English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Against it

Against it translate Turkish

10,492 parallel translation
Yesterday, you were dead set against it.
Dün ölümüne karşıydın.
But people were so taken by the private scandal that they were against it from the beginning.
Ama halk özel skandala o kadar kendini vermişti ki başından beri buna karşıydılar.
When activated, no army has stood against it.
Aktif olduğunda hiçbir ordu karşısında duramaz.
There isn't a law against it.
Burada buna karşı bir yasa yok.
It's cold, and when I put my wiener against it, it feels good.
Soğuk ya. Pipimi karşısında tutunca da iyi hissettiriyor.
He would say that only one man would rise to stand against it.
Sadece tek bir adamın ona karşı durabileceğini söylerdi.
" and the gates of hell shall not prevail against it.
Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek.
Evil Corp, however, managed to get the class-action lawsuit filed against it by the surviving victims dismissed, claiming there was no direct evidence linking their factories to the diagnoses.
Ancak Evil Corp topluluk davası açmayı başarıp hayatta kalan mağdurların işten uzaklaştırılmasını sağlamıştı. Fabrikalarının hastalıklarla bağlantısı olmadığını iddia etmişti.
- I could be a real weapon against it.
Ben gerçek bir silah olabilirim.
So it seems to me that she couldn't have been doing what she was about to do - give evidence against me - without somebody's help.
Öyleyse yapmak üzere olduğunu yapamıyordu gibi geliyor bana. Yani kimsenin yardımı olmadan bana karşı tanıklık etmek.
It is no secret that the Western powers and their media outlets have been waging a crusade against us,
Batılı güçlerin ve medya kuruluşlarının bize karşı savaş açtıkları bir sır değil.
You raped me, and then you killed my father for defending my honor and I'll never say a word of any of it or speak against the family because of this.
Bana tecavüz ettin. Sonra da onurumu koruduğu için babamı öldürdün. Bu konularda tek kelime dahi etmeyeceğim.
It's only on Agota that we lost our cases against them.
Onlara karşı sadece Agota'nın davasını kaybettik.
What if it was a woman copying, re-enacting the crimes that had been perpetrated against her 16 years ago?
Ya bu cinayeti işleyen, kendisine on altı sene önce yapılanları tekrarlayan, kopyalayan bir kadınsa?
'What if it was a woman copying,'re-enacting the crimes that were perpetrated against her '16 years ago? '
Ya bu cinayeti işleyen, kendisine on altı sene önce yapılanları tekrarlayan, kopyalayan bir kadınsa?
It was only on Agota that the case against him fell down.
Sadece Agota ile ilgili olan davada şüpheli durumda değil.
It's gonna be like a block party but with way more weirdos grinding up against your wives.
Blok partisi gibi olacak ama karılarınıza dayamaya kalkışacak kaçık tipler çıkabilir.
The next thing I'm going to do to you is take this and press it against your windpipe until it breaks.
Senin için yapacağım bir sonraki şey, soluksuz kalana dek... soluk boruna basmak olacak.
I had to protect against a far greater evil, should it ever rear its head.
Baş gösterecek çok daha büyük bir kötülüğe karşı koruma sağlamalıydım.
I am against you using your trouble to do it.
Bunu yapmak için sorununu kullanmana karşıyım.
Then I guess it's your word against ours.
O zaman öyle birşey yok.
Maybe it's because conservatives are bigoted against liberals.
Belki muhafazakarların liberallere karşı olan ön yargısından.
It goes against every instinct you have as a doctor.
Doktor olarak sahip olduğun tüm sezgilere karşı gelir.
It's three against three so, Half the teams will be dropped after this round.
Üçe karşı üç yapılacağı için kısacası bu rauntta takımların yarısı elenecek.
You know it's against the rules to leave the front desk unmanned.
Giriş masasını boş bırakmanın kurallara aykırı olduğunu biliyor musun?
Well, it takes a certain determination to row against the current.
Akıntıya karşı kürek çekmek belli bir kararlılık gerektirir.
Well, you know it's against the rules.
- Biliyorsunuz ki kurallara aykırı.
You've seen it in academia, the conspiracy against good Aryans like us.
Akademide bizim gibi iyi Aryanlara kurulan komploları gördün.
I know it's against protocol, but I have a rash.
Protokole aykırı olduğunu biliyorum, ama isilik olmuş.
You're running just against one other candidate, but you're gonna have it.
Başka bir adayla yarışacaksın ama başaracağına eminim.
That it was important to rise up and speak out against the regime.
Rejime karşı gelip fikrini söylemenin önemli olduğunu düşündüm.
It is against the law to interfere with an emergency response.
Acil durum müdahelesine engel olmak kanuna aykırıdır.
Clearly, the green ogre hid it, to use as a weapon against us!
Anlaşılan yeşil dev onu bize karşı kullanmak için saklamış.
No, a good defence counsel would use it against us.
Hayır, iyi bir savunma avukatı bunu bizim aleyhimize kullanır.
Looks like our shooter took a bullet from one of the dead guys down there, falls back up against the wall, grabbing the drop cloth, pulling it down with him.
Görünüşe göre ateş eden aşağıdakilerden bir kurşun yemiş, geriye gidip duvara yaslanmış, perdeye tutunup kendiyle, birlikte aşağı çekmiş.
But I'd rather have him with his head in the game than banging it against a wall.
Ama kafasını duvara çarpmasındansa, toparlamasını tercih ederim.
Judge, I assure you that Rusty will be coordinating all of his research with the LAPD so that it doesn't step on the people's case against Slider.
Sayın hakim, sizi temin ederim Rusty araştırması süresince polisle birlikte çalışacak ve Kaypak'ın davasında kimseye engel olmayacak.
See, this is my future, and I am not letting anyone take it from me or turn it against me.
Bu benim geleceğim kimsenin bebeğimi benden almasına veya bana karşı doldurmasına izin vermeyeceğim.
AS THE HIGGS SINGLET ENTERS THE LOOP, IT'S MOMENTARILY MOVING AGAINST THE NORMAL ONE WAY FLOW OF TIME. Weiler :
Higgs Bozonu döngüye girdiğinde bir an için normal zaman-mekân akışının tersine gidiyor.
I've checked it against tides, relation to the sun, rotation...
Gelgitleri, güneşe olan alakasını, dönüşünü kontrol ettim.
I told you it's against the school regulation.
- Okul kurallarına aykırı dedim ya.
I completely forgot about everything and held it against her for leaving without a word.
Her şeyi tamamen unutup tek kelam etmeden gittiği için ona karşı kin güttüm.
If Logan has something against you, it's gotta be Juan's death.
Eğer Logan'in elinde sana karşı bir şey varsa Juan'ın ölümü olmalı.
It seems that now my lore is being turned against me.
Efsanem artık aleyhimde kullanılmaya başlamış.
So do it again, and next time, it's two against one.
Bir kez daha yapın ve bir dahaki sefere ikiye bir olsun.
It's not operational, but I found the manager and got her to cross-check the guest records against the same fake name that rented the van.
- Hyatt'ı aradım. Kesin kanıt değil ama müdürü buldum ve misafir listesini kontrol ettirdim. Yine minibüsü kiralayan aynı sahte isim.
It's a colossal waste of time and resources. I went against Talbot.
Hem zaman hem de kaynak kaybı.
I understand, Dr. Mills, but it's against our policy to grant access to our CCTV feed.
Anlıyorum, Dr. Mills. Ama kamera görüntülerine erişim izni vermek, yönetmeliğimize aykırı.
We won't hold it against you.
Sana karşı kullanmayız merak etme.
It's only a kidnapping if you abduct someone against their will,
Birini kendi isteği dışında alıkoyarsanız adam kaçırma olur.
It's against the law.
Yasaya aykırı bu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]