Hiç sevmem Çeviri Rusça
324 parallel translation
"İtiraf" kelimesini hiç sevmem.
Но мне не нравится это слово.
Hayır. Polisleri hiç sevmem.
Никогда не любил полицейских.
Bu kokuyu hiç sevmem. Bunun için haklı nedenlerim var.
Я не люблю этот запах... и по веской причине.
Gardenya da hiç sevmem.
Я ненавижу гардении.
İnsanlara vurmayı hiç sevmem, ama beni buna mecbur ettin dostum.
Не люблю я махать кулаками, но вы сами напросились, приятель.
Açlıktan ölmeyi de hiç sevmem.
Но голодная смерть не относится к числу моих любимых.
Hiç sevmem düşmanlığı. Benim için iyi insanların sevgisi değerlidir.
её я ненавижу и дружбы добрых всех людей желаю.
Hayır, hiç sevmem.
Нет, я не люблю.
Okurlarını ağlatan yazarları hiç sevmem.
Ненавижу плакс.
Nankörlüğü hiç sevmem.
Ненавижу неблагодарность.
Onları hiç sevmem.
Я их тоже ненавижу.
Beni kurtardığın için sana borçluyum, fakat nankörlüğü hiç sevmem.
Я тебе обязан тем, что ты спас меня, но я ненавижу неблагодарность.
Oh hayır hayır bunu hiç sevmem... Hayır.
Я превращу ваш дом во дворец.
Hiç sevmem onu, ama akraba akrabadır işte.
- Я его ненавижу! Но... родня есть родня.
İngilizleri hiç sevmem.
Не люблю англичан.
Ben, hiç sevmem.
- Я да. А я не люблю.
Sizin gibilerini hiç sevmem.
Мне не нравятся люди вашего сорта.
Hiç sevmem kendisini.
Мы его презирали.
- Amatör sesleri hiç sevmem. - Amatör değil o.
На Тихорецкую Состав отправится,
Bana öyle kötü bakma. Hiç sevmem.
И не смотри на меня так, я этого не люблю.
Herkese asılan azgın ev sahibinizim. Övünmeyi hiç sevmem ama direk gibi uzun, kor gibi sıcağımdır.
Хоть ненавижу хвастать я, Большой как столб он у меня.
Övünmeyi hiç sevmem ama direk gibi uzun, kor gibi sıcağımdır.
Хоть ненавижу хвастать я, Большой как столб он у меня!
Orayı zaten hiç sevmem.
Меня от нее колбасит.
- Öyledir zaten. Hiç sevmem.
- На хрен, ненавижу их.
- Şehri hiç sevmem.
- А я вообще не люблю город,
Gümbürtülü müziği hiç sevmem. Sevdiğin türden bir gümbürtü var mı?
Ты разбираешься в других видах шума?
Yılanları hiç sevmem.
Я панически их боюсь.
Benim de bir İngiliz seterim var, bu yüzden köpek katillerini hiç sevmem.
У меня английский сеттер себя, так что я не хлопок собак убийц.
Bu programı hiç sevmem.
- Мне не нравится эта программа.
Hiç sevmem.
Нет, не люблю.
Maviyi hiç sevmem.
Ненавижу синий цвет.
- Sesimin kaydını hiç sevmem.
- Мне просто не нравится, как мой голос звучит в записи.
Avukatları hiç sevmem.
Ненавижу адвокатов.
Deriyi hiç sevmem.
Знаю, но мне никогда не нравилась кожа.
- Hayır, hiç sevmem o tarzları.
- Нет, мне не нравится.
Hamptons'ı hiç sevmem, sen bir ara plajlardan nefret ederdin.
Знаешь, ты раньше и сама ненавидела пляж.
- Beni sahiplenmeye çalışan erkekleri hiç sevmem.
- Послушай. Я не люблю мужчин-собственников.
- Ben şiddeti hiç sevmem.
- Нет, я не человек насилия.
Ben yalnızca buz hokeyi, ragbi, ve boks hakkında eleştiri yazarım, ama hiç sevmem.
Я пишу о хоккее, боксе и футболе. Это не мой мир.
Mezar soyguncularını hiç sevmem.
Я не люблю мародёров.
Ben birayı hiç sevmem.
Видите ли, я вообще не люблю пиво.
O herifi hiç de sevmem.
Знаешь, что я думаю о том парне.
İdamları haber yapmayı sevmem ama söylemem gerekir ki bu hiç umurumda bile değil.
Я не люблю писать о казнях но против этой не возражаю.
- Hiç, ama hiç sevmem. - Sen, bizi alabilir misin, Christophe?
- Всё больше и больше не люблю.
Subayları sevmem, hiçbirini, hiç sevmedim onları. ´
Я не люблю офицеров, терпеть их не могу.
Kızarım, çok kızarım. Hiç sevmem.
Я определяю, что ты будешь делать и одевать.
Bunu hiç söylemem. Söyleyeni de sevmem.
Я никогда так не скажу, и не люблю людей, которые так говорят.
Gerçek şu ki olayın bu adamı sevmem ya da sevmememle hiç alakası yok.
Суть в том, что мои симпатии к человеку не имеют никакого значения.
Bunu hiç sevmem!
Я так не люблю, не люблю.
Övünmeyi sevmem, ama yüzümü hiç kara çıkarmadılar.
Я не люблю хвастать Но ещё никто не оставался недовольным мной.
Yeni yüzleri de hiç sevmem.
Мне не нравятся перемены в последнюю минуту... и я не люблю новые лица.