English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Big bird

Big bird translate Turkish

275 parallel translation
Big bird, my foot!
Yok artık!
Remember that big bird I'd dance with at the Locarno? One Sunday night she showed me her operation scar, from when she was a kid. A long scar with white skin round it.
Klüpte dans ettiğim o kız vardı ya, bir gece bana çocukluğundan kalma ameliyat izini gösterdi.
Big Bird, we came to see you drive.
Araba sürüsünü görmeye geldik Minik Kus.
And some Muppet toys. You know, Ernie and Big Bird and that frog.
Bir kaç Muppet oyuncağı, bilirsin Ernie, Büyük Kuş ve şu kurbağa.
From a man whose idea of intellectual stimulation is to count along with Big Bird?
Öğrenme isteğinin Minik Kuş ile beraber saymak olan birinden mi?
I'll be unbuckling your belt and seeing that big bird rise and rise, finally settling into the comfort... only this wide body can provide.
Kemerinizi çözüp o koca kuşun havada yükselişini göreceğim sonunda da sadece bu geniş gövdenin sağlayabileceği konforu hissedeceksiniz.
The Big Bird is home alone.
Büyük Kuş evde yalnız.
Girls, aren't you supposed to be in bed, dreaming about Tweety Bird or Big Bird or Larry Bird or something?
Kızlar, yatakta olmanız gerekmiyor muydu, Tweety hayal etmeniz gerekiyordu ya da * Minik Kuş veya * Larry Bird öyle bişi?
We're gonna put out an APB on Big Bird.
Minik kuş için duyuru yayınlayacağız.
Remember, it is like Big Bird...
Büyük bir kuş gibi.
It's a big bird roost, Nick.
Kuşların tünemesi için büyük, Nick.
Here's to Big Bird.
Büyük Kuş şerefine.
It's like you're a big bird with radar.
Adeta radarları açık bir kuş gibisin.
The "Dronte" was a big bird, about three feet high, unable to fly... and laid just one egg a year.
Dodo kuşu yaklaşık 90 cm boyunda, uçamayan ve yılda bir kez yumurtlayan büyük bir kuştur.
So you look like a big bird, a wonderful bird.
Güzel bir kuşa benziyorsun. Harika bir kuş.
That's Big Bird's friend.
Büyük kuşun arkadaşı.
Let me go, Big Bird!
Bırak beni!
You only get one of those in life, and I blew it on goddamn Big Bird and his scrawny girlfriend!
Öyle bir fırsat hayatta bir kere gelir, onu da elimden kaçırdım, o Minik Kuş ve sıska kız arkadaşı yüzünden!
Big Bird will pop out of one of these doors next.
Şimdi de Minik Kuş mu çıkacak?
Big Bird isn't here either.
Minik Kuş da yok.
Hey, the Duke of rock's gettin'ready to walk, but I want you to stick around, because we got a brand-new morning man... looks like Big Bird to me... coming next on W4106 FM.
Evet Rock'ın Dükü gidiyor ama siz buralarda olun çünkü artık yepyeni bir sabah programcımız var ve Büyük Kuşa benziyor. Birazdan W4106 FM'de.
Come on in, Big Bird.
Gelsene Büyük Kuş.
Coming up next on the Big Bird show. I got to go.
Hepsi Büyük Kuş'un şovunda.
I didn't know if she'd ever come back to me, and now this dickwad is calling me Big Bird.
Bir daha geri gelecek mi bilmiyorum ve bu sersem de bana Büyük Kuş diye isim taktı.
Big Bird touches down when?
Big Bird ne zaman iniyor?
Big Bird shrugs off his secret service, goes over there covers her with his own coat, end of story.
Big Bird korumalarından sıyrılır, oraya gider kendi paltosuyla kadının üstünü örter, hikayenin sonu.
How is Big Bird holding up by the way?
Big Bird nasıl destek veriyor bu arada?
"Come, my pretty bird," said Big Jim.
Gel, güzel kuşum.
Just bring that great big, brown, beautiful bird over here.
Getir şu kocaman, kara kuşu buraya.
A crazy bird, chasing after prizes as big as... birdseed.
Kuşyemi gibi büyük ödüllerin peşinden koşan çılgın bir kuşa.
Bird had this big limousine that had been assessed by the Bureau of Internal Revenue and he was driving it all over town, you know, like, a block long.
Charlie'nin gelirler bürosu tarafından vergilendirilen büyük bir limuzini varmış. Şehirde her yere onunla gidiyormuş, bilirsin, koca bir şey.
He looked like a big white bird!
Büyük beyaz bir kuş gibiydi!
You're a silly bird with a big mouth.
Sen koca ağızlı, aptal bir kuşsun.
Here, I had a bird once, a big fat thing it was, got crossed in love or something.
Şişko bir kız tanırdım, sevgilisi bırakmıştı.
Put in a call for that big old yellow bird.
Şu kocaman sarı kuşu yardıma çağır bakalım.
Aahh! Now the big gallows-bird starts singing.
Ahhh Şimdi büyük kuşun şarkı söyleme vakti...
They'll shoot any big-ass bird flyin'over their stills.
İmbiklerinin üstünde uçan her şeyi vururlar.
Would you get in the big Whammo bird, huh?
Piu piu diye uçan bir uçağa binmek istemez miydiniz?
He flew up in the air again, he did, like a big blue bird.
Kocaman mavi bir kuş gibi havalandı.
- A big blue bird?
- Mavi bir kuş mu?
Did anyone see that big, strange bird that was flying around before dinner?
Akşam yemeğinden önce buralarda uçan garip kuşu gören oldu mu?
Al, Al, Al... is the bird big enough?
Hindi yeterince büyük mü?
This is... thi... this is the traditional fitting, right, to see if the roasting pan is big enough for the nice fat bird.
Bu geleneksel prova, değil mi? Besili kuşun kızartma tepsisine sığıp sığmayacağını anlamak için.
"The crows are too big for the bird feeder," she says.
Şimdi, o kargadan kurtulmam için başımın etini yiyor. "Kargan da kuş yemliği için çok büyükmüş" diyor.
The bird is a... big help.
Bu büyük bir balık, öyle olmalı.
A big, black bird hovered in the sky.
Gökyüzünde iri siyah bir kuş dolanıyordu.
- There's a big fucking bird over there. - * No more * *
İçeride kocaman, lanet bir kuş var.
"I want to create a big, iron bird,..."
Tabut kapağı? Kocaman demir kanatlı bir kuş...
No bird has a butt that big.
Hiçbir kuşun kıçı o kadar büyük olmaz.
Daddy's gonna buy you a big, black bird!
Baba sana büyük siyah bir kuş alacak!
Tell him about the bird bending over with the big Earthas.
Ona koca memeli hatundan bahset.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]