English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Beliefs

Beliefs translate Turkish

1,485 parallel translation
You are not the first to try to sway our beliefs... but I can assure you... our faith is unshakable.
İnançlarımızı yönlendirmek isteyen ilk siz değilsiniz,..... ama ben, size garanti ederim ki bizim sadakatimiz sarsılmazdır.
He acts only in accordance to his beliefs, as do we.
O sadece inançlarına göre davranıyor, aynı bizim gibi.
So many beliefs.
Çok fazla inanç.
At the risk of forsaking Teyla's beliefs?
Teyla'nın inançlarını yasaklama riskini alarak mı?
Delusions, which are one of the hallmarks of this disease... are defined as fixed false beliefs.
Hayaller, bu tür bir hastalıkta özelikle birbirine karıştırılmış yanlış inanışlardan oluşan bir belirtidir.
Not of our beliefs, but of our anger and hatred.
İnandıklarımızı değil, öfkemizi ve nefretimizi.
She just forced her religious beliefs on us.
Tek yaptığı bize kurallar koymaktı.
My master the Duke is not one to make issue of his beliefs.
Efendim Dük, inançlarını mesele yapan biri değildir.
The object of war is not to die for your beliefs. but to make the other poor bastards die for theirs.
- bu son, senin inançların için değil de... diğer zavallı piçlerin kendileri için.
Why do not you respect my beliefs?
Neden benim inançlarıma saygı duymuyorsun?
And I will never violate my beliefs.
Ve inandığım şeyleri asla bozmam.
Do not ask me to violate my beliefs.
Beni bunun için zorlamayın.
The purpose is to get the monks or whatever to recant their beliefs.
Amaç, keşişlerin inançlarından caymalarını sağlamak.
Because if you have no beliefs to recant, then what?
Çünkü cayacak bir inancın bile yok, yani.
Each one chooses according to his beliefs.
Herkes inanışına göre istediğini seçer.
You should be more tolerant to her beliefs Lance
- İnançlara biraz daha saygılı olmalısın.
And the strength to hold fast to your beliefs while society's forcing you to conform to a Barbie-doll image, know what I'm saying? .
Ve bütün bu inançlarınızın gücüne rağmen halk sizi bir Barbie bebeğe dönüştürmeye çalışır.
Your dumb beliefs always amused me.
Saçma inançlarına hep hayret ettim.
It was the conviction of her priest, she said, and she shared his beliefs.
Rahibinin inancı böyleymiş. O da aynı inançları paylaşıyormuş.
Some of you may find yourself unable to reconcile Emily's beliefs or those of the defendant with your own.
Bazılarınızın inançlarıyla Emily'nin veya sanığın inançları bağdaşmıyor olabilir.
Father Moore's beliefs are based on archaic and irrational superstition.
Peder Moore'un inançları tarih öncesi, mantık dışı hurafelere dayanıyor.
I'm not interested in your beliefs, Captain Stanley.
Sizin inançlarınızla ilgilenmiyorum, Yüzbaşı Stanley.
Besides archaic beliefs and backward mentality?
Geri kafalılık ve batıl inançların ötesinde mi?
I feel that my activities, be what they may or my political beliefs are my own private affair.
Öyle hissediyorum ki, benim etkinliklerim veya siyasi düşüncelerim ne olursa olsun, benim kendi özel meselemdir.
Let me show you the firmness of my beliefs.
Bırak da inançlarımın sertliğini sana göstereyim.
One tight slap and all your beliefs will change
Sıkı bir tokatla bütün inançların değişir.
Everyone has their own beliefs.
Herkesin kendine göre inandığı birşeyler var.
We have such hollow beliefs.
Ne kadar boş inançlarımız var.
One wonders how many people Christians choose their leaders have the courage their beliefs?
Hıristiyanların, fikirlerini teşvik edenleri, kendilerine lider seçiyor olmaları şaşırılacak bir şey midir?
If you want to get a medical degree and have a lot of ideas to human health not may rely on evidence and talk about personal Your strong beliefs you can not argue, will not get a diploma, but will become and derision.
Eğer bir tıp diploması almak istiyorsanız, ve insan sağlığı konusunda somut bilimsel kanıtlara dayanmayan pek çok savınız varsa bu savlara kendiniz yürekten inanıyor bile olsanız Savlarınızı bilimsel temellere oturtamadıkça.... Sadece diploma alamamakla kalmaz, aynı zamanda gülünç duruma düşersiniz.
And every man is responsible for the beliefs.
"Her insan kendi inancından kendi sorumludur."
So wait of these students to demonstrate how the world works according to their own beliefs?
Yani, evrenin bilimsel prensiplere göre işlediğini kanıtlama yükü öğrencinin, kendi üzerine yıkılıyor? - Evet.
Because of taboos, not to criticize the faith and all the beliefs that has produced a religious faith, have the prospect of trained civil colleges to show their social policy.
Dinî inançların ve... Ve de dinî inançlardan kaynaklanan kanaatlerin eleştirilmesinin hâlâ tabu olmalarından dolayı Sosyal poliçeleri düzenleyen, üniversite mezunu politikacıların bile....... saçma ve yanlış yasalar çıkarttıklarını görüyoruz.
Another example of how the virtual dimension is operative at the symbolic level would have been beliefs.
Sanal boyutun, simgesel düzeyde nasıl etkin olduğunun bir diğer örneği, inançlar olabilir.
Are we aware to what extent our beliefs today are virtual?
Bugün inançlarımızın ne ölçüde sanal olduğunun farkında mıyız?
So you'd reject anybody's beliefs in something beyond the material world?
Yani insanların maddesel boyutun ötesindeki tüm inançlarını hiçe mi sayıyorsunuz?
Listen, I don't want to be disrespectful to your beliefs....
Dinle, inançlarına saygısızlık etmek istemem ama...
Listen to me. I know that we all have beliefs and things that we really want and wish to be true and real.
Bak, hepimizin inançları olduğunu, çok istediğimiz şeylerin gerçekleşmesini dilediğimizi biliyorum.
Come on, Sydney, you know of Anna's beliefs.
Yapma Sydney. Anna'nın inançlarını biliyorsun.
You want to talk about beliefs?
İnançlardan mı bahsedelim?
I just hope you do, because I swear if this is about you and your twisted beliefs -
Umarım sen de biliyorsundur çünkü yemin ederim bunun sen ve o hastalıklı inançlarınla...
The spiritual beliefs of his tribe don't value cannibalism, they never have.
Kabilesinin ruhani inançları yamyamlığa musama göstermez, göstermediler.
Well, anthropology teaches us that beliefs and customs evolve.
Evet, ama antropoloji bize inanışlar ve adetlerin evrileşebileceğini gösterir.
Says the one whose single-minded beliefs nearly destroyed us all.
Tek fikirliklerin bizi yok ettiğini gösteriyor.
He devoted his life at the expense of his family to those beliefs.
Ailesini hiçe sayarak, bu inançlara ömrünü adadı.
He has beliefs.
Doğruluğuna inanıyor!
My beliefs about you have to do with your soul... which I feel is cold and ungenerous, unless you are a counterfeit.
Ruhunuz için ne yapmanız gerektiğine gelince... bir sahtekâr değilseniz, soğuk ve cimri olduğunuzu düşünüyorum.
You're re-examining your core beliefs.
Temel inançlarınızı yeniden sorguluyorsunuz.
- I can't take your beliefs to the bank.
Bankaya senin inançlarını götüremem, Dr. Burke.
I say to you today, we will defend our homes, and we will defend our beliefs, and we will not shy from blood until every godless slave-holding citizen of Missouri is cast into a burning pit of hellfire!
Size şunu söyleyeyim... Evlerimizi savunacağız! İnançlarımızı koruyacağız.
What about your religious beliefs?
Peki ya senin dini inançların?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]