A kiss translate Turkish
7,608 parallel translation
Go give your daddy a kiss?
Babana bir öpücük ver bakalım?
A kiss.
Bir öpücük.
A kiss?
- Bir Öpücük?
Give me a kiss.
Öpücük ver bakayım.
- A kiss can bring him back to life.
- Öpücük belki onu eski haline döndürebilir.
What, like a kiss or a bite?
Nasıl yani? Öpmüş mü, ısırmış mı?
A year's a long time without a kiss.
Bir yıl öpücük olmadan uzun bir süre.
I wanted to give a kiss.
Seni öpmek istedim.
He left a kiss.
Onu öpmek istiyorum.
Come on, that's gotta be worth a kiss.
Gel hadi, bir öpücüğü hak ettim.
- Here's a kiss for two.
İşte iki kişilik öpücük.
Give me a kiss here.
Buradan bir öpücük ver bana.
Give me a kiss.
Öp beni.
"Give me a kiss and make my cheeks colored."
"Bana bir öpücük ver ve yanaklarımı rengarenk yap."
The records were printed in gold-plated copper to prevent corrosion, and included international music, greetings in 59 languages, the crashing of an ocean wave, wind through an oak tree, whale calls, the human heartbeat, and the sound of a kiss.
Bozunmasını engellemek amacıyla, altın plağa işlenen kayıtların içerisinde uluslararası müzikler, 59 dilde selamlama kayalara vuran dalga sesi, ağaçların arasından esen rüzgâr balina, bir insanın kalp atışı ve öpücük sesleri bulunmaktadır.
Now give us a kiss.
Hadi bana bir öpücük ver.
Give me a kiss.
Ver bana bir öpücük bakalım.
- You give me a kiss?
- Bana bir öpücük verir misin?
You've poisoned me with a kiss.
Beni öpücüğünle zehirledin.
All right, just... let me give her a kiss, okay?
Sadece öpmeme izin ver onu, tamam mı?
Give me a kiss to the camera. - Mwah. - Oh!
Kameraya bir öpücük ver.
- A kiss.
- Bir öpücük.
Just give me a kiss.
Bana bir öpücük ver.
- It was a kiss.
- Sadece bir öpücüktü.
And a kiss.
Bir de öpücük.
You were about to start a kiss lean.
Öpmek için eğilmek üzereydin.
Can I have a kiss?
Öpücük alabilir miyim?
Well, if that's your attempt at a kiss and make up speech, you're going to have to work harder than that.
Amacın bir öpücük ve makyajlı bir konuşmaysa daha fazla çalışmak zorunda kalacaksın.
I'll find a solution. Big kiss.
Bir çözüm bulacağım.
I saw him kiss another woman and then they got in a car together.
Onu başka bir kadını öperken gördüm, sonra da arabaya bindiler.
- No, no, no, it was a proper kiss.
- Hayır, hayır, hayır, düzgün öpmüştün.
And you were like, "want to kiss a lesbian?"
Sen de "Bir lezbiyeni öpmek ister misin?" mi dedin?
I need to find the cutest guy at this party and kiss him a lot.
Ne yapmam gerek biliyor musun? Bu partideki en yakışıklı çocuğu bulup,... onu öpmem gerekiyor. Hem de çok fazla.
You calling your mummy for a good night kiss?
İyi geceler öpücüğü için anneni mi arıyorsun?
But I kiss a lot of people, especially when I'm drunk.
Pek çok insanla öpüşürüm, özellikle sarhoş olduğumda.
"if you're feeling bad, come take a free kiss."
"Eğer kötü hissediyorsan, gel bir öpücük al."
"Give me a wet kiss or a dry one. Add to the beauty of my cheek."
"Güzel yanaklarıma ıslak ya da kuru bir öpücük kondur"
Ran to a girlfriend's house, Ruby Willis, and she opens the door and I'm freaking out because I got a dead ticker doing cartwheels, so I tore her apart before she had a chance to kiss me
Kız arkadaşım Ruby Wills'e kaçtım. O da kapıyı açtı ve ben de çok korktum çünkü birini öldürmüştüm.
Well, it was a really good kiss!
- Gerçekten iyi bir öpücüktü.
No, I mean that your skin... It was a very good kiss.
- Ama vücudun...
It was a great kiss.
Çok iyi bir öpücüktü.
- Have you ever successfully dated a girl where you didn't get some small kiss or some inkling of progression by the night's end?
Hiç çıktığın bir kızdan gecenin sonunda küçük bir öpücük veya sinyal alamadığın oldu mu?
I mean, was it a good kiss?
Yani, iyi bir öpücük müydü? Evet!
Yeah. Was it a great kiss?
Harika bir öpücük müydü?
All I know is that right now I want to rip your clothes off right here in the middle of this hall and throw you in one of these classrooms and kiss every square inch of your body while a bunch of people that drive minivans listen, wishing they were us.
Tek bildiğim şu an bu koridorun ortasında, şuracıkta kıyafetlerini yırtıp atmak ve şu sınıflardan birine atıp minivan kullanan bir grup insan bizi dinleyip yerimizde olmayı dilerken vücudunun her yerini öpmek istediğim.
- he's a real man. - Bet he don't kiss like me.
- Bahse varım ki benim gibi öpüşmüyordur.
That was touching, such a chaste, little kiss.
Çok duygusal. Ne kadar da gösterişsiz ve ufak bir öpücük.
I don't kiss you, but still, we did a job.
Öpmedim ama hâlâ işin içindeyiz işte.
And like all fairy tales, there was a magical first kiss.
Ve tüm peri masalları gibi, sihirli bir ilk öpücük...
"My crazy sister locked me up and made me kiss a raccoon on the mouth..."
Benim kaçık kız kardeşim beni kilitleyip bir rakunu dudaktan öpmeye...
Must have been a terrible kiss.
Çok kötü bir öpüşme olmalı.
kiss 670
kisses 266
kissing 159
kissed 38
kissy 29
kiss me 648
kiss me again 17
kiss my ass 166
kisser 18
kiss it 47
kisses 266
kissing 159
kissed 38
kissy 29
kiss me 648
kiss me again 17
kiss my ass 166
kisser 18
kiss it 47