Be calm translate Turkish
1,547 parallel translation
If I'm drunk, I'll be calm. If I'm calm, I'll be nice.
Sakin olursam, iyi olurum.
Be calm.
Sakin ol.
Just be calm, Rebecca.
Sakinleş Rebecca.
Ivan just want him to be calm.
- Evet. Ivan onu sakinleştirmeye çalışıyor.
Shooting blacks. Be calm, Samuel.
Siyahları vuruyorlar, sakin ol, Samuel.
We need to be calm and reasonable.
Sakin olmalı ve mâkul davranmalıyız.
- I won't be calm!
- Sakinleşmeyeceğim!
Becca, I'm really trying to be calm here, all right?
Becca, bak sakin olmaya çalışıyorum.
- Please be calm
- Lütfen, sakin olun.
Just be calm
Sakin ol.
OK, be calm.
Tamam. Tamam.
Aysun be calm. Come here.
Gel.
Be calm.
Sakin oldun.
- Be calm and focused. - Okay. Okay.
Erkeğini elde et tatlım.
How am i supposed to be calm when my wife and daughter left in the middle of the night?
Karım ve kızım gecenin bir yarısı ayrılmışlarsa, nasıl sakin olabilirim?
My life will be calm, and happy and joyful!
Hayatım sakin ve mutlu ve neşeli olacak!
I will be calm when Vince has that check in his hands, okay, Ari?
Çek, Vince'in ellerine geçince sakinleşeceğim ben, tamam mı?
A person's spirit needs to be calm.
Bir insanın ruhu... dinlenmeli.
- How can I be calm?
- Nasıl sakin olabilirim?
He knows. You saw how he looked at us. Be calm, Cimber.
Bize nasıl baktığını gördün.
How can I be calm when Pullo's put that little witch to spy on me?
Pullo casusluk etmesi için bu cadıyı peşime koyduğu için nasıl sakin olabilirim?
- Be calm.
- Sakin ol.
We just need to be calm and concentrate.
Sakin olup, konsantre olmamız gerek.
You wouldn't be calm if the Fire Nation destroyed your home and forced you to flee.
Ateş Ulusu yuvanı yok etse ve tüymeye zorlasaydı sen sakin olamazdın.
Ladies and gentlemen, can I ask you please to be calm?
Bayanlar, baylar, lütfen sakin kalır mısınız?
Could you be a little less powerful, please, and calm down...
Gücünü biraz azaltıp sakinlessen...
I can't calm down, I'm gonna be indicted.
Sakin olamam, sorgulanacağım.
Sojust be quiet and calm and ill get to your blocking in a second
Lütfen sadece sessiz olun ve bekleyin.
- Just calm down, it'll be on in a minute.
- Sabırsızlanma, bir dakika içinde başlar.
Just be calm.
Sakin ol.
If you plan things carefully enough... if you think through every last detail... if you have nerves of steel... if you can remain calm no matter what happens... there should be no problem you can't handle.
Eğer her şeyi yeterince dikkatli planlarsanız, her bir detayı iyice düşünürseniz, çelikten yapılma sinirlere sahipseniz, ne olursa olsun soğukkanlı kalabiliyorsanız, üstesinden gelemeyeceğiniz hiç bir sorun olmaz.
This I.V. drip administers a small dosage every minute or so makes you feel nice and relaxed, calm, no pain but if I were to inject this whole thing, that'd be all she wrote for Damon.
Bu iğneden belli aralıklarla, küçük dozda yapılırsa iyi hissedersin, sakinleştirir, rahatlatır. Acı olmaz. Ama...
Except she won't be wearing no overall lf she keeps all the stolen money
Tea Cake tüm parasını çalmış olmalı.
Please stay calm so no one will be at risk.
Lütfen herkes sakin olsun. O zaman hayatınızı tehlikeye atmamış olursunuz.
Calm the fuck down!
Sakinleş artık be!
Had I not acted, they would still be at large in Timor. Given their current popularity, there are many in government who wish that they still were. The court has heard in the testament of Lieutenant Ralph Clarke that the three prisoners along with others.
diğerleriyle birlikte bu üç mahkum... bir tekne, değeri 50 poundun üzerinde olan... araç gereçler, ayrıca üç tüfek, kurşun ve barut... ve önemli değerleri olan çeşitli eşyalar çalmışlardır.
Can you be more calm?
Daha sakin olabilir misiniz?
I don't wanna calm down, tonight I wouldn't be giving it to him anyway!
Sakinleşmek istemiyorum, bu gece onunla birlikte olmayacaktım zaten!
Be sure to act calm, to prepare for the worst
Sakin davranmaya çalışın. En kötüsüne hazırlıklı olun.
- Or it could be the calm before the storm. - Yeah.
- Ya da fırtına öncesi sessizlik olabilir.
Calm down... no! I can't be here anymore. My dad won't let me.
Buraya gelemiyorum artık, babam izin vermiyor.
She was as calm as could be.
Fakat o son derece sakindi.
Just stay calm. We're gonna be okay.
Sen sakin ol, iyi olacağız.
All right, let's just calm down and be rational, ok?
Pekala, şimdi sakinleşelim ve mantıklı olalım, tamam mı?
See, that must be why the alarm went off two days late.
Alarm, bu yüzden iki gün geç çalmış olmalı.
It's like, I'd be working one of those jobs or... feeling like I was gonna be on the run forever and I would-I'd read those words and... it's like this sudden calm... would wash over me.
Şu berbat işlerden birinde çalışıyorken ya da....... kendimi sonsuza kadar kaçmak zorunda hissettiğimde bu kelimeleri okuyorum ve sanki bir anda içime huzur doluyor.
I'll be calm.
Sakin olacağım.
Stay calm and be quiet.
Telaş yapmayın ve sessiz olun.
On a calm day, they may only travel a few metres, but if there's a breeze, as there is now, they can be swept up high into the sky.
Sakin bir günde topu topu birkaç metre yol alabilirler ama esinti varsa, ki şu an var, gökyüzüne doğru sürüklenip giderler.
I'll be right back. Calm it down.
Bir yere kımıldama, hemen geliyorum.
But please calm yourself and be merciful to us just this once.
Ama lütfen sakinleşin ve bir kerelik hoş görün bunu.
calm down 7431
calm 416
calm the fuck down 44
calm down now 40
calm yourself 157
calm him down 19
calm her down 16
calmly 44
be careful what you wish for 84
be careful 4121
calm 416
calm the fuck down 44
calm down now 40
calm yourself 157
calm him down 19
calm her down 16
calmly 44
be careful what you wish for 84
be careful 4121