Kissed me translate Turkish
1,610 parallel translation
She kissed me, and I let her.
Beni öptü, ben de ona müsaade ettim.
She kissed me.
O beni öptü.
and before I went to sleep you kissed me.
Sonra uyumadan önce beni öptünüz.
And Charlie to help me find that little girl the very night I got scared and run, and the both of us sung a round to her, and then you went ahead and kissed me.
Charlie de korkup kaçtığım o gece küçük kızı bulmama yardım etmişti. Birlikte ona şarkı söylemiştik. Siz de beni öpmüştünüz.
He kissed me again and made me go in there.
Beni tekrar öptü ve oraya götürdü.
- You kissed me.
Sen öptün! - Sen öptün!
You kissed me.
Sen öptün!
She's lying on my arm, blood is pouring out of her leg, and she kissed me.
Kollarıma uzanmıştı, bacağından kan fışkırıyordu... ve o beni öptü.
If you kissed me, I might die from happiness!
Eğer beni öpersen, mutluluktan ölebilirim.
[On that day you kissed me, ] [ I suddenly felt embarassed.]
Beni öptüğün o gün açıkçası biraz utandım.
How she used to sing along to the radio, the way she smelled when she kissed me good night.
Radyodan nasıl şarkı söylediğini Geceleri beni öperken nasıl koktuğunu
[Earl Narrating] One time when her car was in the shop... I gave her a ride home, and she kissed me.
Bir keresinde arabası bakımdayken, onu eve bıraktım ve beni öptü.
When he helped me with my husband and kissed me it was like Dorothy landing in Ox.
Muhtemelen sadece gazdır. Ama sonra kocam konusunda bana yardım etti ve beni öptü, Dorothy'nin Oz'a inişi gibi.
I kissed Taylor. Or she kissed me.
Taylor'ı öptüm.
( Man ) " she kissed me, but her lips were cold.
" Dudakları soğuktu.
- He kissed me.
Bana bir akort gösteriyordu ve eğilip öptü. - Beni öptü.
He was showing me a chord and then he just leaned in and he kissed me.
Biz... - Joe seni öptü mü?
We left the restaurant, he walked me to my car, he kissed me good night, and I went home.
Restorandan ayrıldık. Arabama doğru yürüdük. Bana iyi geceler öpücüğü verdi.
Have you ever kissed me with so much passion?
Beni hiç bu kadar tutkuyla öptün mü?
You kissed me, and I woke up.
Beni öptün ve uyandım.
You know, he put this round my neck and he kissed me for the first time
Bunu boynuma taktı... ve beni ilk defa öptü ve bana, beni sevdiğini söyledi.
- You kissed me, which was just....
Sen beni öptün ve bu...
And how she kissed me, and then dumped me.
Bugün beni öptü sonra tekmeyi bastı.
THEN SO MAYBE YOU WOULD'VE KISSED ME ALREADY.
Sende beni çoktan öpmüş olacaktın.
That's certainly not how it felt when you kissed me at eleanor's party.
Eleanor'un partisinde beni öptüğünde kesinlikle arkadaş gibi değildik.
You think that I moved here because you kissed me?
Buraya sen beni öptün diye Taşındığımı mı söylüyorsun?
I did not move here because you kissed me.
Buraya beni öptüğün için taşınmadım.
I didn't come down here because you kissed me.
Buraya beni öptüğün için gelmedim.
- You kissed me.
- Beni öptün.
I said, "beyond the obvious. " and Olive kissed me.
"Bariz olanın dışında." dedim ve Olive beni öptü.
I only said that because you hadn't kissed me yet.
Öyle söyledim çünkü beni öpmemiştin.
Jo kissed me, but I didn't put it together.
Jo beni öptü ama nedenini anlamamıştım.
You kissed me.
Beni öptün.
Soon, I was surrounded by solicitous schoolgirls who coddled me, teased me, held my hand, pressed me into their blouses and kissed me in a kind of competition for me, which ended only with the arrival of a big nun.
Meraklı kızlar kısa sürede etrafımı sarmış, beni kucaklayıp alay etmeye, göğüslerine bastırıp öpmeye başlamışlardı. Benim için yarışıyor gibiydiler büyük bir rahibenin gelmesiyle sona erdi bu.
That Jelena kissed me...
Jelena beni öptü...
- Cam's sister kissed me. - Dude.
Cam'in kız kardeşi beni öptü.
She kissed me at 6 : 20, so technically, that doesn't even count.
Beni 18 : 20'de öptü. Yani teknik olarak, bu sayılmaz bile.
- She kissed me.
Beni öptü.
Pete kissed me, which I did not ask for.
Pete beni öptü ki ben istememiştim.
And when she kissed me, it was just like she used to kiss me.
Ve beni öptüğünde, tıpkı eskiden öptüğü gibi öptü.
- No, you kissed me.
Hayır sen beni öpüyorsun.
- You kissed me. You kissed me.
- Sen öptün!
Brooke told me that you kissed Peyton again.
Brooke bana yine Peyton'ı öptüğünü söyledi.
You are the most beautiful woman that I have ever kissed who didn't steal one of my organs afterward, but I cannot let you keep me down anymore.
Hayatımda öptüğüm ve daha sonra da organlarımdan birini çalmayan en güzel kadınsın, ancak beni kontrol etmene artık izin veremem.
- No. You kissed me.
Hayır.
I don't know what came over me, why I kissed her.
Bana ne olduğunu bilmiyorum, neden onu öptüm.
She tried to fuck me, but she kissed you.
Beni becermeyi çalıştı fakat o seni öptü.
He kissed me.
Beni öptü. Yeter
What I don't get is how you knew about olivia and me, and you were nowhere around when we kissed.
Anlamadığım şey, Olivia'yla beni nereden bildiğin. Biz öpüşürken sen burada değildin bile.
She also told me that she wished you had kissed her.
Senin onu öpmeni ne kadar çok istediğini de söylemişti.
They called me "The one who Jelena kissed".
Bana şöyle dediler ; "Jelena'nın öptüğü adam".