Bu senin hakkın Çeviri Rusça
200 parallel translation
Güzellik ve zarafet içinde takman için bir taç bu senin hakkın ve görevindir.
Корону, венец грации и красоты, но также и символ заботы о государстве.
Bu senin hakkın.
Это твое право.
- Bu senin hakkın.
- Это твоё право.
- Bu senin hakkın.
- Как Вам будет угодно.
- Bu senin hakkın, bayım...
Это ваше право, мистер...
Ailemizin reisi olarak bu senin hakkın.
Это твоё право как главы нашей молодой семьи.
Bana bak, sen hayatını seçtin. Bu senin hakkındı. Benim için ayakaltında değildin.
Послушай ты выбрал себе жизнь.
Bu senin hakkın.
Это твоё право.
Bana göre, bu senin hakkın.
По мне, так об этом надо подумать в первую очередь.
Bu senin hakkın. - Evet öyle.
- Ага, так и есть.
Bu senin hakkın tabii.
- Что ж, это ваше право.
Bu senin hakkın. - Ama Roddy, evleneceğimize göre paranın kime kalacağı önemli değil demiştik.
Роди, не имеет значения, кому достанутся деньги, мы собирались пожениться!
Bak, Jackie, babanın başı belaya girdiğinde, Panikledim, Ama bu senin hakkında endişelenmedim demek değil.
Джеки, когда у твоего отца возникли проблемы, я запаниковала, но это не значит, что я перестала заботиться о тебе.
Çünkü öylesin. Alice, sen komik bir bayansın, ve bu senin hakkında sevdiğim şeylerden biri, ve birtek seven ben değilim.
Потому что ты такая и есть Элис, ты - забавная дамочка, и это одно из многого, что я в тебе люблю, и не только я одна.
Bu senin hakkın.
Ты заслужила это.
Evet, şey, büyük bir yaygara olmamasını istediğini söylemiştin ama bu senin hakkın.
Ну, да, я знаю, что ты просила не делать вокруг этого много шума но, эй, ты это заслужила.
Ben devralacağım diyorum. Senin bu odaya girme hakkın yok.
Вы должны выйти отсюда, вам здесь не место.
Kocam olarak bana sahip olmak senin hakkın. Bu doğru.
Но ты никогда не добьешься любви от меня.
İhtiyacım olanın bu olduğunu farkettiğim sırada okul çocuklarının senin hakkında konuştuklarını duydum.
Я наконец осознал, чего именно я хочу. И вот я услышал, как школьники говорили о тебе.
Ne senin ne de bu mahkemenin böyle bir hakkı var. - Yaptığınız şey yanlış.
Ты и весь этот твой суд - вы поступаете дурно.
- Bu da senin hakkın.
Вам 2 340 злотых.
Bu senin hayatın ve biz onun hakkında konuşuyoruz.
Для тебя так важна работа? Мы ведь говорим о твоей жизни!
Bu orospu çocuklarının senin hakkında söylediği her şey burada. - Durum görüşmem için mi?
Всё, что эти уёбища когда-либо говорили о тебе.
Harika. Anneme söyleyeyim de Anderson'larla senin hakkında konuşsun. - Belki bu sayede bana da bakıcılık yaparsın.
До того здорово, что я попрошу свою маму поговорить с Андерсонами, и мы будем приглашать вас время от времени ко мне.
Yarı sermayeyi koyduğum... önemli bir atılımda senin yarı hakkın olacak bu.
Они становятся твоей частью в серьезном предприятии.
Bu senin hakkın, Pilar!
Это твое право, Пилар.
Tanrım, senin, bu nehrin, bu dağın ve hakkında hiçbir şey bilmediğimiz herşeyin önünde Mickey, Mallory'yi ölüm sizi ayırana kadar hastalıkta ve sağlıkta, karın olarak kabul ediyor musun?
Господи, перед тобой и перед этой рекой Этой горой и всем, чего мы не знаем... Мики, согласен ли ты взять Мэлори в законные супруги чтобы заботиться о ней, пока смерть не разлучит вас?
Bu, senin hayatın. Her neyse, geleceğim hakkında bazı kararlar verdim.
В любом случае, я приняла некоторые решения о своем будущем.
Bu Nestor olarak senin ilk görevin bu yüzden belki de sana bu mahkemeye hitap etme hakkın olmadığını belirtmek zorundayım.
Вам не доводилось исполнять обязанности нестора прежде, так что позвольте мне вам кое-что объяснить.
Ama bu tamamen senin inanılmaz yanlışın hakkında.
Но мы сейчас о твоей ужасной ошибке.
Bu senin yasal hakkın.
Это твое право.
Bu bir oyun değil. Biz senin hayatın hakkında konuşuyoruz.
Мы не об игре сейчас говорим - мы говорим о вашей жизни.
Bu beni hiç etkilemedi Senin hakkında duyduklarımdan sonra senin daha çok benim gibi biri olacağını düşünmüştüm.
Должна тебе признаться, Кейси. Ты меня не впечатлил. После всего того, что я о тебе слышала, я думала ты больше похож на меня,
Dün gece Domino'yla beraber olduğun düşünülürse sana söylemem ve senin öğrenmen hakkın. Bu sabah kan testlerinin sonucunu aldı ve HIV pozitif çıktı.
Ну, учитывая, что вы были с Домино вчера вечером думаю, будет честно, если вы узнаете что сегодня утром она получила результаты анализа крови на СПИД, и они положительные.
Bu senin suçlu hakkın.
Это твое право преступника.
Bu kehanetler hakkındaki herşeyi ve Fred senin hesaplamalarını görmek istiyorum.
Я сам хочу посмотреть на эти пророчества и на твои вычисления, Фред, и на все остальное, что у нас есть по этому поводу.
O halde Gavin, bu adını bilmediğin adam olduğunu söylediğin toplantıdan çıkınca, onu aldığını sandığın telefon numarasından arar mısın? Böylelikle Simon Dunnu'ın çocuklara bıraktığı paraların yönetim hakkına senin şirketinin sahip olduğunu kanıtlayan belgeleri biz de görebiliriz.
Итак, Гэвин, некто, имени которого ты не знаешь, спешит на какую-то встречу, его номер, как тебе кажется, у тебя в машине, и нам нужен документ, подтверждающий, что партнеры твоей адвокатской конторы
Bu kanıtlar... senin ve arkadaşlarının... anti-Sovyet entrikalarının hakkında.
Да и его дать не могу, он к делу будет пришит. Здесь все про тебя и про твоего дружка с которым вы вели антисоветскую переписку.
Onda diğer yüzlerce kocandan farklı ne buldun ki? Bu adamın sen gittiğinde senin hakkında iyi düşünmesini istiyorsun.
- Я говорю о - сотнях мужчин, за которых ты вышла замуж ты всерьез хочешь, чтобы этот думал о тебе хорошо, после того как ты его бросишь
- Bu şekilde hissetmek senin hakkın.
Ты можешь считать так, твое право.
En önemlisi ise senin ve Carmela'nın bu konular hakkında bir ortak karar alması ve birbirinin arkasını kollaması veya ortak çıkarlarınızı gözetmesi.
Самое главное то, что вы с Кармеллой договорились не выбивать друг у друга почву из под ног или не действовать вразнобой.
Böyle bir şeyi düşündüğün için senin hakkını vermeliyim ama sorun şu ki bu küçük serseriden nefret ederim.
Я согласен дать тебе кредит Давай посмотрим на это с другой стороны, Но проблема в том, что я ненавижу мелких засранцев
Yani senin elemanın bu konu hakkında iyice düşünmesi lazım.
Так что твоему парню следует глубоко и серьезно об этом задуматься.
Hey, ahbap, bu mesele hakkında en az senin kadar kızgınım.
Приятель, мне это всё тоже не нравится!
Biliyor musun.Bu senin kaybın, çünkü bana bir pedikür yapma hakkını kaybettin.
Знаешь что. Тебе же хуже, потому что я бы разрешила тебе сделать мне педикюр.
- Evlilik kutsaldır! Senin bu konuda konuşmaya hiç hakkın yok.
Ничего, если я приду к вам сегодня?
Sırf durumlar iyi değil diye bu sana senin olmayanı alma hakkını vermez.
Но даже, если совсем не легко, нельзя брать то, что не твое.
Babam senin bu yolculuk hakkında kitap yazdığını söyledi.
Отец информирует меня, что ты пишешь книгу об этой поездке.
Bu dünyada geçerli olan tek şey başkalarının senin hakkında ne düşündüğüdür.
В этом мире главное - что о тебе думают другие.
Şaka mı yapıyorsun Annem ve babam senin hakkında konuşmaya bayılıyor Tonya'yla yaşayacağın parlak geleceği nasıl bıraktığını konuşup duruyorlar hem de bu kadınla yaşadığın sonu olmayan bir ilişki için
Мама с папой не устают рассказывать, как ты променяла блестящее будущее с Тоней на тупиковые отношения с ней.
Senin hakkın bu kadar.
Вот твоя порция.
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu senin fikrin 31
bu senin problemin 26
bu senin son şansın 40
bu senin mi 96
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu senin fikrin 31
bu senin problemin 26
bu senin son şansın 40
bu senin için de geçerli 20
bu senin işin 74
bu senin seçimin 22
bu senin araban mı 29
bu senin fikrindi 50
bu senin hatan 79
bu senin payın 24
bu senin işin değil 28
bu senin suçun değil 43
bu senin hatan değil 72
bu senin işin 74
bu senin seçimin 22
bu senin araban mı 29
bu senin fikrindi 50
bu senin hatan 79
bu senin payın 24
bu senin işin değil 28
bu senin suçun değil 43
bu senin hatan değil 72