Beat translate Turkish
31,492 parallel translation
The heart only knows how to beat, but sometimes it forgets.
Kalp nasıl atılacağını bilir ama bazen unutur.
They have to figure out how to beat together on their own.
Beraber atmayı kendi başlarına öğrenmeleri gerek.
Oh, Rodrigo, you always keep the beat.
Rodrigo, ritmi hep tutturuyorsun.
- We'll never beat Szorlok unless we stop running.
Biz yayından sürece Szorlok dövmek asla.
They'll beat any price.
Para dertleri yok.
I'll give you a beat, then I take things into my own hands.
Az zamanın var. Sonra işleri ele alacağım.
You beat me, unfair and square.
Cebren ve hileyle beni yendin.
He asked if he could order for me, and my heart skipped a beat.
Benim için sipariş vermek istediğinde kalbim yerinden fırlayacaktı.
- To beat the bad guys?
- Kötü adamları yenmek için mi?
DON'T BEAT YOURSELF UP.
- Kendinize yüklenmeyin.
" WHEN I THINK THAT PROOF ALONE WILL NEVER BEAT FAULTY LOGIC,
" Kanıtın tek başına hatalı mantığı yenemeyeceğini düşününce...
WHY WOULD A BULLY NEED TWO MORE PEOPLE TO BEAT UP ON ONE LITTLE GIRL?
Niye bir zorba küçük bir kızı dövmek için iki kişiye ihtiyaç duysun?
"WHEN I THINK THAT TRUTH ALONE " WILL NEVER BEAT FAULTY LOGIC,
" Kanıtın tek başına hatalı mantığı yenemeyeceğini düşününce...
JIMMY BENNETT'S FATHER BEAT THE ODDS AND ACTUALLY GOT OFF DRUGS.
Jimmy Bennett'ın babası zoru başarıp uyuşturucuyu bırakmış.
My mother's heart denies it with every beat.
Anne kalbim her atışında bunu reddediyor.
Now come on, do what I say, or I'll beat you up.
Hadi şimdi dediğimi yap yoksa döverim seni.
Sharp, I'm gonna beat Al-Mujahid.
Sharp, ben El-Mücahid'i indireceğim.
Three armed suspects inside, about 20 hostages, and they beat up a security guard pretty bad.
İçeride üç silahlı şüpheli, 20 civarında rehine.. bir de güvenlik amirini çok kötü dövmüşler.
My dad's lying in a hospital bed because a couple of nights ago, someone came and beat him half to death at the care home.
Babam hastanede yatıyor. Birkaç gece önce biri huzurevine gelip onu öldüresiye dövmüş.
But we are gonna prove that the human mind cannot be beat, that the human spirit reigns supreme.
Ama biz insan ruhunun hüküm sürdürdüğünü insan aklının yenilemeyeceğini ispatlayacağız.
I don't want him getting beat up at school'cause he's gotta go "tinkle."
"Tiğdirmem gerek" dediği için okulda dövülmesini istemiyorum.
♪ When the beat kicks in will we survive?
When the beat kicks in will we survive?
- If I beat the clock.
- Eğer zamanında başarabilirsem.
You can't beat it.
Onu yenemezsin.
Well, maybe they will beat us, but it'll be an ugly win.
Belki bizi yenebilirler, ama bu ancak çirkeflikle olur.
And, trust me, copper pipes beat galvanized across the board.
İnanın bana, bakır kablolar çinko kaplama boruları havada karada yener.
You got beat up a lot as a kid, didn't you?
Küçükken çok dayak yedin değil mi?
You're lucky you beat the ice.
- Buzu yendiğinize şanslısınız.
I know when I'm beat.
Yenilgimi kabul ediyorum.
You beat out five others.
Beş müşteriyi geçtiniz.
Huh... What, your beat-downs would have been exponentially worse.
Yediğin dayaklar katlanarak artardı.
I know what bruises look like on a kid who's getting beat up.
Dayak yiyen bir çocuğun morluğu nasıl görünür bilirim.
this makes minute 47 you've spent on the difficulties this new baby will face without saying one word about your mother having a child by the man who beat and abandoned you.
Annenin seni döven ve terk eden adamdan çocuk yapmasından ise hiç bahsetmedin.
I mean, how many guys can say that their mothers beat ISIS?
- Kaç kişi çıkıp da annem IŞİD'i dövdü diyebilir ki?
Beat you to it.
- Güzel.
Step away from the table for a beat. # unplug. "
"Masadan biraz uzak kalıp düşünün." "Fişi çek" diye etiketlemiş.
Hope you're not embarrassed by getting the crap beat out of you by a girl.
Umarım bir kızın seni pataklamasından utanmamışsındır.
It doesn't matter to me because I don't work that beat!
Beni ilgilendirmez çünkü o benim alanım değil.
Beat Indian by selling bikes to milkmen.
Sütçüye motor satarak İndian'ı yen.
If you can't beat'em...
Eğer onları yenemiyorsanız...
[Sighs] All you have to do is beat Indian.
Tek yapman gereken İndian'ı yenmek.
I'll beat all of them.
Hepsini yeneceğim.
MAN : He's the man to beat!
Yenilmeyen adam!
He's the man to beat.
Yenilmeyen adam.
Can't beat a charcoal fire.
- Kömür atesini yenemezsin.
She's not gonna quit until she's beat me.
Beni yenene kadar durmayacak.
You seem too smart to be still upset about somebody who beat you in a rope climb.
Birisinin seni halat tırmanmada yenmesine... hala üzülüyor olmak için fazla akıllısın.
He beat her.
Onu dövdü.
Now people can beat lie detectors, especially if they're pathological liars.
İnsanlar yalan makinesi terslerinden geçebilirler. Özellikle de patolojik yalancılarsa.
You beat up that Abby.
O Abby'yi hırpaladın.
I'm just beat, I guess.
Evet.
beat you 21
beats me 249
beat the drum 19
beaten to death 22
beat him 41
beat that 36
beat him up 29
beat them 23
beats per minute 37
beats me 249
beat the drum 19
beaten to death 22
beat him 41
beat that 36
beat him up 29
beat them 23
beats per minute 37