде, чем мы продолжим эту беседу... Я хочу, чтобы ты снял свою одежду, чтобы я мог удостовериться, что ты не носишь какое-нибудь прослушивающее устройство по воле министерства юстиции, или "Трибуны Вашингтона", или кого-нибудь еще.
Bu ahlak polisini ilgilendirdiği için karıştım.
Это дело полиции нравов, и я взялся за расследование.
Yoksa sana yemin ederim, yaşamayı seçtiğin bu acınası hayatı başına yıkarım.
Вы больше никогда не произнесете имя Портер, или я обещаю, я принесу вам такие разрушения, в вашу жалкую жизнь, которую вы сами для себя и выбрали.
Bu ne muhteşem otlu karışım böyle.
Какое замечательное травяное попурри.
Karım, hayatı severdi fakat bu onun hayatı değildi.
Моя жена - она любила жизнь, но это была не жизнь.
Karım ilk bebeğini doğurduğunda bu sandalyenin sırtına çok daha iyi geldiğini hatırlıyorum.
Когда моя жена родила первого ребёнка, помню, в таком кресле спина у нее болела гораздо меньше.
30 dakikaya dönerim. Bu pisliği yakalayacağım. Hiç yakıt almamış ve kar arabalarının yakıtları azdı.
через 30 минут я достану его жопу он не взял топлива, а оно почти не нуле я не думаю что тебе следует идти что ты сказал?
Evet, adamım. Bu kartları kim karıştırıyor?
Да, кто вообще так карты мешал?
Bu işe karıştınız mı?
Вы причастны?
Karımı bu işe sürükleyemem.
То, во что не могу втянуть жену.
Bu karışık saçlarım için kimseye güvenmem.
Имейте в виду, что я никому не доверяю и со мной швабра.
Ne bulursan bul benim adımı bu işe karıştırma.
Что бы вы не узнали, не смейте упоминать меня.
Monica'ya Daniel ile ilişkisi olduğunu kabul ettirebilirsen... -... bu iş cinsiyet ayrımından çıkar o zaman.
Если заставить Монику признать, что у нее был роман с Дэниелем, это дело уже не о равноправии полов.
-... ama hepsi birbirine karışır. - Bayan Florrick,... bu toplantıyı hatırlamadığınızı mı söylüyorsunuz?
Питера, и они все... сливаются друг с другом.
Bu yüzde iki süt ile yüzde 98 sakinleştirici karışımı.
Это на два процента молоко. На 98 - транквилизатор.
Bu işe avukat karıştırmadan daha yaratıcı bir çözüm bulamaz mıyız?
Мы можем обойтись без адвокатов и более творчески подойти к решению проблемы?
Evi Patrick alıyorsa bizim bu işten çıkarımız ne olacak? Elbette ki bakır borular.
"если Патрик забирает дом, то что забираем мы?"
Dikkatli olun, gece boyunca tüm kokteylleri bu çubukla karıştıracağım!
Внимание, весь оставшийся вечер, я буду перемешивать коктейли этим тестом!
Bence bu profile uyan biri var mı diye eski dosyaları karıştırsak iyi olur.
Я думаю, лучше проверить старые дела, посмотреть, не совпадет ли что-нибудь с профилем.
Bu işin içine karışmış biriyle alakanız var mı?
Может быть вы знакомы с тем, кто имеет к ним отношение? А в чём дело?
Mal kayıtlarını karıştırıp bu evi sakladım ama bizi bulacaklar!
Я исправил записи о владельце и скрыл это место, но они найдут нас!
Bu adam karımı öldürdü.
Этот гад убил мою жену.
Bu adamı suçlu bulacak bir jüri üyesi çıkar mı sence?
Ты уверен, что соберешь жюри, которое осудит этого человека?
Merak edip karıştırdığım için şeytanca bir dümen mi bu?
Слушай, это что-то вроде трюка, чтобы я не совал свой нос куда не следует?
Peki, evet, istemediğin halde işine karıştım ve evet, bu adresi Dekan'dan aldım ama yine de...
Да, я снова влезла в твои дела и да, я взяла адресс у декана, но послушай.
- Belki umurunuzda bile değildir. - Beni ya da ailemden birini bu işe.. ... karıştır da ne kadar umursadığımı o zaman gör.
- Попытаетесь впутать в это дело меня или кого-нибудь из моей семьи тогда вы узнаете, насколько сильно мне наплевать.
Bundan 20 sene sonra 26 yaşındaki üçüncü karım bu konu hakkında soru sorduğunda...
20 лет спустя, когда моя 26-летняя третья жена спросит меня про это шоу,
- Hodgins....... esmer şeker, sirke- - bu ne olduğunu belirleyemediğm bir karışım ve bunun ne olduğunu bildiğini umuyordum.
- Ходжинс....... тростниковый сахар, уксус.. Есть только один ингредиент, который я не могу определить, и я надеялся, ты мне подскажешь.
Bu karıların hepsi, bana bir et parçasıymışım gibi bakıyor.
Как эти чокнутые суки на меня посмотрели, типа я какой-то проклятый кусок дерьма, понимаешь?
karım 448
karıma 23
karımı 36
karımın 27
karım yok 16
karım ve ben 25
karım nerede 56
karım öldü 19
karım mı 39
bu kadar 1215
karıma 23
karımı 36
karımın 27
karım yok 16
karım ve ben 25
karım nerede 56
karım öldü 19
karım mı 39
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar yeter mi 31
bu kadar basit mi 22
bu kan 29
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar basit 242
bu kadar yeter mi 31
bu kadar basit mi 22
bu kan 29
bu kadar yeterli 43
bu kadarı çok fazla 17
bu kadar çabuk mu 71