English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Beat it

Beat it translate Turkish

5,337 parallel translation
Because someone could try to beat it out of me.
Çünkü birileri bunu benden öğrenmeye çalışabilir.
Beat it! Ohhh! Someone must have changed the channel to USA,'cause I just watched a burn notice.
Yaylanın! Birileri kanalı ABD'ye çevirmiş olmalı çünkü az önce bir kapak sesi duydum! Angela Merkep kim?
Seriously, whores. Beat it.
Gerçekten kaltaklar. gidin buradan.
We'd have to beat it.
Bunun üzerine çıkmamız gerekiyor.
- Eat it and beat it?
- Ham yap cebinde kalsin?
Can you beat it?
Onunla yarışabilir misiniz? #
- Hey, beat it, Cali.
- İkile Kaliforniyalı.
Beat it, Devlin.
Defol git, Devlin.
Beat it, sport.
Kaybol dostum.
Beat it. What kind of car do you want?
Nasıl bir araba istiyorsun?
Beat it.
Git buradan.
I could... beat it out of him.
Bunu ondan zorla öğrenebilirim.
Beat it out of who?
Kimden öğreneceksin?
- Can you beat it?
- Bunu geçebilir misin?
Beat it.
Defol.
Why don't you beat it?
Yaylan.
I said beat it.
Yaylan dedim.
BEAT IT UNTIL THE INSPECTOR LEAVES.
Müfettiş gidene kadar istediğini yapabilirsin.
You won't beat it, there's no winner.
Onu yenemezsin, bunun kazananı yok.
Beat it!
Boş ver!
He laughed. Said he'd beat it out of me.
Ağzımı burnumu dağıtacağını söyledi.
All the same we need to collate some skeleton arguments on how to beat a Turnbull Direction should it come to it.
Sayılmaz, bütün argümanları tekrar gözden geçirip karşılaştırmalıyız ki kesin bir sonuca varabilelim.
It's about wanting to beat the other person.
Diğer kişiyi yenmek istemektir.
Mmhmm. It ever occur to you that maybe Odin's got us beat?
Sana hiç, Odin bize yem atmış gibi gelmiyor mu?
It is the job of Tahime and every, every person playing the game, black or white, to beat them at their own game.
Tahime'in suçuydu ve oyunu oynayan her siyahı ya da beyazı kendi oyunuyla yenmek için oradaydı.
Beat her and find it!
Konuştırun ve bulun onu!
[Groans] You beat us to it.
Bizden önce kapmışsınız.
The case is about a guy who, in a sudden fit of rage, tore someone's prosthetic arm off and beat him into a coma with it.
Dava, ani bir kızgınlıkla birinin takma elini koparıp sonra da takma elle adamı komalık eden bir adam hakkında.
Now, yesterday, Mr. Goodson, you asked the jury to believe that a man could in a split second fly into a red-hot rage, remove a prosthetic arm, and then use it to violently beat someone who is literally at that moment unarmed.
Şimdi Bay Goodson, dün jüriden bir anda kafasının tası atan bir adamın, takma eli yerinden çıkararak tamamen silahsız bir adama o takma elle saldırıp adamı vahşice dövebileceğine inanmasını istemiştiniz.
And if the prosecutor had an artificial limb, I would certainly have wrenched it from its socket and beat him with it.
Eğer iddia makamının takma bir uzvu olsaydı kesinlikle onu yerinden çıkarıp, o uzuvla ağzını burnunu kırardım.
Looks like Spears beat us to it.
Spears bizden önce gelmiş anlaşılan.
[Acoustic guitar ringtone] It would be embarrassing to beat my own daughter.
Kendi kızımı yenmek utandırıcı olacak.
I think you beat him with it.
Bence, bununla onu dövdün.
Yo, it's bitches in here doing 15 years for lettin'their boyfriends do deals in the kitchen'cause they was afraid of getting beat if they said no.
Burada sevgililerine dayak korkusu yüzünden hayir diyemedikleri için mutfaklarinda uyusturucu ticareti yapilan ve bu yüzden 15 yil kalan karilar var.
I beat the major dailies to it
Elbette parmak izi sonuçları açık.
Well, between Gibbs, Ziva and myself, there's no reason to beat around the bush when it comes to daddy drop-ins.
Gibbs, Ziva ve benim aramda, baba beklenmedik ziyaretler yaptığında, lafı dolandırmaya gerek yok.
The theatre is on your beat, is it not?
Tiyatroyu seviyorsunuz değil mi?
It's a long story, but if we don't beat my friend out to that wedding, it's gonna be bad.
Uzun hikâye ama arkadaşımı o düğünden uzaklaştırmazsak çok kötü olacak.
Hey, listen. Don't beat yourself up over it.
Kendini çok hırpalama o konuda.
It's gonna be hard to beat Gwyneth Paltrow's wedding.
Gwyneth Paltrow'un düğününü geçmek zor olacak.
Stood up and beat on it until the lights went out, Angie.
Işıklar gidene kadar yumrukladım Angie.
This man has given me stress, so I'm going to the spa to have Hans beat me with reeds until it goes away.
Bu adam benim sinirlerimi bozdu. O yüzden, şimdi kaplıcaya gidip Hans'dan sinirlerim düzelene kadar beni kamışla dövmesini isteyeceğim.
The key is we make it look like she could beat the guy, but then she lets him win. DAN :
İşin sırrı onu yenebilecekmiş gibi gösterip, sonra kazanmasına izin vermesi.
I can beat you, and I did, and it's going to eat you up.
Seni yenebilirim, ve yendim de bu da senin içini kemirecek.
I remember getting beat for it.
Bunun için dayak yediğimi hatırlıyorum.
Danny, I think what she's saying is we should tell Emma it's okay to beat the crap out of him.
Danny, Riley'in demek istediği Emma'ya birini eşek sudan gelene kadar dövmekte sorun olmadığını söylemeliyiz.
- I don't know, to beat me to it?
- Bilmem, benden önce söylemek için?
So how o you o it every night, getting beat half to eath?
Her akşam öldüresiye dayak yemeye nasıl dayanabiliyorsun?
Someone beat us to it.
Birileri bizden önce davranmış.
Oh, I bought a tie so I can loosen it when I'm beat.
Yorgun olunca gevşeteyim diye aldım.
Looks like they beat us to it.
Bizden önce davranmışlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]