Oraya bırak Çeviri Rusça
280 parallel translation
Oraya bırak.
Поставь сюда.
Yarın, arabayı bir yere kadar sürüp oraya bırakırım.
Завтра я перегоню машину в другое место.
Kilerin kapısının oraya bırak ki LeRoy atsın.
Оставь её у двери в подвал, ЛеРой потом уберёт.
Oraya bırakıver.
Вот и хорошо.
Silahlarınızı oraya bırakın.
Оружие оставь там.
Onu oraya bırak.
Не трогать!
- Oraya bırak.
- Положите его туда.
Şunu oraya bırak lütfen.
'орошо. ѕоложите его сюда.
- Şapkanı ve paltonu oraya bırak.
- Плащ бросьте на диван.
Oraya bırakın.
Оставь их здесь. Мы этим позже займемся.
- Doggie King'in oraya bırakırım.
- Я отвезу его ночью в "Догги Кинг".
Bay Fielding'in oraya bırakırsın.
Просто бросьте его у кабинета мистера Филдинга.
Şunu masamdan alıp, Bay Fielding'in oraya bırakır mısınız?
Будьте любезны, заберите это со стола и бросьте у двери мистера Филдинга.
Oraya bırakın.
Поставь её там.
Katilin yerel bir işportacı olduğunu düşünmemiz için oraya bırakılmıştı.
Их подбросили, чтобы мы подумали, что убийца - местный вор.
Kar küreğini tam oraya bırak.
Сейчас же брось лопату для снега.
- Al, parayı oraya bırak.
- Хорошо, оставь там деньги.
Oraya bırak.
Оставьте здесь.
Bir kokteyl. Oraya bırak.
Приготовь мне коктейль.
Beni oraya bırakmanada gerek yok... çünkü Rickie'nin kuzeni ben sizi bırakırım dedi.
Ты можешь не подвозить меня... Потому что Брат Рики сказал, что подвезет.
- Sizi oraya bırakıcaz.
Мы вас туда подбросим, нам по пути.
Onları oraya bırak.
Оставь их здесь.
Oraya bırakın!
Положите туда.
Öyleyse oraya bırak.
Т огда оставь их здесь.
İyi, bırak oraya.
- Если там еще, не бери.
Bırak oraya.
Положи.
Bu yüzden uzman kesilip konuşmayı bırak ve oraya gidip... söylemen gerekenleri söyle!
Поэтому кончай рассуждать как умник ни с того ни с сего, иди к ним и говори, что положено!
Oraya bırak onu.
Положи здесь.
Şimdi siz oraya saklanın, ve bu işi J. Thomas O'Malley'e bırakın.
Вы просто спрячьтесь там, а остальное предоставьте Томасу О'Мэлли.
Her neredeyse işini gücünü bırakıp, ben neredeysem oraya gelir.
У нас с ним замечательные отношения.
Bırak oraya.
Поставьте его туда.
Ofisindeki o çelik kasanın şifresini bana ver... çocuklarla sessizce oraya girip... tıs çıkarmadan bize ait olanı alır... geri kalanını da sana getiririz, ya da olduğu gibi orada bırakırız.
Мы с ребятами приедем туда... а потом улизнём, как змеи.
Bakın, sizi oraya arabamla bırakıp sonra eve dönebilirim.
Эй, смотри, я мог бы подбросить тебя туда и потом поехать домой.
- Evet, bahçeye, oraya bırakın.
Хорошо, хорошо, вон там в саду.
Oraya bırakın.
- Вы и вы, положите это туда.
Bırak rüzgar nerden eserse oraya gitsin.
Пусть грянет буря.
- Oraya bırakın.
- Поставьте сюда.
Tuzak içine insanları bırakıp oraya kapattığın yerlerdir.
Это место, куда засовывают людей, чтобы забыть о них.
Bırak onu oraya.
Пожмем друг друг руки.
Oraya bırakın.
Положите его здесь.
Sen de oraya bırakırsın.
Ты можешь тоже его там оставлять.
Beni oraya götür. Orada bırak.
- Вези давай.
Madam Middleton, av kuşu almak için Mösyö Stoddard'ın evine bırakılacaktı. Tabi oraya hiç gitmedi.
Мадам Мидлтон собиралась подъехать к дому месье Стоддарта за дичью, но она, конечно, там не появилась.
Bu ormana bırakılmış bir tren vagonuydu. Oraya bakmak hiçbir dürüst polisin aklına gelmezdi.
... в старом вагоне в лесу, где честный полицейский вряд ли смог его найти.
- Oh, beni rahat bırak ahbap? - Ben seni oraya... işi devralman için yollamadım.
Я не посылал вас... возобновлять занятия.
Ama oraya gitmek için olduğun yerden geri dönmelisin o zaman seni bırakıp eve Rex'e gitmene izin verirler.
Но, чтобы попасть туда, ты должен освободиться от того, где ты... и тогда они отпустят тебя домой к Рексу.
Oraya otur. Bırak kanasın.
Сиди и не двигайся.
- Çocukları oraya mı atıyor? - Ben iki kere gittim oraya. Bazen bütün gün orada bırakıyor.
Я там была дважды.
Bırak yol seni oraya götürsün.
Путь путь ведёт тебя к ним.
Gönül yarası olan insanlar oraya gider ve mutsuzluklarını geride bırakırlarmış.
Говорят, что если человека мучают переживания и проблемы, то там он может избавиться от них.
- Hayır, seni öylece bırakırım oraya.
- Не придется. Я оставлю тебя так.
bırak 1242
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırak beni 1950
bırakma 58
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakın 390
bırakmam 34
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
bırakın beni 769
bırakacağım 37
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırak kalsın 58
bırakın geçeyim 78
bırak gitsinler 68
bırak onu 1012
bırakalım 42
bırakın gelsin 27
bırakın gitsinler 39
bırak gitsin 444
bırakmak mı 26
bırak kalsın 58
bırakın geçeyim 78
bırak gitsinler 68