Farklı mı Çeviri Rusça
4,281 parallel translation
Sürprizin kelime anlamı uzayda farklı mı?
Сюрприз в космосе означает что-то другое?
Farklı mı?
Иначе?
Farklı mı olacak? !
Немного по-другому?
- Farklı hisseden birileri var mıydı?
- Может, кто-то думал иначе?
- Bu farklılık yaratır mı?
Это имеет какое-то значение? Да.
Bunu farklı şekilde yapabilirim sanmıştım ama yapamıyorum.
Я думал, что могу поступить иначе, но не получается.
Farklıyım.
Я другая.
" Daha farklı biri olmak zorundayım.
"Я должен измениться."
Ben senin için çok daha farklı bir gelecek plânladım.
У меня для тебя есть совершенно другое будущее.
Sanırım "her şey yolunda" nın farklı anlamları olabilir.
Кажется, у нас с тобой разные представления о том, что значит "улажено".
Ama bunun yanında şekerin farklı türleri ile ilgili bir derse de ihtiyacım var.
Но так же мне потребуется небольшой урок по различным видам сахара.
Ve artık mısır üreticileri umutsuz bir şekilde bu maddelerin şeker olduğunu, farklı birşey olmadıklarını söylemeye çalışıyorlar ve şeker endüstrisi de şöyle diyor " Hayır, aynısı değilsin.
И теперь то компании перерабатывающие кукурузу пытаются сказать, что нету разницы между их продукцией и сахаром, но представители сахарной промышленности говорят "Нет, это не так"
Sadece farklı bir bakış açım var.
Я придерживаюсь другого мнения.
Üç farklı bankaya uğradım.
Я только что вернулся из трех разных банков.
Her gün yaşadığımız yerleri, farklı görmekle alakalı tamamen.
История о том, что на привычное нам пространство надо взглянуть по-новому.
Eğer ben... ben de senin gibi olsaydım, sadece ben olsaydım, bu ev çok daha farklı olurdu.
If I was... if I was more like you, if it was just me, this house would look different.
- Farklıyım. Sen gibi.
Я другой, как ты.
Farklılıklarımız ve benim üzgün olduğum bazı şeyler var.
У нас были разногласия, и есть что-то о чем я жалею.
Bu kadın iki farklı zamanda aracımı ateşe verdi.
Ведь ты любишь учиться.
Tanıştığımızdan beri farklı bir yerdeyim.
Я будто нахожусь в другом мире с тех пор, как мы встретились.
Görünüşe bakılırsa yas tutma tarzlarımız farklı.
мы по-разному переносим горе.
Eğer hayatımın farklı parçaları bir uyum içinde olmazsa bu, benim için işleri zorlaştırır.
и если отдельные части моей жизни не гармонируют, то мне от этого действительно грустно.
Buradaki süreç, İngiltere'dekinden farklı, tamam mı?
Процесс здесь отличается от того, что дома.
Farklı bir temsilciye ihtiyacım olabilir.
Мне понадобится другой представитель.
Farklı liselere düştüğümüzden beri endişeliydim. Comment : 5,0 : 00 : 11.47,0 : 00 : 15.22, Açıklama, 0,0,0, Hakkımda endişelenmeni gerektirecek hiçbir şey yapmadım.
что мы пошли в разные старшие школы.
Ben dünyanın farklı yerlerinde ki bilge birilerinin bana yapmamı söylediği şeyleri yapmaya bayılırım.
Мне нравится, когда кто-то, кто разбирается в жизни больше чем я, говорит мне, что делать.
Ben artık farklı bir insanım.
Теперь - я другой человек.
Yıllar yılı farklılıklarımız olsa da daha fazla saygı duyduğum iki insan daha yok.
Хотя у нас и были разногласия, я безмерно уважаю вас обоих.
Şartlar benzer olsaydı, senin ya da benim yapacağımızdan farklı bir şey yapmadı.
Вы или я поступили бы так же в этих обстоятельствах.
Tasarım daha farklı olacaktı.
Думал, что планировка будет другая.
Ben senden farklı bir seçim yaptım.
Я выбрал другой путь, не как ты.
Aynı restorana mı, farklı restoranlara mı?
В один ресторан или в отдельные?
Tekrar yapabilsen bazı şeyleri farklı yapar mıydın?
Ты бы сделал что-нибудь по-другому, если бы мог вернуться в прошлое?
Ben burada farklılıklarımızı övebileceğimizi düşünmüştüm.
Мне казалось, что наши особенности чтят в этой школе.
İlk tanıştığımızdaki bıyığından daha farklı değil.
Совсем как те усы, что были у вас, когда мы познакомились.
Acilen farklı bir araca ihtiyacımız var.
Мы отчаянно нуждаемся в альтернативном транспорте.
Teşekkürler ama sanırım farklı bir ulaşım aracı bulacağız.
Спасибо вам, но, думаю, мы поищем другой транспорт.
Vay, Hetty'nin her gece farklı bir evde yattığını duyardım.
Ого, я слышала, что Хэтти каждую ночь ночует в разных домах.
Artık tüm farklılıklarımızı bir kenara bıraktığımız için her şey daha iyi değil mi?
Хорошо же когда мы расставили все точки над "i"?
Bakın üç farklı protez bacak kullandım. Her biri, bir öncekinden fazla acıttı.
Слушайте, у меня было 3 протеза.
Mahvetme anlayışlarımız çok farklı.
Твое определение слово "расстроить" сильно отличается от моего.
Felicity Smoak, sen tanıştığım herkesten daha farklısın.
Знаешь, Фелисити Смоак, Я отличаешься от всех, с кем я встречался.
Yani bunun bir anlamı varsa, iki farklı kuralımız olamaz. Biri kötü adamlar, biri bizim için.
И если это что-то для нас значит, у нас не может быть два набора правил - один для плохих парней, другой для нас.
Peki ama Zelda için durum farklı olamaz mı?
Что ж, есть вероятность, что Зельда не такая.
Onu son gördüğümde tamamen farklı bir noktadaydı ve bilmiyorum, bu ergen olduğundan mı yoksa biz birlikte olduğumuzdan mı ama.
Она очень сильно изменилась с нашей последней встречи, и я не знаю, то ли это из-за возраста, то ли из-за нас с тобой, или...
İşleri farklı yapmak istediğinin farkındayım, Ama bunun için doğru zaman mı emin değilim.
Я знаю, вы хотели бы сделать это по-другому, но сейчас неподходящее для этого время.
İş hakkında farklılıklarımız olduğunu biliyorum,... ama herhangi bir şeye ihtiyacın olursa, bizler buradayız.
Я знаю, у нас есть разногласия по работе. Но если тебе что-то надо, мы тут.
Gördüğün gibi ben normal vampirlerden biraz farklıyım.
Видишь, я немного отличаюсь от обычного вампира
Farklı bir isimle Gotham'a geri dönerim. Ve Moroni ailesinin içine sızarım. Ve sizin için çalışırım.
Я вернусь в Готэм под другим именем, стану работать на клан Марони и доносить обо всё вам.
Peki ya tarif ettiğin iki olay, Openshaw'a yardım etmek ve öldürmek aynı planın parçası değil de aynı etkiyi yaratmak için yapılan iki farklı plansa?
- А что если эти два события - помощь Опеншоу и его убийство - это не звенья одной цепи, а две разные попытки добиться одного и того же?
olmadığını farkettim. çünkü harika bir hayatım var, ve eğer farklı birşey yapsaydım, Böyle muhteşem bir işim ve arkadaşlarım olmayabilirdi, ve belkide sen... olmayabilirdin.
неважно, что произойдёт, поскольку моя жизнь прекрасна, но если бы я когда-то поступила иначе, то у меня не было бы моей замечательной работы и моих друзей, и у меня не было бы... тебя.