English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / According to reddington

According to reddington translate Turkish

27 parallel translation
According to Reddington, all were murdered by a man named Wujing.
Reddington'a göre hepsi Wujing adındaki bir adam tarafından öldürülmüş.
According to Reddington, her real name is Gina Zanetakos.
Reddington'a göre gerçek adı Gina Zanetakos.
According to Reddington, they're not.
Reddington'a göre ölmediler.
But according to Reddington, these are assassination by suicide.
Ancak Reddington'a göre bu ölümlerin sebebi cinayet.
Despite that, according to Reddington, they're legendary for laundering the money of the criminal elite without any traceable accounting.
Buna rağmen, Reddington'a göre ünlü suçluların takibe girmeden, paralarını aklama işinde efsaneler.
According to Reddington, three recent incidents prove the U.S. government is still conducting mind-control experiments.
Reddington'a göre, son zamanlarda yaşanan üç olay Amerikan hükümetinin hala zihin kontrolü deneylerini yaptığını gösteriyor.
Now, no one's taken credit yet, but according to Reddington, the Mombasa Cartel is working to corner the illegal-wildlife trade.
Henüz bir şüpheli yok ama, Reddington'a göre Mombasa Kartel yasa dışı-vahşi hayat ticaretine savaş açmış.
According to Reddington, these gangs are just small fish in a very big pond.
Reddington'a göre bu çeteler, büyük bir akvaryumdaki küçük balıklar sadece.
According to Reddington Kenyon has dozens of shipping containers buried on his property.
Reddington'a göre Kenyon'un mülkü altında gömülü düzinelerce nakliye konteynırı var.
According to Reddington, Kenyon has fallen off the radar.
Reddington'a göre Ken'yon radardan çıktı.
According to Reddington, they supplement their fortune with profits from their illegal auctions.
Reddington'a göre aile servetini, illegal müzayedeler yaparak geliştiriyorlar.
And before you decide whether or not to discuss what we know in open court, you should know that, according to Reddington, the Fulcrum is proof of the existence of a clandestine organization, and if its activities were made public, a number of very powerful people would go to prison or be executed.
Ve bildiklerimizi açık mahkemede tartışıp tartışmayacağımıza karar vermeden önce şunu bilmelisiniz, Reddington'a göre Mesnet, gizli kapaklı yapılan bir organizasyonun varlığının kanıtı ve eğer yaptıkları halka açıklanırsa birçok güçlü insan ya hapse girecek ya idam edilecek.
According to Reddington, he's preparing travel for one of the attendees.
Reddington'un dediğine göre katılımcılardan biri seyahate hazırlanıyor.
According to Reddington, this photo started circulating two hours before Randy Brenner's body was discovered.
Reddington'a göre, bu fotoğraf Randy Brenner'in cesedini bulmadan iki saat önce ortalıkta dönmeye başlamış.
According to Reddington, the recording of Pritchard and Addison Wen is just one secret of thousands.
Reddington'a göre Pritchard ve Addison Wen'in kayıtları sadece yüzlercesinden biri.
According to Reddington, one of the pneumatic tube lines leads to the basement of The Caretaker's house.
Reddington'a göre boru hattının terminali Caretaker'ın evinin bodrumuna çıkıyor.
How? According to Reddington's source,
Nasıl?
According to Reddington, these people were murdered, their ideas suppressed, and their research never found.
Reddington'ın dediğine göre bu insanlar öldürüldü fikirleri bastırıldı ve yaptıkları araştırmalar kayboldu.
According to Reddington, The Coroner runs a witness protection program for criminals.
Reddington'a göre Koroner suçlular için bir tanık koruma programı yürütüyormuş.
Well, I know we're moving out, but just a quick gut check here, kirk is gone, but according to reddington, he's not dead.
Biliyorum şehirden gidiyoruz ama kısaca durumumuza bakalım. Kirk gitti, Ama Reddington'a göre, ölü değil.
According to Reddington, this was the work of the Architect, who for a price will design, construct and execute the perfect crime.
Reddington'a göre, bu Architect'in işiydi, bir bedel karşılığı, tasarlayıp, tertip ederek mükemmel suçlar gerçekleştiriyor.
According to Reddington, he designs, constructs and executes the perfect crime.
Reddington'a göre, mükemmel suçu tasarlar, kurar ve yürütür.
Now, according to Reddington's sources, one of the victims had a brother, Ryuu Fujimoto,
Reddington'un kaynaklarına göre, kurbanlardan birinin kardeşi var, Ryuu Fujimoto,
According to reddington, the courier kills anyone who tries to double-cross him.
Reddington'a göre Kurye iki taraflı anlaşmalarda aldatma söz konusu olursa iki tarafı da öldürüyor.
According to Agent Keen, Reddington is in surgery.
- Ajan Keen'e göre, Reddington ameliyatta. - Tehlikeli bir durumda.
According to Mr. Reddington, these are not random acts of perverse cruelty.
Reddington'a göre, Bunlar rastgele eylemler değil.
According to Kirk, he was just doing whatever it took to get his daughter away from Reddington.
Kirk'e göre o sadece kızını Reddington'dan uzaklaştırmak için... elinden geleni yapıyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]