And we're clear translate Turkish
358 parallel translation
And, Doctor, remember we're going to this city to find mercury and once we've found it, we're coming straight back here. Is that clear?
Ve Doktor, unutma, şehre cıva bulmaya gidiyoruz bulur bulmaz, gemiye geri dönüyoruz.
But if we all find the money first and turn it in, we're all in the clear.
Ama parayı ilk biz bulursak, parayı teslim ederiz, temize çıkarız.
We're here to get John Gill, and alive, not for your personal satisfaction. Is that clear?
Buraya John Gill'i canlı olarak almaya geldik, senin şahsi tatminin için değil.
From the newspaper, we're not clear exactly what you did and why... but we want you to know we're for you.
Gazeteler yüzünden, neyi neden yaptığınızı pek anlayamadık ama yanınızda olduğumuzu bilin.
Ten feet down, 50 feet out, and we're free and clear on the other side of the wall.
3 metre derine, 15 metre dışarıya ve duvarın öbür tarafında özgürüz.
We're on them, loud and clear.
Duyabiliyoruz, gayet net.
No, they've told me, and they've made it very clear, I'm to stay in touch, but until your nephew is released, believe me, we're way back.
Hayır, bana söylediler, ve açıkça ifade ettiler, irtibat halinde olacağım, yalnızca yeğeniniz bırakılıncaya kadar, inanın bana, çok geciktik.
'We're receiving signals. loud and clear. relayed from the same probe.
Aynı sondadan gelen, belirgin bazı sinyaller alıyoruz.
We're all angry... and we can't clear up the matter
Durum kötü... orta yol bulamadık!
- It may not clear up for a week, and we're the closest to'em.
- Bir hafta hava açılmayabilir, ve onlara en yakın da biziz.
What we're looking for, this is no more than an educated guess I'd like to make that clear, is some multi-cellular life form with stripes, huge, razor-sharp teeth, about 11-foot long and of the genus felis horribilis.
Burada söz konusu olan, bildiklerime dayanarak söylediğimi... bu arada belirtmeliyim ; çizgili, iri, jilet gibi keskin dişli... yaklaşık üç metre uzunluğunda ve felis horribilis familyasından olan... bir çeşit çok hücreli canlı.
Look, I'm sorry, but we're looking... for some very good jazz dancers... and it's been made very clear to me... that those people don't fit in to that particular category.
Bak, üzgünüm, ama biz iyi caz dansçıları arıyoruz ve bu o kadar açık ki bu insanlar bu kategorideki yapıma uymazlar.
We're free and clear.
Artık borcumuz kalmadı.
But Rae, if we're going to help try and clear all of this- -
Ama Rae, eğer bütün bunları temizlemeye çalışmana yardım edeceksek...
We're up and clear.
Sokaklarda her şey yolunda.
And we're clear.
Çekim bitti.
- Say thank you and that we're clear.
Teşekkür et ve serbest olduğumuzu söyle.
Then the fifth time he visited and all should've been clear already... the guy said : "Now, David Lee, we're going to sauna", and since they were drunk... they agreed, but Dave couldn't get his tie open at first so the guy went ahead... and David Lee went afterwards and complete silence fell when the guy saw what his son-in-law was like.
Beşinci kez gittiğinde, her şey ortaya çıktı. Herif, "Şimdi David, saunaya gidiyoruz" dedi, ve ikisi de içkili olduğundan... hemfikir oldular. Ama Dave kravatını çözemedi ve önce herif girdi... arkasından da David Lee.
People scream : "We're hungry!" Loud and clear.
İnsanlar haykırıyor : "Açız!" Gayet açık.
And we're clear.
Ve yayından çıktık.
He's gonna type in his password and we're gonna get a clear shot.
Parolasını yazacak, biz de buradan alacağız.
And... we're clear!
Ve... bitti!
And... we're clear.
Ve... kesin.
- And we're clear.
- Ve kes.
And we're clear.
Ve biz açığız.
Just until she's clear of another gate and we're sure nobody's following us.
Bir geçit daha ilerleyelim. İzlenmediğimizden emin olalım.
Mr. Kim, transmit a continuous message on all frequencies identifying who we are, where we're from and make it clear our intentions are peaceful.
Bay Kim, bütün frekanslarda kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve barış sever insanlar olduğumuzu anlatan bir mesajı, devamlı olarak gönderin.
And we want to make it clear that just now we're beside ourselves with joy and it would be a mistake to keep us at home knitting!
Ve anlaşılmasını istiyoruz ki, biz şu halimizle mutluyuz ve evde örgü yapmamız koca bir hata olurdu.
When we're clear, surface and run all full.
Uzaklaşınca, satıh ve tam yol ileri.
Remember to stay clear of the cabinets while we're moving, and sit down.
Hareket halindeyken dolaplara yaklaşmayın ve oturun.
But just so as we're clear, even though there's no actual lovemaking, Joe and I can on occasion, say, read poems to each other in here at night?
Sevişmesek de Joe ve ben burada zaman zaman geceleri birbirimize şiir okuyabiliriz'değil mi?
If we see him, we're gonna call the cops... get him busted, and clear my name tonight.
Onu görürsek polisi arayacağız,..... onu yakalattıracağız ve bu gece adımı temize çıkaracağız.
And I think, if I get this right, we haven't done anything wrong and we're in the clear.
Düsünüyorum da, Eger dogru anladiysam, yanlis hiç birsey yapmadik ve biz masumuz.
So we just gotta fight these guys for an hour and a half, and you're in the clear, okay?
O zamana kadar karşı koyabilirsek temize çıkarsın.
We're flying at 26,000 feet, moving up to 30,000 feet... and we got clear skies all the way to Las Vegas.
8000 metre yükseklikteyiz ve 9000 metreye yükseliyoruz. Las Vegas'a kadar hava açık olacak.
And we're clear.
.. veeee kestik.
And we're clear.
Tamamdır.
Once we're clear of it, Harry and the others should wake up.
Şimdilik uzaklaştık Harry ve diğerleri uyanmalı.
Just so we're clear this bathing suit thing was for men and women alike?
- Açıklığa kavuşturmak için soruyorum. Bu mayo konusu hem kadınlar, hem de erkekler için benzer miydi?
We're free and clear.
Şu anda hastamız yok.
And we're clear.
Ve emniyetteyiz.
And just so we're clear on the matter you're not invited.
Ve sadece durumu açıklığa kavuşturmak için söylüyorum davetli değilsin.
We just gotta clear the counselor building and we're free.
Danışman binasını da geçince özgürüz.
Just so we're clear on this, sir, it's gonna be me, Teal'c and the great outdoors.
Bundan eminiz, efendim, sadece ben, Teal'c ve harika açık hava.
We desperately need to clear out the rooms, and you're wasting your time on April Fools'pranks.
Odaları hemen boşaltmamız gerekiyor, siz ise vaktinizi nisan 1 şakasıyla geçiriyorsunuz.
And you're gonna tell me, loud and... clear, what happened. We'll get this over real quick.
Şu işi hemen bitirelim.
And just so we're clear, I'm telling you to go fuck yourself!
Açık konuştuğumuza göre, Kendi kendini s * meni söylüyorum!
So we're gonna ask that you move to your seats and keep the aisles clear... so we can finish the boarding process and begin final preparations before takeoff.
Sizden koltuklarınızı dik pozisyona getirmenizi ve koridoru boşaltmanızı rica ediyoruz, böylece uçağa biniş aşamasını bitirip havalanmadan önce son hazırlıklara başlayalım.
I thought I was clear that we're not to burn time and energy on response.
Verilecek yanıt için vakit ve tepki harcamayacağımızı belirttim sanıyordum.
Just so we're clear, you report this conversation and you'll never wear a hat again.
Açık söyleyeyim bu konuşmadan birine bahsedersen bir daha şapka takamazsın.
And just so we're clear under no circumstances will I service you or anyone who is under your employ.
Yanlış anlaşılma olmasın diye, hiçbir şartta ne size ne de elemanınız olan birine hizmetlerimi sunmayacağım.
and we're off 44
and we're running out of time 21
and we're back 55
and we're done 73
and we're walking 16
and we're 60
and we're out 44
and we're in 21
and we're here 22
and we're not 31
and we're running out of time 21
and we're back 55
and we're done 73
and we're walking 16
and we're 60
and we're out 44
and we're in 21
and we're here 22
and we're not 31
and we're like 16
we're clear 298
clear 3420
clearly 1747
clearance 26
cleared 26
cleary 58
clears throat 1710
clear your mind 34
clear the table 19
we're clear 298
clear 3420
clearly 1747
clearance 26
cleared 26
cleary 58
clears throat 1710
clear your mind 34
clear the table 19