English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Brown eyes

Brown eyes translate Turkish

648 parallel translation
He's about 5'10 ", heavy black hair... brown eyes, stocky built, around 30 years old.
Yaklaşık 1,80 boyunda, koyu siyah saçlı kahve gözlü, bodur yapılı, 30 yaş civarlarında.
- I'm sorry, she's about... Oh, she's about so tall, Jet-black hair and large brown eyes.
- Üzgünüm ama -... boyu şu civarda kömür karası saçları, büyük kahverengi de gözleri var.
She's about so tall, Black hair and large brown eyes.
Boyu yaklaşık bu kadar siyah saçları ve büyük kahverengi gözleri var.
- Hello, brown eyes.
- Selam kahverengi gözlüm.
With big brown eyes.
İri kahverengi gözlü.
Slim figure, dark, brown eyes.
Zayıf, koyu kahverengi gözlü.
Young, quite attractive... brown eyes, about 22, I would say.
Genç, oldukça çekici... kahve rengi gözlü, 22 yaşlarında, diyebilirim.
He's very tall and attractive. Dark hair, a rather rugged face and brown eyes and one suitcase.
Çok uzun boylu ve çekici koyu renk saç, sert bir yüz ifadesi...
- He has brown eyes.
- Kahverengi gözlü.
The face framed in its dark hair, the brown eyes tenderly dreaming.
Yüzünü çevreleyen siyah saçları ve kahverengi gözleriyle büyüleyiciydi.
Brown eyes, I think, but I don't know her name or where she lives.
Kahverengi gözleri vardı sanırım ama- - Ne adını ne de evini biliyorum.
Brown eyes!
Kahverengi gözler!
Nina Lombardo had brown eyes!
Nina Lombardo kahverengi gözlüydü.
He had brown eyes and shiny black hair.
Gözleri kahverengi saçı parlak siyahtı.
The same brown eyes waiting to betray you... and the wicked mouth that laughs at you and lies.
seni ele veren aynı kahverengi gözler... ve sana yalan söyleyen ve gülen aynı muzip ağız.
Number one, approximately 40 years, 175 pounds, black hair, brown eyes.
İlki, yaklaşık 40 yaşlarında, 80 Kg, siyah saçlı, kahverengi gözlü,
... approximately 40 years, 5'10 ", 175 pounds, black hair, brown eyes, dressed in a gray suit and wearing a gray hat.
... yaklaşık 40 yaşlarında, 80 Kg, saçları siyah ve kahverengi gözlü, gri bir takım elbisesi var ve aynı renk bir şapka takıyor.
Well, I just want to look at those beautiful brown eyes again.
Sadece o güzel kahverengi gözlere tekrar bakmak istiyorum.
- How about those big brown eyes?
- Kahverengi gözlü olan peki?
It does bring out the colour in your beautiful, big, brown eyes.
İri, güzel kahverengi gözlerinin rengini ortaya çıkarıyor.
They just want to stand and chew their cud... and gaze into the distance with big, brown eyes.
Durup, geviş getirmek ve büyük kahverengi gözleriyle uzaklara bakmak istiyorlar.
5'8 ", brunette, brown eyes.
1.70 boyunda, esmer, kahverengi gözlü.
- And brown eyes?
- Ve kahverengi gözler?
Brown eyes?
Kahverengi gözlü mü?
Five feet five... brunette, brown eyes, appendicitis three years ago.
1.68 boyunda esmer, kahverengi gözlü, üç yıl önce apandisit ameliyatı geçirdi.
I don't remember her as having brown eyes.
- Kahverengi gözlü olduğunu unutmuşum.
I'd love his brown eyes, I'd kiss his white face, but my fate decrees otherwise.
Onun gözlerini ve sevimli yüzünü, öpmek ne güzel olurdu.
Flat field will be my house, grey cloud will be my ceiling, the eagle will peck my brown eyes out, the rains will wash my Cossack bones and the whirlwind will dry them!
Evim açık alan olacak, gri bulutlar çatım. Kartal gagasıyle gözlerimi oyacak, Yağmur kemiklerimi yıkayıp, rüzgar onları kurutacak.
Five foot ten, 155 pounds, brown hair and brown eyes and a small scar on his right cheek.
1.80 boyunda, 70 kilo, kumral ve kahverengi gözlü sağ yanağında küçük bir yara izi var.
Brown Eyes.
Kahverengi Göz.
"And the next day, when the big round sun was high in the heaven, little Bobby Chipmunk could hardly believe his eyes, because there across Farmer Brown's meadows he saw little Molly Cottontail."
"Ertesi gün kocaman yuvarlak güneş gökyüzünde yükseldiğinde Küçük Sincap Bobby gördüklerine güçlükle inanabildi çünkü Çiftçi Brown'ın çimlerinin üstünde küçük Pamuk Kuyruk Molly'yi gördü."
I am 22 years old, I have dark hair... I'm a little under six feet... my eyes are brown... and my irresistible virtue is that I love you very much.
22 yaşındayım, koyu renk saçlarım var... 1.80'den biraz kısayım kahverengi gözlerim var ve karşı koyamadığım meziyetim, seni çok ama çok sevmem.
Providence gave you grey eyes, brown hair... a charming smile.
Tanrı size külrengi gözler, kahverengi saç ve büyüleyici bir gülümseme bahşetmiş.
Her eyes were brown.
Gözleri kahverengiydi.
Phil Church, age 37, height 5'11 "... weight 185 pounds, eyes brown... hair dark, gray at the temples.
Phil Church aranıyor. Yaş 37. Boy 1,80 metre.
Are my eyes really brown?
Gözlerim sahiden kahverengi mi?
He has dark brown hair, blue eyes, height about six feet two, no hat, around 25 years old. "
Koyu kahverengi saçlı, mavi gözlü, 1.80 boylarında, yaklaşık 25 yaşlarında. "
Lieutenant Commander Morrison is described as about 28 years old, weight 160 pounds, light brown hair, light brown or blue eyes.
Binbaşı John Morrison, yaklaşık 28 yaşında, 70 kilo ağırlığında açık kahverengi saçlı, açık kahverengi veya mavi gözlü olarak tarif ediliyor.
Eyes, brown. Last seen wearing gray prison trousers, black shoes.
En son gri cezaevi pantolonu ve siyah ayakkabı ile görülmüş.
Height about 5'10 ". Hair dark brown, eyes brown.
Boyu 1,78, koyu kahverengi saçlı, kahverengi gözlü.
Eyes... - Brown.
Gözler, kahverengi.
Eyes, brown.
Gözler kahverengi.
Her cheeks were red, her eyes were brown
Yanakları kırmızı, gözleri kahverengiydi
" My name is Marijane Hamilton, and I'm 15 with blue eyes and brown hair.
Adım Marijane Hamilton, 15 yaşındayım. Mavi gözlü, kahverengi saçlıyım.
Black eyes, brown skin.
Siyah gözler, esmer bir ten.
You got brown eyes.
Senin gözlerin kahve rengi.
Brown like your eyes.
Gözlerin gibi kahverengi.
Brown contact lens, but his eyes were really blue.
Kahverengi lensler, fakat gözlerinin gerçek rengi maviydi.
Did you know Tracey's eyes are brown?
Tracey'in gözlerinin kahverengi olduğunu biliyor muydun?
He had sort of... pink eyes and brown hair.
Bir çeşit... Pembe gözleri ve kahverengi saçı vardı.
There are two eyes... two small, brown lakes.
İki göz iki küçük, kahverengi göl.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]