Zamanın var mı Çeviri Rusça
669 parallel translation
Biraz zamanın var mı?
Есть минута?
- Zamanın var mı, bayım?
- Есть время, мистер?
Bir şeyler içecek zamanın var mı?
Есть время немного выпить?
Zamanın var mı?
Не подскажешь, сколько времени?
Biraz zamanın var mı?
Найдется минутка?
Saklanacak zamanın var mı?
А спрятаться у тебя время есть?
Değiştirmek için zamanın var mı?
Можешь подождать? - Да.
Zamanın var mı?
У тебя есть секундочка?
Programın konusunda emin misin, yani bir çırağa ayıracak zamanın var mı?
Ты уверен, что при твоей занятости, у тебя найдется время для протеже?
Şunlaru onaylamak için zamanın var mı?
Есть минутка утвердить копии?
Binbaşı, asansörde olanlarla ilgili bir kaç soruyu cevaplamak için zamanın var mı?
Майор. У вас будет минута, чтобы ответить на несколько вопросов насчет случившегося в турболифте?
Bu çok doğru, Ellen. Bence gerçekten "ben" olmayı bırakmaya hazırım, artık "biz" olmaya başlama zamanı. Hey, acaba şunun bilinmesini sağlamanın bir yolu var mı?
Например, под надлежащим медицинским надзором, можно попробовать дозу миорелаксантов или транквилизаторов?
Bekleyecek zamanım var. Ne de olsa yasalar benim yanımda. İnanın insana huzur veriyor.
Я сумею пересидеть вас, на моей стороне закон, а это дарит такое чувство покоя...
Belki o zaman hayatın tadına varırdım.
Не любил бы и жил спокойно.
Bana kim olduğunu ne yaptığını, nasıl yaşadığını kiminle yaşadığını söylemen gerekiyordu. - Bunun için çok zamanımız var.
Это вы должны были рассказать мне, кто вы, чем занимаетесь, как живете...
Ne var ki zamanı dikkate alıyorsam eğer iş hayata giriş yaptığının içindir evladım.
Вот только если я и смотрю на часы... то только для того, чтобы констатировать, что они отмечают ваше вступление в жизнь, дитя моё.
Araba bile aldım, evim de var. Aklımdayken, ne zaman evini arasam telefona bir kadın bakıyor, kim o?
Кстати, каждый раз, когда я звонил тебе домой... мне отвечала какая-то женщина.
Size bir sorun olmadığını söyledim, sadece acelem var. ... benim zamanımı harcıyorsunuz.
Я сказала вам, что все в порядке, за исключением моей спешки, и вы отнимаете время.
Sir Charles'ın dışında, bu partilere her zaman katılan başka biri var mıydı?
А кроме сэра Чарльза... кто-нибудь был на всех вечеринках?
Beni parka bırakacak kadar zamanınız var mı?
Но у вас ведь осталось время отвести меня в парк?
Seninle zamanımın boşa gitmeyeceğine dair bir his var içimde.
С тобой я вообще не потеряю время.
Ben zamanın doğuşundan beri var oldum ve sonsuzluğun da ötesinde var olacağım.
Я существовал испокон веков и буду жить вечно.
Yarın. Bir sürü zamanımız var.
Весь день в нашем распоряжении.
- Gördüğümü onlara anlattım. - O zaman göz kontrolüne ihtiyacın var.
Я говорю то, что вижу Тогда тебе надо смотреть внимательнее.
O zaman burada olmayacaksınız, değil mi? Ben buradayken içeriye gelip yapabileceğim bir şey var mı diye soru sormanı da istemiyorum. Ne zaman yapabileceğim bir şey var mı diye sormalıyım?
Вы тоже не входите, пока я здесь, и не спрашивайте, что вам делать.
Keşke şu ülkemin idrarına bakabilseydin de hastalığını bulup, yeniden sağlığa kavuşturabilseydin. O zaman var gücümle alkışlardım seni.
Когда б ты распознал болезнь страны и на ноги ее поставил как встарь япохвалой тебе надолго бы греметь заставил эхо.
İstediğim zaman adını söylemeye hakkım var.
Я имею право упоминать её имя, когда мне вздумается.
Beni dinleyecek misin? Bakalım bildik geliyor mu söyleyeceklerim. Suç işlemeye ne zaman kalksan yakalanmanın 50 yolu var.
Существует 50 способов, замазать преступление.
Yarın çok geç kalmış olabiliriz! Benim zamanım var.
Даже сейчас, наверное, слишком поздно!
Hiçbir zaman beni bekleyen başka bir dünyanın ve zamanın var olduğuna onu inandıramadım.
И я не мог ему объяснить, что у меня есть другая жизнь, ждущая меня в другом мире и в другом времени.
Varış zamanını ayarlayalım.
Давай установим время твоего прибытия.
Ne var ki bu olayların gerçekliğine ilişkin kanıtları toplamak çok zamanımı alıyor.
Нужно потратить много времени, чтобы собрать доказательства их правдивости.
Adam "İş tecrüben var mı?" Dediği zaman... nasıl yıkıldığınızı hatırlıyor musunuz?
Вспомните, как были потрясены, услышав вопрос : "Какой у вас есть опыт работы?"
Evet, o zaman bir plânım var. - Plânın nedir?
У меня есть план.
Biraz zamanınız var mı?
У вас найдется немного времени?
Doktor Fleischman, evraklar hazır.Biraz zamanınız var mı?
Доктор Флейшман, мы приготовили бумаги. У вас есть минутка?
En azından şu parfümün adını düşünmek için çok zamanım var.
По крайней мере у меня есть куча времени угадать название духов.
O zaman "P" lerde Pilotların Toplantı Odası var mı?
Это должно быть на букву "П", как "пилоты"?
- sebebini biliyorum, çöp yığını haline gelmiştin - bunu ne zaman söylediğimi bilmiyorum tek dileğim, bana olan saygını kaybetmemen sana daha önce hiç bu kadar saygı duymamıştım önümüzdeki haftayı gözden geçirmeden önce yapacağım bazı duyurular var.
- Я знаю, почему. Ты напился. - Я не знал, когда надо остановиться.
Yemek yarım saat sonra. Yani, banyo yapacak zamanın var.
Ужин будет через полчаса, успеешь принять ванну.
- Zamanın var, tatlım.
- Подумай, не спеши.
Yeah, bir tane var : Her zaman böyle çıtır mıydınız?
Вы всегда были женщиной?
Eğer General Wellesley benden Fransız devriyelerinin istila ettiği iç bölgelere gidip köprüyü almamı istiyor,... ve onu sizin için yeterince tutup krallığın gelmesi için uçurmamı istiyorsa,... o zaman efendim, birinci sınıf bir vurucu bölüğe ihtiyacım var.
Если генерал Уэлсли хочет, чтоб я отправился туда, где полно французских патрулей, захватил мост и удерживал, пока вы его не взорвете, мне нужна ударная рота первоклассных солдат.
Acaba Büyükelçi G'Kar'ın ne zaman meclisi şereflendireceği konusunda bilgin var mı?
Вы знаете, хотя бы примерно когда посол Гэ'Кар почтит нас своим присутствием?
Henüz kapanmadı, Tumek ve kapanmasını önlemek için hala zamanımız var.
Этого еще не произошло, Тумек. Еще есть время это предотвратить.
İstediklerini yapacak, zamanın mı var?
Время? Успеть сделать, что хочешь?
Merkezde sana soracak bazı sorularımız var. Biraz zamanını alacak.
Вы поедете с нами и ответите на несколько вопросов.
Öldürecek çok zamanınız mı var?
У вас находится время для того, чтобы преследовать людей?
Yarın, farklı bir gün ve bir sürü zamanım var.
Завтра будет новый день, и у меня есть все время мира.
Avcı, tatlım, senin her zaman başımın üzerinde yerin var.
Охотник, милочка, я тебе всегда рада.
Eee Nicole Millers'ın ne zaman geleceği konusunda fikrin var mı?
Как там поживает платье Николь Миллер, когда уже прибудет?