Bundan hoşlanmıyorum Çeviri Rusça
121 parallel translation
T.C. hakkında kimsenin böyle konuşmasından hoşlanmıyorum. Bundan hoşlanmıyorum.
Я никому не позволю так говорить о T.C.
Bundan hoşlanmıyorum George.
Говорю я тебе, не нравится он мне, Джордж.
Bundan hoşlanmıyorum ama yönetmelikler böyle gerektiriyor. Yıldız gemisi amirali olarak, yönetmeliklere uymalıyım.
Мне неприятно это говорить, но этого требует устав, и как офицер Звездного флота, я должен следовать ему.
Bundan hoşlanmıyorum.
Я не боюсь, но...
Bu konuyu bilmiyorum, bundan hoşlanmıyorum.
Я не знаю, в чем дело, но мне это не нравится.
Bundan hoşlanmıyorum. Baksana! California'ya gitmişken bana biraz koko alıp gelir misin?
Слушай, будешь в Калифорнии, захвати для меня немного кокаина.
İnsanlar beni hasta ediyor. Bundan hoşlanmıyorum.
У меня от людей голова кругом идет, и мне это совсем не нравится.
Bende bundan hoşlanmıyorum.
Мне это не нравится, сержант.
Bundan hoşlanmıyorum, Newt.
Не нравится мне это, Ньют.
Ama Norville Barnes'i hiç anlamadım, işlerini yarım bırakması konusunda ve bundan hoşlanmıyorum.
Но я не видела поверженного Норвилла Барнса. И мне он не нравится.
Bak, bundan hoşlanmıyorum, anlıyor musun!
Послушай, я тоже не в восторге от него.
Bu bakışların anlamını biliyorum. Ve bundan hoşlanmıyorum.
Я знаю, что значат эти взгляды, и мне они не нравятся.
Bundan hoşlanmıyorum.
Мне это не нравится.
Bundan hoşlanmıyorum.
- а не огромной улыбкой. - Мне так не нравится.
Ve bundan hoşlanmıyorum!
А мне это не нравится! Мне это не нравится!
Bundan hoşlanmıyorum Raymond.
Мне это не нравится, Рэймонд.
- Bundan hoşlanmıyorum.
— Не нравится мне это всё.
Ben de bundan hoşlanmıyorum.
Мне это не нравится так же, как и тебе.
Biliyorsun bundan hoşlanmıyorum.
Ты же знаешь, что я это не люблю.
- Bundan hoşlanmıyorum.
- Не нравится мне это.
Yapma, bundan hoşlanmıyorum.
Прекрати! Не люблю, когда ты это делаешь.
Bundan hoşlanmıyorum.
Я не люблю это.
Kadınsı bir ruh gelişiyor sende. Ve bundan hoşlanmıyorum.
Ты все больше становишься похож на женщину, и мне это совсем не нравится.
Bu boşanma işi beni sert ve öfke dolu biri haline getirdi.. Ve bundan hoşlanmıyorum.
Этот развод превратил меня в... злого, ненавидящего человека... и этот человек мне не нравится.
Şuanda etrafta bazı kötü söylentiler var, bundan hoşlanmıyorum.
мне это не нравится.
Bundan hoşlanmıyorum, ama gerçeği söyleyeceğim.
Мне не хочется унижать Себастьяна, но я должен рассказать правду.
Pek çok kadın tamamen tıraşlar. Ama ben bundan hoşlanmıyorum.
Я знаю, многие женщины все сбривают, но мне это не нравится.
Şey, göğsümüzde birşeyin kan pompaladığı gerçeği beni biraz ürpertiyor, bundan hoşlanmıyorum.
Да, я - - я - - я - своего рода боюсь того что в наших грудях качает кровь. Я не люблю это.
Beni gerçekten ürkütmeye başlıyorsun, bundan hoşlanmıyorum!
Ты начинаешь меня раздражать, и мне это не нравится!
Ve bundan hoşlanmıyorum.
И мне это не нравится.
Hayır. Korkmuyorum. Ama bundan hoşlanmıyorum.
Нет, я не боюсь, но мне это не нравится
Bundan hoşlanmıyorum! Adamı bana doğru itmeyi kes artık.
- Ќе смейте пихать его ко мне...
Bundan hoşlanmıyorum.
Моим пациентам тоже.
Bir zamanlar "benim yaşamım bu" diye düşünürdüm ama artık bundan pek hoşlanmıyorum, belki de yaşlanıyor olduğum içindir.
Сначала я думал, что это, наверное, и есть хорошая жизнь, но теперь мне уже не нравится. Может, потому, что я начинаю стареть.
Onu taşımalı ve hastaneye götürmeliyim. Ve bundan hiç hoşlanmıyorum.
Её нужно везти в Балтимор, оперировать...
Bundan ben de hoşlanmıyorum.
Я не получу удовольствия.
Kara kara düşünmeyi bırak, bundan hiç hoşlanmıyorum.
Просто... все эти бубнения, Я просто не люблю всего этого.
Bundan pek hoşlanmıyorum.
Кроме того, мне это не нравится.
Bundan hiç hoşlanmıyorum, János.
Вы тоже совершенно точно должны это увидеть. Мне все это не по душе, Янош.
Ross birileriyle çıktığında, bundan zaten hoşlanmıyorum, bir de bu kız kardeşimse?
Мне вообще не нравится, когда он с кем-то встречается, но с моей сестрой?
Bundan ben de sizin kadar hoşlanmıyorum.
Я сам не в восторге от этого.
Bundan hiç hoşlanmıyorum!
Мне это не нравится.
Affedersiniz. Öf ya, hiç hoşlanmıyorum bundan.
Я не говорила, что он мне не нравится.
Egzersiz kitabım var. Kilo vermeye çalışıyorum çünkü Johnny bundan hoşlanmıyor.
Но у меня есть эта тетрадка, и я пытаюсь сбросить вес, потому что Джонни не нравится, когда я тяжелая.
Sabrım kalmadı. Bundan hiç hoşlanmıyorum.
Лично я называю это агрессией.
Yapamam. Bundan ben de hoşlanmıyorum George, ama seçim şansımız var mı?
Джордж, мне это тоже не нравится, но у нас нет выбора.
Bundan hoşlanmıyorum. " dedi.
Я это не люблю! "
Bundan ben de hoşlanmıyorum Jake, ama şu an en mantıklı seçeneğimiz bu.
Мне это тоже не нравится, Джэйк, но пока это самый разумный вариант.
Bak bundan ben de hoşlanmıyorum. Ne kadar zorlarsak, O kadar birlikte olacaklardır.
Слушай, я тоже от них не в восторге, но чем больше мы пытаемся их разлучить, тем сильнее они стремятся быть вместе.
Ben de bundan pek hoşlanmıyorum.
Часть меня ненавидит насколько всё здесь знакомо.
Paul, ben de bundan en az senin kadar hoşlanmıyorum.
Пол, ты даже не можешь представить как мне это не нравится.
hoşlanmıyorum 33
bunda 22
bundan daha iyisini yapabilirsin 29
bundan 49
bundan sana ne 67
bundan sonra 238
bundan böyle 140
bundan bana ne 21
bundan başka 26
bunda ne var 29
bunda 22
bundan daha iyisini yapabilirsin 29
bundan 49
bundan sana ne 67
bundan sonra 238
bundan böyle 140
bundan bana ne 21
bundan başka 26
bunda ne var 29
bundan emin misin 175
bundan eminim 469
bundan emin olabilirsin 58
bundan dolayı 56
bundan bahsetmek istemiyorum 21
bundan daha fazlası var 16
bunda yanlış bir şey yok 34
bundan nefret ediyorum 188
bundan emin misiniz 37
bundan kesinlikle eminim 16
bundan eminim 469
bundan emin olabilirsin 58
bundan dolayı 56
bundan bahsetmek istemiyorum 21
bundan daha fazlası var 16
bunda yanlış bir şey yok 34
bundan nefret ediyorum 188
bundan emin misiniz 37
bundan kesinlikle eminim 16