English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Big date

Big date translate Turkish

501 parallel translation
Got a big date with Jane tonight, boss.
Bu akşam Jane'le çıkıyoruz, patron.
Quality is a good thing on woolen cloth, but very dull on a big date.
Kalite yün kumaşta iyi ama randevuda kupkuru.
Yeah, I had a big date.
Evet, harika bir randevum vardı.
I've got a big date.
Diane, büyük bir randevum var.
I've got a big date on Sunday.
Pazar günü önemli bir randevum var.
You wanna look nice for your big date, don't you?
Büyük randevun için iyi görünmek istemez misin?
Isn't tonight the night of the big date? What?
- Bu gece ilk buluşmanız olacak, değil mi?
I have a big date!
var.hemde büyük bir randevu!
- So, Balki, ready for your big date?
Ee, Balki, büyük buluşman içni hazır mısın?
Have a big date tonight, Grandpa?
Bu gece önemli bir randevun mu var dede?
She's got a big date.
O'nun büyük daveti.
Your mom said you had a big date.
Annen önemli bir randevun olduğunu söylemişti.
Geordi had a big date with Christi tonight.
Geordi'nin bu gece Christi'yle önemli bir randevusu vardı.
Mom, I got a big date tonight, can I borrow a French tickler from you?
"Anne, bugün önemli bir randevum var" "Tırtıklı kondomunu ödünç alabilir miyim?"
I got a bottle of wine for your big date...
Büyük randevun için bir şişe şarap aldım.
I don't see why this is necessary. You don't want to show up for your big date looking like Yosemite Sam.
bunun neden gerekli olduğunu anlayamıyorum ilk buluşmanızda kendini Yosemite Sam gibi göstermek istemezsin sanırım
Big date?
Büyük randevu mu?
I wanted to tell him that I've got a big date tonight.
Ona bu akşam büyük bir randevum olduğunu söylemek istiyordum.
He went home to change for the big date.
Büyük randevu için üstünü değiştirmeye gitti.
Big date tonight?
Ne var biriyle mi çıkacaksın?
- No big date or anything?
Büyük randevu yok mu?
You're on a big date.
Önemli bir randevun var.
So, this the big date?
Büyük gün bugün mü? Büyük filan değil.
Speaking of spanking, that reminds me. I got a big date tonight. Well, take off.
Pataklanmak demişken, bu akşam bir randevum var.
Jan and I have a big date.
Jan ve benim çok önemli bir randevumuz var
- Big date?
- Büyük flört mü?
Especially after I've agreed to clear out for your big date. Oh, yes.
Özellikle büyük randevunuz için evden çıkmayı kabul ettikten sonra.
Because this is a big date.
Çünkü bu büyük randevu.
You choke the chicken before any big date, don't you?
Büyük randevudan önce tavuğu boğazlamazmısın sen?
I've got a big dinner date tonight.
Bu akşam büyük bir akşam yemeği randevum var.
He doesn't know it yet, but I've got a date with your old friend, Big Jim Colfax.
Bundan henüz haberi yok ama, eski dostun Big Jim Colfax ile bir randevum var.
But, that big blind date you've kept such a mystery...
Ama bir muamma olan şu randevunu bir sır gibi saklamıştın.
Heap-big important date.
Çok önemli bir buluşma olacak.
OK, Mr. Big Shot. Now keep your date with Darcey.
Tamam, Bay Popüler, Darcey ile olan randevuna git.
The diamond ring he wears is as big as a date It almost blinded me
Parmağındaki elmas yüzük güneş kadar büyüktü nerdeyse kör olacaktım!
You're late for a big bowling date?
Bowlinge mi geç kaldın?
Don't expect big things on the first date.
İlk buluşmadan fazla bekleme.
I don't give 10 big ones to some fucking kike cop on the first date, all right?
Hey, lanet olası bir yahudi aynasıza ilk buluşmamızda $ 10,000 veremem, tamam mı?
I don't give 10 big ones to some kike cop on the first date, all right?
Hey, lanet olası bir yahudi aynasıza ilk buluşmamızda $ 10,000 veremem, tamam mı?
First, I throw the worst party in history, now I got no date for the big boss.
Hem insanlık tarihinin en kötü partisini veriyorum hem de büyük patrona kız bulamadım.
- What's the occasion there, Sam? - I've got a very big blind date.
"Yeni tanışacağım" biriyle çok önemli bir randevum var.
While I have never been a big fan of the women you date, I will say that at least they were too stupid to be harmful.
Görüştüğün kadınları hiçbir zaman çok beğenmedim ama en azından zarar veremeyecek kadar aptallardı.
Big news. I'm going on my first American date tomorrow night.
Flaş haber. Yarın gece ilk Amerikan randevuma gidiyorum.
But he... he thinks that I should only date gorgeous girls who have big...
Ama o... Sadece göz kamaştırıcı kadınlarla çıkmam gerektiğini düşünüyor. Büyük...
Big date.
Önemli bir buluşma, dans edeceksiniz.
Big date, Rebecca, huh?
Galiba önemli bir randevu, Rebecca.
I got married so I could stop dating, so still dating is not a big incentive since the last thing you wanna do is date your wife, who should love you.
Ben buluşmayı bırakmak için evlendim, bana cazip gelmiyor. Yapmak istediğim en son şey beni sevmesi gereken karımla buluşmak.
You're making happy hour bitterly ironic. I gotta find a date for my big, fat, snotty sister-in-law, Selma. I'm intrigued.
Mutlu Saatleri mahvediyorsun büyük şişko Selma için bir erkek bulmam gerekiyor ben ilgileniyorum.
- I'll take that. You seem preoccupied, my little pudding cup. My sister's on a date with a big, fat rummy.
- bunu ben alayım aklın karışık görünüyorsun, benim küçük pudingim kız kardeşim, şişko, domuz görünümlü bir adamla dışarı çıktı burada seni neşelendirebilecek bir şeylerim var
- It was no big deal. - You date a dabo girl for the first time and say it was no big deal?
- İlk defa bir Dabo kızıyla çıktın ve önemli değil mi diyorsun?
You have a big dinner date or something?
Büyük bir yemek randevun falan mı var?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]