And erm translate Turkish
449 parallel translation
Unfortunately the Greens came down in the world and erm.. We've little more than leave our name to the burrower of Greenwich.
Ne yazık ki "Greene" ismi dünyaya yayılırken ismimizin Greenwich'ten türetildiği sanılıyor.
Goodbye, Dick, and erm...
Hoşça kal Dick ve...
( Laughing ) No, we've been dancing to swing music a lot, and erm... wearing cocktail dresses.
Hayır, çok hoş ritmi olan bir müzikte dans ediyorduk ve kokteyl elbiseleri giyiyorduk.
I've practically got this really good job, and I know some people I can stay with. And erm...
Neredeyse çok iyi bir işim var ve bazı insanlarla kalabilirim.
Erm... I was probably too much alone, whatever, and David Atkinson used to appear in my room and we'd play.
Büyük ihtimal çok yalnızdım ve David Atkinson birden odamda ortaya çıkıverirdi.
Your healthcare over here is free and I was something of a, erm a drain... on our limited resources.
Burada sağlık hizmetleri ücretsiz ve ben de sınırlı kaynaklarımızı yavaş yavaş kurutan bir musluk gibiydim.
So can you please pass this letter on? And, erm, tell Claire that if I don't hear from her today, then I'll be in touch with social services and the police.
Bu mektubu Claire'e ulaştırıp, ondan yarına kadar haber alamazsam sosyal hizmetler ve polisle irtibata geçeceğimi söyler misin?
Well, erm, Eleanor wrote her life story. And she's quite insistent that it's true.
Eleanor hayat hikâyesini yazmış ve gerçek olduğu konusunda bayağı ısrarcı.
Much older, and, erm... beginning to, er...
Çok daha yaşlı ve, şey... etine...
In fact, he looks rather like, erm, Tony Curtis.
Hatta biraz... Tony Curtis'i andırır..
I was tearing an expresso with a couple of local citizens when, erm, all of a sudden this New Wave - looking stud comes in and says his name is Roger Roussin and, like, he's making a film about Bastille Day.
Yeni Dalgacı kılıklı bir herif çıkagelip adının Roger Roussin olduğunu ve 1 4 Temmuzla ilgili bir film yaptığını söyledi.
Erm, make that for four. Charred and brown.
Dört kişilik olsun.
The, erm, estate agents were Stumbell and Croydon?
Emlakçının adı StumBell Croydon mu?
-'It's Mr Logan and Lieutenant Columbo.' Erm...
Bay Logan ve Komiser Kolombo burada.
Well, erm... I'm in a bit of a mess, you see, and... there's nowhere else I can go to.
Benim de bir parça başım sıkıştı ve gidebileceğim başka bir yer yoktu.
I moved your tennis lesson up an hour, the chiropodist is at 4 : 00, and we moved the hair treatment to, erm...
Tenis dersini bir saat geriye aldım. Bir de saç tedavisini... Cumaya aldım.
Erm, I'm thirty years old, I have a dog, a motorcycle and a pretty nice apartment.
30 Yaşındayım.Bir köpeğim ve bir motosikletim var.İyi bir apartmanda oturuyorum.
And then... erm...
Ayrıca...
Erm, me mother's. She said I can go there for a bit and then then I'll get a flat.
Ere, Annemlerde. bir süreliğine oraya gidebileceğimi söyledi sonra daha sonra bir daireye taşınacağım.
But I've splintered my pancreas. Erm, and I seem to have this terrible cough.
Şey, ayrıca da müthiş bir öksürüğüm var görünüyor.
Erm, coffee and fresh rolls and butter and marmalade.
Hmm... kahve ve taze ekmek ve tereyağı ve marmelat.
I feel, erm... just achy and tired.
Kendimi yorgun hissediyorum ve ağrılarım var.
And I, erm...
Ve ben,...
huh-huh, huh-huh, right, erm... ladies and gentlemen and fellow survivors of that stunning stag party... how did those two girls get under the table and what the hell were they up to with that toothpaste?
Pekala. Bayanlar, baylar, ve bu bekarlığa veda partisinden, sağ kurtulan dostlar. O iki kız masanın üstüne çıkıp ezmeyle neler yaptılar değil mi?
Er... mmm, well and sure enough, erm, erm, when I left the house... whoops! Ha-ha, er... mm m, the last thing I did... ha-ha, yes, you guessed it, well, was to forget my speech.
Ve şundan öyle eminim ki evden çıkarken yapmam gereken en son şeyi yapmış ve tahmin edeceğiniz gibi konuşmamı evde unutmuşum.
He didn't have his beard then, huh-huh, erm, and I'll tell you this, he wouldn't have been able to do whatever he was doing last night with those two extraordinary,
O zamanlar sakalı çıkmıyordu. Size şu kadarını söyleyeyim, dün akşam yaptıklarını o zamanlar hayatta yapamazdi. şu iki olağanüstü.. olağanüstü..
Huh-huh. And I can only hope that, that the dress will hold out, er, huh-huh, erm... so,
En fazla elbisesinin dayanıklı olduğunu umabiliyorum.
huh-huh... erm, huh-huh, to the groom and to his lovely horse, erm, wife, huh-huh.
damada ve sevgili atına, eeee.. karısına.
Listen, the nurse just stopped me and, er... there's two people want to talk to me... and, erm...
Dinle, şimdi hemşire beni durdurdu ve... iki kişinin benimle konuşmak stediğini söyledi ve...
And, erm... is he bitter?
Ve, üzgün mü?
Well, erm, cigarettes, alcohol and, erm... rollerblading.
Sigara, alkol ve paten kaymayı.
And Cain killed Abel, fatted calf, " doof', erm.
Ve Cain, Abel ( Adem ve Havva'nın oğulları )'i öldürdü, "seni şişman buzağı",'güp'.
Erm, kinda similar, imagine if an episode came out on a Monday at 2am and they killed off the characters and we went, " What?
Aynı gibiydi. Bir pazartesi gecesi, saat 02 : 00'de bir bölümün yayınlandığını düşünsenize ve karakterlerin hepsini öldürdüklerini. Şöyle olurduk herhalde : " Ne?
With one breath, Acathla will create a vortex, a kind of erm..... whirlpool that will pull everything on Earth into that dimension,..... where any non-demon life will suffer horrible and...
Acathla, tek bir nefesiyle, dünyadaki her şeyi o boyuta emecek bir girdap yaratacak. İblis olmayan bütün yaşam formları orada ebedi eziyet. ve acı çekecek.
Well, we, er... we went back to the mansion. It... it was empty. Erm... and Acathla was... was dormant.
Biz köşke gittik.
The only tried and true way is to work out what unresolved issues keep it here..... and, erm... resolve them.
Denenmiş en iyi yol, onu burada tutan meseleyi bulmak ve sorununu çözmek.
And, erm... ( Laughter )
Ve...
And, erm...
Ve...
I was just cleaning and, erm...
Buraları temizliyordum ve...
- lf l walk into my house, and I find you there, erm...
- Eğer ben evime geldiğimde, seni orda bulursam, hmm...
And, erm...
Ve, Hmm...
And, erm, she smells my hair.
Saçımı koklar.
He, erm... He ejaculated on my stomach and then he wiped it off with one of my shirts.
Karnımın üstüne boşaldı.
Erm, Cassidy, we went to Maloney's, we got drunk, and I wanted it to happen as much as you did, but that's all I wanted to happen.
Cassidy Moloney's'e gittik, sarhoş olduk. Ben de bunun olmasını senin kadar istedim. Ama istediğim tek şey buydu.
It was after dark, and, erm, she couldn't walk.
Karanlık bastırmış, yürüyemiyormuş.
And this guy, this, erm... this, uh, Good Samaritan, he, uh...
Ve adam.
Erm... I think Benson and Stabler can take it from here.
Gerisini Benson ve Stabler halleder.
And we talked about Brandon and, erm, and then he says, 'You're a sweetheart, Lolly,'and he leaves.
Brandon hakkında konuştuk ve sonra bana, "Sen bir tanesin, Loli." deyip gitti.
Erm, I have a fruit stand on Lex and 78th Street.
Lex ve 78. Cadde'de meyve satarım.
Erm... 16 samples from the apartment walls and one we just took from the guy's arm.
Erm... Apartman dairesinden aldığımız 16 tane ve adamdan aldığımız bir adet kan örneği.
Well, yeah, but there's a special guest coming and I want you to be near the pony when they arrive.
Erm, evet, ama özel bir konuğum var. ve onlar geldiğinde midillinin yanında olmanı istiyorum.
and everything will be fine 34
and eat 28
and ever since 27
and even though 16
and everything changed 17
and everyone else 26
and every night 34
and everything else 36
and everything 101
and ever since then 47
and eat 28
and ever since 27
and even though 16
and everything changed 17
and everyone else 26
and every night 34
and everything else 36
and everything 101
and ever since then 47