Yaşlı mı Çeviri Rusça
2,980 parallel translation
Hala kendini yaşlı mı hissediyorsun?
- Почувствовал старость?
Vay vay vay, bizim yaşlı Mızmız değil mi bu?
Ну и кто это у нас? Старина Ворчун.
Bak bakalım Bart Bass'ın yaşlı atlar için bir yeri var mıymış.
Посмотрим, найдешь ли ты дом для престарелых лошадей имени Барта Басса.
Hem yaşlıyım, hem bu yaşta bebek doğurmam gerekiyor, hem de sen varsın.
плюс ты.
Senden genç olmaları, kâfi mi? Ben yaşlıyım.
И намного надо быть моложе?
"Bu gömlek için çok yaşlıyım."
"Я становлюсь слишком старым для этой рубахи."
Bugün ahlaksız yaşlı bir adam iki kez kıçımı elledi.
Грязный старикашка трогал мой зад сегодня, дважды.
Ben yaşlıyım.
Я старый.
çok yaşlıyım.
Я старый.
Yaşlı olanı mı?
Взрослого чувака?
Ben yaşlı bir adamım majesteleri.
Я стар, сир.
Hiç sevmediğim yaşlı bi kadınla aynı katı paylaşmak gibi bir amaçla neden böyle bi şey yapayım ki?
Какого чёрта мне бы это нужно было, если бы пришлось жить там с весьма старой дамой, которую я бы даже не любил?
Ne zaman tekerlekli sandalyedeki yaşlı bir bayana sözlü olarak sataştım.
И когда это я разговаривал таким тоном со старой женщиной в инвалидном кресле?
Esasında bugün yaşlı bir çiftin Noel'ini kurtardım.
As a matter of fact, I saved an old couple's Christmas today.
Ben çok yaşlıydım.
Она слишком молода.
Ben, yaşlı bir adamım, gidip yatmam lazım.
Я пожилой человек, и мне нужно прилечь
Yaşlı bir aptal gibi davrandım.
Я поступил как глупый старик.
Yalnız uyarayım beklediğinden birkaç yaş daha yaşlıyım.
Немного забегу вперед... Я может быть на несколько лет старше, чем ты ожидаешь.
Görüyorsun, bu dünya için çok yaşlıyım,... ve doktor acil durumlarda hastaneye sürmesi için bana bir ayı verdi.
Вы видите, я очень старый человек, мне не долго осталось, и доктор прописал мне медведя-поводыря, чтобы отвезти меня в госпиталь в случае необходимости.
Bu yaşlı tilkinin ne yaptığımı anlamasını istemiyorum.
Этот старый лис, Верховный Советник, не должен ничего заподозрить.
Kesinlikle o yaşlı bunakla konuşmalıyım.
Я определённо... должна встретиться с этим старым человеком.
Yaşlı bir Yavapai'yle tanıştım. Mağarayı gördükten sonra- -
Старый индеец сказал, что видел пещеру.
Penisini F. Scott Fitzgerald'Ia mı kıyaslıyorsun? Herkese seninkinin daha büyük olduğunu mu söylüyorsun?
Сравнивая свой пенис и Ф.С. Фицджеральда... говорил всем что твой больше?
Bir öğleden sonra Pondicherry'de bir kafede kaybımın yasını tutuyordum ki yan masamda oturan yaşlı bir adam benimle sohbet etmeye başladı.
Как-то днем я сидел в кафе в Пудучерри, оплакивая свою потерю, и старик за соседним столиком завязал со мной разговор.
Söylesene, hayatım sence çok mu yaşlıyım?
Скажи мне, дорогая, думаешь, я слишком старый?
American Idol için biraz yaşlıyım.
Я немного стара для Фабрики звезд.
Ben yaşlıyım.
Я... Я стар.
Sizin yaşlı suratlarınız canımı yeterince sıktı zaten.
Хватит и того, что на вас, старпёров, смотреть приходится.
Hayatlarımızı yaşlı bir delinin eline mi emanet ediyorsun?
Отдаёшь наши жизни в руки шизика?
İşte o kadar yaşlıyım.
Вот насколько я стар.
- O yaşlı nonoş için Hollywood house'ta çalıştım.
- Я работал в доме у этого старого пидора в Голливуде!
Sana göre ben yaşlı, şişman Mattie Fae halayım.
I mean, I know to you, I'm just your old fat Aunt Mattie Fae.
Yanında bir şişe içkiyle yaşlı huysuz bir kadın mı?
В старую кошёлку с бутылкой в обнимку?
Kabul etmeyi düşünüyordum, ama emin değilim. Kuzey Carolina'dan ayrılmak için çok yaşlıyım.
Я подумывал о том, чтобы согласиться, но, наверное, я слишком стар, чтобы уехать из Северной Каролины.
Hayır, disko için çok yaşlıyım.
О, нет!
- Çok fakirim. - Çabuk ölmeleri için yaşlı olmaları lazım.
- Они должны быть старыми, чтобы поскорее умерли.
- Yaşlı ve şişman mıydı?
- Старым и толстым? - Да.
Oh, çaresiz yaşlı bir adamım.
О, я беспомощный старик.
Sanırım yaşlı Hardscrabble'ın aradığı tiplerden değildik.
Наверное, мы не то, что нужно Терзалес.
30 yıl dokumacılık işi yaptım. Sonra yaşlı Don işten çıkarılıverdi.
30 лет в текстильной индустрии, а потом меня сократили.
- Tanıştığım yaşlı adam.
- Старичок, которого я встретила.
Bence şu an sen yaşlı İtalyan, bense rahip olmalıyım.
Давай на этот раз ты будешь итальяшкой, а я - священником.
Yaşlı sınıfına girme yolundayım.
Старость подкралась незаметно.
- Senin oğlan yaşlı olduğumuzun farkında mı?
- Он знает, сколько нам лет?
Sokakları temizlesek de, yaşlıları karşıdan karşıya geçirsek de polis gerçek süper kahramanlar olayımızı dinlemedi.
Они не понимали, что мы делаем, мы собирали мусор или помогали старушкам перейти дорогу.
Benimle alay etme. Ben yaşlı bir adamım.
Не надо сарказма.
Yaşlıyım ben.
Я старый.
Ne yapıyorsun? Kablolarla mı boğuşuyorsun, benim yaşlı farem?
Что там такое, что ты возишься со своими проводами и кнопками, барахольщик?
Yaşlı bir adama saldıracak mıyım diye görmek için mi?
Ударю ли я старика?
- Al bakalım, seni yaşlı cadaloz.
Да иди ты, старая мышь.
Tanrım, Frank, neden bu kadar yaşlısın?
Боже мой, ты что-то постарел.