And everyone translate Turkish
15,882 parallel translation
and everyone was just standing around like, "Well, this was bound to happen," but... it wasn't bound to happen.
Herkes "Olacağı varmış." diyordu ama olacağı yoktu.
The building's empty and everyone at the company is worried about someone, pardon me, your age.
Ben ve şirkettekiler senin için kusuruma bakma ama yaşın yüzünden senin için endişeleniyoruz.
Homer, I never dared dream about living somewhere that values education, with great health care, and everyone's outdoorsy but still pallid.
Homer eğitime önem veren, harika bir sağlık sistemi olan ama herkesin dışarıyı sevdiği hâlâ soluk tenlilerin olduğu bir yerde yaşayacağımı hiç düşünmemiştim.
But if the facility's going to be destroyed in days, our real-time tethers will break, and everyone will die here.
Ama tesis günler içinde yok olacak olursa vericilerimiz yok olur ve buradaki herkes de ölür.
Hey, when you push a man so far, he goes out, buys a gun, and shoots everyone in a bank.
Birini bu kadar zorlarsan gidip silah alır ve bankadaki herkesi vurur.
I just started as a Yelp reviewer and got sick of how stupid everyone's comments sounded.
Sadece Yelp inceleyicisi olarak işe başlamıştım ve insanların yaptığı aptalca yorumlardan midem bulanıyordu.
Look, Kyle, I think it's great you're trying to patch things up with everyone, but the truth is, Eric and I are just kind of out of it now.
Bak, Kyle, bence birşeyleri düzeltme çaban çok güzel, ama gerçek şu ki, Eric ve ben şimdilik bu işin dışında durmak istiyoruz.
So you've been okay with the fuck everyone to death, all the Muslim and Mexican shit, but fingers in the ass did it for you?
Herkesi öldüresiye sikerken Müslümanlar ve Meksikalılar falan varken sorun yoktu ama göte parmak sokmak sınırı aştı, öyle mi? İyiymiş.
And then maybe everyone can finally be as happy as we are.
O zaman da herkes bizim gibi mutlu olabilecek.
I thought we could fuck them all to death, and everyone started listening to me.
Herkes de beni dinlemeye başladı.
I could bore everyone to death about how proud I am of the woman Taneisha's become, but rather than read the remarks I've been preparing for the last eight months, I'm gonna turn the microphone over to an honest to God movie star, BoJack Horseman, ladies and gentlemen.
Taneisha'yla ne kadar gurur duyduğumu anlatarak sizi sıkıntıdan öldürebilirim ama sekiz aydır yazdıklarımı okumak yerine mikrofonu gerçek bir film yıldızına vermeyi tercih ediyorum.
And this is everyone who works for him.
Bu da onun için çalışan herkes.
You know everyone's real name, age, nose, teeth, and tits.
Herkesin gerçek adı, yaşı, burnu, dişleri ve memeleri sizde.
I'm taking the kids out of school and moving everyone down here.
Çocukları okuldan alıyorum ve buraya taşınıyoruz.
Everyone's dumb and I am great.
Herkes aptal, bir ben harikayım.
Today, okay? We pack what we can, we get everyone together and we start walking.
Toparlayabildiğimiz her şeyi alıp herkesi bir araya toplamalı ve yola koyulmalıyız.
No one, because everyone's an asshole and the whole world sucks balls.
Hiç kimse. Çünkü herkesin götü kalkmış ve âlem göt olmuş.
You told everyone about that Penny chick. Then, you went on and on about how you're never going to change. Then, you chased the slug around, threatening to pour salt on his head.
Herkese şu Penny'den bahsettin, asla değişmeyeceğini anlattın ve sümüklü böceği kafasına tuz dökmekle tehdit ettin.
"I'm gonna send a bunch of texts and e-mails from your phone so everyone thinks they're from you." And I was like, " No!
'Telefonundan birçok mesaj ve mail göndereceğim ve insanlar senden geliyor sanacak.'dedi.
Everyone's e-mails and Internet history became accessible to the public after being targeted by the Danish Troll Trace Program.
Danimarka'nın'Troll Trace Programı'tarafından hedef alındıktan sonra herkesin e-postaları ve internet geçmişleri halka açıldı.
And from the ashes, a new world will rise... A world where everyone is happy and a-singing and has a-no secrets...
Ve küllerinden yeni bir dünya yükselecek, herkesin mutlu olduğu ve a-şarkı söylediği ve kimsenin a-sırrı olmadığı...
Hello, everyone, and welcome to the tour.
Herkese, merhaba ve tura hoşgeldiniz.
Everyone is looking to you to be the calm and steady voice they all need.
Onlar için sakin ve sağlam bir ses olmanıza ihtiyaçları var.
Completely fool everyone and keep your real intentions completely anonymous.
Herkesi oyuna getir ve asıl emellerini herkesten sakla.
Nearly everyone is online, and we've diverted all the power we can.
Neredeyse herkes çevrimiçi, ve elimizdeki tüm gücü yönlendirdik.
Okay, everyone, I'm Homer Simpson and I need an occupation.
Tamam, arkadaşlar, ben Homer Simpson. Ve bir mesleğe ihtiyacım var.
She brought a party bus and just wanted everyone to have fun.
Bir parti otobüsü getirdi ve sadece herkesin eğlenmesini istedi. Greg mahvetti.
And why are you always so suspicious of everyone?
Ve neden herkesle ilgili her zaman bu kadar şüphecisiniz?
Right now, if something goes wrong, everyone in the system just passes the buck, and nothing ever changes.
Şu an birşeyler ters giderse sistemdeki herkes biribirine sorumluluğu atar ve hiçbir şey değişmez.
And I interviewed everyone who knew him and they all told me how great he was.
Ben de onu tanıyan herkesle röportaj yaptım ve hepsi bana onun ne kadar harika biri olduğunu söyledi.
And then you're going to tell everyone you invest for about this movement that has spoken to you, that has made you see the world in a new way, and that has saved your son.
Sonra da herkese, yatırım yaptığınız size seslenen dünyayı yeni bir gözle görmenizi sağlayan ve oğlunuzu kurtaran bu hareketten bahsedeceksiniz.
All that God-awful self-esteem building, everyone is special, everyone gets a trophy, and you all have opinions that you think deserve to be heard.
O berbat kendini beğenmiş yapılarda herkes özel, herkes ödülü hak ediyor ve hepiniz adınızı duyurmayı hak ettiğinizi düşünüyorsunuz.
But now everyone is united, everyone's creativity and thought dedicated to eradicating famine, disease, climate change.
Ama şu anda herkes birleşti, herkesin düşünceleri ve yaratıcılığı kıtlığı, hastalıkları, iklim değişikliklerini azaltmaya yöneldi.
Everyone you know, love, and care for will die.
Tanıdığın, sevdiğin herkes ölür.
And I believe that you can change everyone out there.
Ve dışarıdaki herkesi değiştirebileceğine inanıyorum.
Mothers and fathers, friends and neighbors, children, everyone, suddenly stopped by a force of evil as great as this world has ever known.
Anneler, babalar, arkadaşlar, komşular, herkes dünyanın şimdiye kadar gördüğü en büyük kötülük tarafından ele geçirildi.
All you'll be able do is sit back and watch everyone around you die.
Tek yapabileceğiniz şey arkanıza yaslanıp, herkesin ölümünü izlemek.
Everyone, we have to stay quiet and do what I say.
Millet, çok sessiz olmalıyız ve dediklerimi yapın.
So we've got to get everyone out and do a clean sweep with dogs.
Herkesi dışarı çıkarmalıyız ve köpeklerle ara yapmalıyız.
We've got the master key to unlock and get everyone out.
Ana anahtarımızla kilitleri açıp herkesi dışarı çıkartacağız.
Mom, everyone knows you and Steve are dating.
Anne herkes Steve ile çıktığını biliyor.
Well, frankly, you have no case, and no shot, and no idea how to blend your foundation at your jawline, so you need to back off, withdraw the case, and save yourself the embarrassment of everyone knowing that you're a loser.
Açıkçası hiçbir dosyanız ve şansınız yok. Ayrıca fondötenini çene hattına yedirmek hakkında bir fikrin de yok. Geri adım atıp dosyayı çekmeniz gerekiyor.
Because everyone knows he likes red pandas. You know, and he's probably gotten this photo a lot.
Çünkü herkes kızıl pandaları sevdiğini biliyor yani muhtemelen bu fotoyu birçok defa almıştır.
I told everyone at work about my new situation, and they were all very excited.
Dinle, işyerindeki herkese yeni durumumu anlattım ve hepsi...
The best thing for everyone would be if you said your goodbyes quietly, privately, and disappeared into the night.
Herkes için en iyisi sessiz ve özel olarak vedanı edip geceye karışarak kaybolman olur.
And now, this man, Nasser, is the name on everyone's lips.
Şimdi de bu adam, Nasser herkesin konuştuğu kişi.
Everyone else is listening to something tiny and made in Asia.
Herkes Asya'da yapılan küçük şeyleri dinliyor zaten.
Everyone, close your eyes and quiet the mind, and receive the healing vibrations.
Millet, gözlerinizi kapatın ve zihninizi susturun. Ve iyileştirici titreşimleri alın.
And I live every day in constant fear of everyone discovering that I'm a fraud.
Her gün insanların, sahtekârın teki olduğumu anlayacak korkusuyla yaşıyorum.
Sometimes I stand over there and occasionally save everyone's life.
Bazen orada duruyorum ve ara sıra herkesin hayatını kurtarıyorum.
And I mean everyone!
Yani herkes!
and everyone else 26
everyone 6978
everyone does 112
everyone knows that 202
everyone's fine 32
everyone else 136
everyone makes mistakes 31
everyone knows 120
everyone dies 42
everyone is here 26
everyone 6978
everyone does 112
everyone knows that 202
everyone's fine 32
everyone else 136
everyone makes mistakes 31
everyone knows 120
everyone dies 42
everyone is here 26
everyone says 22
everyone else does 24
everyone says so 22
everyone's gone 34
everyone knows it 22
everyone out 134
everyone calm down 28
everyone's dead 32
everyone does it 23
everyone says that 28
everyone else does 24
everyone says so 22
everyone's gone 34
everyone knows it 22
everyone out 134
everyone calm down 28
everyone's dead 32
everyone does it 23
everyone says that 28