English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ K ] / Kiss him

Kiss him translate Turkish

1,177 parallel translation
# I tried to kiss him #
# Onu öpmeyi denedim #
I wanted to kiss him.
Onu öpmek istedim.
But you, go down and kiss him on the man.
Ama sen, git ve adamını öp!
What they do is they assign you a freshman, and when he comes to the door, you kiss him.
Bir birinci sınıf öğrencisi gönderirler ve gelince öpersin.
- Do you have to kiss him?
- Öpmek zorunda mısın?
Every time you kiss him, you tasting my pussy.
Onu her öptüğünde deliğimin tadına bakıyorsun.
Did you kiss him?
- Onu öptün mü?
- I didn't know whether to kiss him good night...
- Ona iyi geceler öpücüğü verip vermeyeceğimi bilmiyordum...
Go kiss him.
Git öp onu.
On top of everything, they wanted me to kiss him.
Bütün bunlara ek olarak bir de onu öpmemi istiyorlardı
- Or kiss him on the lips, maybe.
- Aklından seni öpmeyi geçirmiyorsa, neyim!
Do you want to kiss him goodbye?
Ona veda öpücüğü vermek ister misin?
Stop or I'll kiss him.
- Dur yoksa onu öpeceğim.
You must just wanna kiss him all over.
Onun her yerini öpmek istiyorsundur.
I'M NOT- - I'M NOT EVEN ALLOWED TO KISS HIM ANYMORE.
Onu- - Onu artık öpmeme bile izin verilmiyor.
How could you just kiss him in that car?
Onu arabada sadece öpmek mi isterdin?
Listen, honey, when he's all snuggled in we'll kiss him goodbye.
Hayatım, Hank yatağına yattığında ona elveda öpücüğü vereceğiz.
Kiss him, baby! Get this goddamned monkey off my back!
Şu kahrolasıca maymunu sırtımdan alın!
My mother likes his blue eyes too I saw you kiss him!
Annem de onun mavi gözlerini seviyor. Onu öptüğünü gördüm.
- Give him a kiss, Jethrine.
- Öpsene, Jethrine.
- you'd kiss him?
Gerçekten.
- kiss him?
- Onu öpecekmisin?
You can't turn him in unless you wanna kiss your career good-bye.
Mesleğine veda etmeden onu ele veremezsin.
Or, if you cannot, stop his mouth with a kiss, and let not him speak neither.
Eğer konuşamayacaksan onu da konuşturmamak için dudaklarını bir öpücükle ört.
- Barmaid's kiss left him dizzy.
- Hancı kadının öpücüğü başını döndürdü.
Serve him right if I did give that low-life a kiss.
Bu serseriye bir öpücük vermem işe yarayabilir.
Daddy said to give you a kiss for him.
Babam onun için seni öpmemi söyledi.
Kiss up to my uncle, waiting for him to die?
Amcama yağ çekip ölmesini mi bekleyeyim?
I owe that boy a big kiss when I see him.
Onu gördüğümde ona koca bir öpücük vereceğim.
- Give him a kiss.
- Öp onu - Hayır
Give him a kiss, damn it.
Öp onu lanet olasıca
It was the perfect moment... for him to kiss me. For him to anything me.
Kusursuz bir andı, beni öpmesi için, bana herhangi bir şey yapması için...
When I kiss a man I like to know where l'm kissing him.
Bir adamı öptüğümde, neresini öptüğümü bilmek isterim.
Why did I have to kiss him?
Sydney Neden onu öptüm ki?
I haven't the heart to tell him that's why I won't let him kiss me.
Ona bu yüzden beni öpmesine izin vermediğimi söylemeye cesaret edemedim.
Did you see him kiss that fat fucker?
Şu şişko aptalı öptüğünü gördünüz mü? Steve.
Look, all I'm sayin'is, it would be nice to get the chance to say one great line, like in that great Bette Davis movie Cabin in the Cotton, where she walks up to the guy on the porch, gives him a flirty look, and says, "I'd kiss you, but I just washed my hair."
Bette Davis'in bir filminde adama söylediği cümle gibi bir şey söylemek istiyorum, "Seni öperdim ama saçımı yeni yıkadım."
I know that, beetle brain, but it's common knowledge that if you tongue kiss a boy, he'll automatically think you'll do the deed with him, they can't help it, they are driven, it's the male curse!
Bunu biliyorum. Ama şu da bilinir ki, bir oğlanı dilinle öpersen otomatik olarak onunla imzayı atacağını düşünür. Buna engel olamazlar.
You and Kojima, was it only a kiss between you and him?
Kojima ve sen, sadece öpüştünüz mü?
Give him a kiss.
Ona bir öpücük ver.
Yesterday he woke up, gave the boy a kiss... and shot him in the mouth.
Dün uyandığında, çocuğu öpüp ağzına kurşunu sıkmış.
Tow him aside Alright Kiss, baby!
Tow onu kenara al tamam öpücük, bebek!
I've never seen him kiss a man just like a dad!
Bir erkeği babası gibi öptüğünü hiç görmemiştim!
Wife, love Lord Hastings let him kiss your hand.
Karıcığım, Lord Hastings'i sevin. Müsaade edin öpsün elinizi.
Giving him the kiss of death?
Ona ölüm öpücüğü mü vereceksin?
She didn't leave him to kiss and make up 3 hours later.
3 saat sonra öpüşüp sevişmek için onu terk etmedi.
Behind his back they deride him, but to his face they kiss his ass.
Arkasından alay ediyorlar ama onun karşısında yalakalık ediyorlar.
There's a kiss hello to put you off your tea. I wish I was able to talk to this man and ask him what it is about me that he doesn't like.
Keşke o adamla konuşup neyimden hoşlanmadığını sorabilseydim.
I want to be here for him... to hold his hand when he takes his first step kiss his knee when he scrapes it in a fall.
Onun yanında olmak istiyorum ilk adımını attığında elini tutmak için düşüp çarptığında, dizini öpmek için.
Mary looks up to him and she goes, "Give us a kiss."
Mary kafasını kaldırıp "Bize bir öpücük ver," diyor.
And then... and then... he'd wake up in the morning, and he'd come in my bedroom... or bring me into his bedroom... and he would kiss me and touch me and... and make me play with him and...
Bana sürtünüyordu, dokunuyordu, beni elliyordu, gülüyordu ve sonra, ve sonra sabahları kalktığında, benim odama gelirdi veya beni kendi odasına götürürdü ve beni öperdi, bana dokunurdu ve onunla oynamaya zorlardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]