Hiç sanmıyorum Çeviri Rusça
3,192 parallel translation
Hiç sanmıyorum.
Сильно сомневаюсь.
Hayır, hiç sanmıyorum.
Не так быстро.
Hiç sanmıyorum.
Я так не думаю.
Sadece Stan'le aramızın böyle olabileceğini hiç sanmıyorum.
Я просто... не думаю, что смогу когда-нибудь увидеть, такое же у Стэна и меня.
Hiç sanmıyorum.
Нет, не выйдет.
Hiç sanmıyorum, Lavon.
Не хочется, Левон.
- Hiç sanmıyorum.
- Я так не считаю.
- Hiç sanmıyorum ama...
Я так не думаю, но...
- Hiç sanmıyorum.
Я так не думаю.
- Uyuşuyor mu? - Hiç sanmıyorum.
- Значит он совпадает?
Hiç sanmıyorum. Bunu bizim adamın ateş ettiği yerde buldum.
Я нашел это на месте, с которого стреляли.
Hugh emin değil ama Ron'un bundan çok mutlu olduğunu hiç sanmıyorum.
Хью сомневается, но я не думаю, что Рон был в восторге от этого.
- Hiç sanmıyorum.
Не думаю.
Hayır, hiç sanmıyorum.
Нет, я так не думаю.
Çinli bir örümceğin ısırdığını hiç sanmıyorum.
У меня серьёзные сомнения, насчёт того, что его мог укусить китайский птицеед.
- Öyle bir ihtimal olduğunu hiç sanmıyorum.
Я не думаю, что мы можем.
Hayır, hiç sanmıyorum.
Нет, я не думаю.
Hiç sanmıyorum.
Вряд ли.
- Hiç sanmıyorum.
, Нет, я так не думаю. , :,
- Hiç sanmıyorum.
- Я так не думаю.
Hiç sanmıyorum.
Ну уж нет.
Orada okuduğunu hiç sanmıyorum.
Это цвета Бофора, и вряд ли она могла там учиться.
Hiç sanmıyorum.
Она бы не стала такого делать.
Hayır, hiç sanmıyorum. Neden?
Вряд ли из этого что-нибудь получится.
- Bunun gerekli olduğunu hiç sanmıyorum.
Я не думаю, что это было необходимо.
- Hiç sanmıyorum, hayır.
Нет, не думаю.
Evet, hiç sanmıyorum...
Хм, я не думаю, что...
Hiç sanmıyorum.
Думаю нет.
Hiç sanmıyorum.
Я так не думаю
Eğer aradığımız adam oysa kullandığı tek takma ismin o olduğunu hiç sanmıyorum.
Если это тот человек, которого мы ищем, сомневаюсь, что это единственный псевдоним, что он использует.
Ama tek geleceğinin bu olduğuna inanması gerektiğini hiç sanmıyorum.
Но я действительно не думаю, что он должен верить, что это его единственное будущее
Hiç sanmıyorum.
Не все.
Hiç sanmıyorum, Maggie.
Не думаю, Мэгги.
- Hiç sanmıyorum.
Я в этом не уверен.
Kusura bakmayın ama ben zaten bir polis memurundan korunmaya çalışıyorum bir tanesini daha evime çağırmak isteyeceğimi hiç sanmıyorum.
Со всем уважением, я сам защищу себя от сотрудника полиции. Едва ли я захочу пригласить больше них в мой дом
Hiç sanmıyorum.
Взгляните внимательно на этих людей. Я так не думаю.
Hayır, ama... Hiç sanmıyorum.
Нет, но... я бы не стала отбрасывать эту версию.
Bu kargaşayı idare edebileceğimi hiç sanmıyorum.
Не думаю, что я сама смогла бы разобраться в этой какофонии.
Tanrı bir söylentidir. Hayır, hiç sanmıyorum.
Я так не думаю.
- Hiç sanmıyorum.
Oh, I don't think so.
Adli tabibin raporuna bakılırsa, hiç öğreneceğimizi de sanmıyorum.
Судя по заключению экспертов, вряд ли когда-нибудь узнаем.
Hiç sizi hedef aldığını sanmıyorum, Danny.
Не думаю, что он вообще собирался стрелять в тебя, Дэнни.
- Hiç sanmıyorum.
Не думаю, что отдам.
Bu işlere bulaşmak istediğini sanmıyorum hiç.
Я не думаю, что она хочет иметь к этому какое-либо отношение.
Ve hiç olduğunu da sanmıyorum.
И не думаю, что когда-то был.
Konseri hiç terk ettiğini sanmıyorum.
Я даже не думаю, что он отлучался с концерта.
Bunun hiç adil olduğunu sanmıyorum!
Я не думаю, что это очень справедливо!
Son kırk beş yıldır hiç öz ismini kullandığını sanmıyorum.
Полагаю, маловероятно, что он использовал настоящее имя в течение последних 45 лет.
- Hiç sanmıyorum, tamam mı?
Я так не думаю, ладно?
Hiç sanmıyorum.
Ну, я не думаю так.
Kimsenin senin için, benim gibi düşündüğünü hiç sanmıyorum. Evet. Hiç şeytanın temsilcileri gibi durmuyorlar.
Они не выглядят как агенты Сатаны