English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / As ever

As ever translate Turkish

6,218 parallel translation
You're as paranoid as ever.
Her zamanki gibi paranoyaksın.
He's changing his methods. But he's as meticulous as ever.
Yöntemlerini değiştiriyor ama hâlâ titiz davranıyor.
Good as ever, though.
Her zamanki gibi iyi ama.
As a young man, Faraday had risen from poverty, in one of the most class-conscious societies the world has ever known, to become the most celebrated scientist of his time.
Genç bir adamken, Faraday dünyadaki en katı sınıf ayrımlarından birinin hüküm sürdüğü bir toplumda, kendini sefaletten kurtardı ve zamanının en meşhur bilimcilerinden biri haline geldi.
Despite his depression, he remained as passionately curious as ever.
Oysa ki o, depresyonuna rağmen tutkulu merakını korudu.
But you're still as pretty as ever.
Ama yine her zamanki gibi güzelsin.
Because I was thinking that now is as good a time as ever to, um... to... to...
Çünkü, düşünüyordum ki şu an bence şey için çok uygun bir an... Ne için?
Things are as good now as ever will be, Oliver.
Her şey hiç olmadığı kadar iyi gidiyor Oliver.
Once again, the glugs was hittin'the streets all slow-motion like- - and just as scarifyin'and intimidato as ever.
Bir kez daha çığlıklar sokağı dövüyordu. Hey, tut!
She has ever been good to me, - and you've no call to speak as though...
O bana hep iyi davrandı ve güya beni konuşmak için...
I see you're as humble as ever.
Görüyorum ki her zamanki gibi alçakgönüllüsün.
I see you're as pompous as ever.
Görüyorum ki her zamanki gibi kendini beğenmişsin.
As horrible as Mark and that pack of lunatics are, it's all she's ever known.
Mark ve o çatlak sürü korkunçtu. Tek bildiği bu olacak. Çünkü onlar ailesi.
I just want to go on record as saying that a glass swimming pool on the penthouse balcony is, without a doubt, the absolute worst idea that I have ever heard in my entire goddamn life.
Bu dediğimin kayıtlara geçmesini istiyorum bir çatı katının terasında böyle bir havuz yapmak kahrolası hayatım boyunca duyduğum hiç şüphesiz, en kötü fikirdi.
Till I fixed it with the actual worst haircut ever.
Ta ki düzeltmeye çalışıp asıl en kötü saç tıraşını olana dek.
As if anyone would ever wanna sign with this fucking degenerate lunatic, right?
Sanki herhangi biri bu siktiğimin dejenere manyağıyla anlaşmak isteyecekmiş gibi.
We have as much time as we ever did.
Hiç yapmamış gibi yapacak kadar zamanımız var mı?
If they ever get caught, they should describe me as...
Eğer yakalanırlarsa, beni böyle tarif edeceklerdi...
April and Tom started out as two of the most apathetic people I had ever met.
April ve Tom başladıklarında tanıdığım en ilgisiz insanlardı.
Not have you ever wondered. How is dressed as a bride?
Gelinlikle nasıl görüneceğini hiç merak etmiyor musun?
As of right now, you start cleaning... if you ever want this place to open up again.
Şu andan itibaren temizliğe başlamazsanız, burayı bir daha açık nah görürsünüz.
Uh, what happened is that some idiot sent me the most hideous, over-the-top bouquet I have ever seen, which Ward somehow interpreted as another sign that you and I are not doing our jobs.
Geri zekâlının biri bana şimdiye kadar gördüğüm en abartılı çiçeği yollamış. Ward'da tekrardan bizim işimizi yapmadığımızı düşünmeye başladı.
She's as good as any hacker I've ever seen.
- Böylesini ilk defa görüyorum.
Nice to see you're still as pleasant as you ever were.
Yine her zaman ki gibi hoş olduğunu görmek güzel.
Have you ever been in love, Dr. Reid?
Hiç aşık oldun mu Dr. Reid?
We're not gonna tear down the fence, and I sure as hell am not gonna date your mom, not now, not ever, so back up off the cheese plate, man!
Çitleri sökmeyeceğiz ve adım gibi eminim, annen ile çıkmayacağım. Şimdi olmaz. Asla olmaz.
I've taken money from many a noble, But none ever treated me as an equal.
Birçok soyludan para aldım, ama hiç birisi bana eşitmişiz gibi davranmadı.
As in the first computer programmer ever?
Hani ilk bilgisayar programcısı olan?
I have loved you since the very first time I ever saw you.
Seni ilk gördüğüm andan beri sana aşığım.
And, as we both know, you're the best wingman who's ever wung.
İkimizin de bildiği gibi gelmiş geçmiş en iyi yardımcı pilot sensin.
Handsome as ever.
Her zamankinden daha yakışıklısın.
You know, your life right here, right now is as good as it's ever gonna get.
Hayatının varıp varacağı en iyi yer burası.
You're as much of a fraud as I ever was.
Sen de en az benim kadar sahtekarsin.
How can I ever make it as a lawyer if I can't even tell when someone's lying to my face?
Biri bana yalan söylerken bile anlayamazsam avukat...
But none of them, I remember, ever went as far as you.
Ama gördüklerimden hiçbiri senin kadar zorlamadı.
Well, as I drove away from the weirdest ten minutes of a party I've ever been to...
Şu ana kadar bulunduğum partilerin en garip on dakikasından uzaklaştığımda...
So, if I'm ever going to be able to fall in love again, and make eternity bearable, I need you to do something.
Bu yüzden bir daha aşık olabilmek ve ölümsüzlüğü katlanılabilir kılabilmek için senden bir şey isteyeceğim.
Did you ever think that we'd end up as business partners?
Hiç iş ortağı olabileceğimizi düşünmüş müydün?
And if you ever want to see them again, you'll do exactly as we say.
Ve onları tekrar görmek istiyorsanız, söylediklerimizi harfiyen yapacaksınız.
Well, a minute ago you were personally ensuring that neither me nor my crew would ever see daylight again so I count this as progress.
Biraz önce bana ve ekibime gün yüzü göstermeyeceğinizi söylüyordunuz bu düşüncenizi bir ilerleme olarak değerlendiriyorum.
For 30 days? Didn't you ever get curious as to where they were?
30 gün boyunca nerede olduklarını merak etmedin mi?
Years ago, did you ever hear of somebody framing Lorta... as the Privileged killer?
Yıllar önce Seçkin katil olmakla suçlanan Lorta'yı duydun mu hiç?
I ever, you know, really loved and stuff.
Ve ilk aşık olup sevdiğim kişiydi.
Yeah, as if you ever pay a tab anyway.
Sanki herhangi bir hesabı ödüyorsun da.
I think it's about the gaudiest exorbitance. - I've ever seen. - Mm.
Sanırım şu ana kadar gördüğüm cırtlak renkler arasında en aşırısı bu.
All is as it ever was, Mr. Reid.
Her şey önceden olduğu gibi, Bay Reid.
- You ever hear of the runner's high?
- Hiç aşırı endorfinin salgıladığı coşkuyu duymuş muydun?
Well, as long as he respects me... Ever.
- Bana saygı duyduğu mühletçe...
Would he ever be able to see me as a sophisticated, sexy girl again?
Beni bir daha o kültürlü seksi kız olarak görebilecek miydi?
I know as much as I ever will.
Biliyorum, ne kadar istesem de.
As you know, as chiefs, we have to set aside recommendations in the event we ever become incapacitated.
Bildiğin gibi, şefler olarak, görevimizi yerine getiremeyecek duruma gelirsek diye, tavsiyemizi bir kenara yazarız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]