But he's gone now translate Turkish

You've both been so very kind to me, but I'm not really a member of the family, except for marrying your son, and now he's gone.

İkiniz de bana karşı çok iyi yürekliydiniz ama oğlunuzla evlenmek dışında, ki o da artık yok ailenin bir üyesi değilim.

He's probably gone by now, but he'll be easy to trail.

ªimdiye kadar çoktan gitmiºtir ama takip etmesi kolay.

I only had it put in to please Oscar, but now that he's gone there's no need for it.

Oscar'ı memnun etmek için koydurmuştum ama şimdi o gitti, buna da ihtiyaç yok.

He was here last night, but now he's gone.

O dün gece buradaydı, ama şimdi gitti.

But he caught me looking at it and it's gone now.

Ama bir kez, bakarken bana yakalandı ve o zamandan beri bir daha görmedim.

But Atticus, he's gone and drowned his dinner in syrup... and now he's pourin'it all over.

Ama Atticus yemeğini şurupla doldurdu... şimdi de şurubu her tarafa döküyor.

Montgomery Brown, of course i do or i used to, but he's been gone a long time now.

Elbette tanıyorum! Ama o geri dönmedi yüzbaşım!

Yes, but now he's gone.

- Elbette, ama ortadan kayboldu.

But now that he's gone, I don't think there's much chance of that.

Vermişti ; ama bu konuda o öldüğüne göre pek fazla şansım yok.

But I'm quite sure he's gone away now.

Ama eminim çoktan gitmiştir.

But now he's gone off to sound an alarm, stir up the whole countryside.

Ama şimdi alarm verecek, herkesi ayaklandıracak.

But he's gone now.

Neden? Fanjgold yok ki!

- Really. But he's all gone now, champ, see?

Ama artık gitmiş delikanlı.

He was here before. He looked as crazy as everyone else around here, but he's gone now.

Herkes çıldırmış gibi, oda öyleydi, ama şimdi buralarda görünmüyor.

- But now he's gone.

Ama artık yok.

He's gone now, but he left his flute.

Gitmiş ama flütünü bırakmış.

But that doesn't mean you can't let them out now that he's gone.

Ama artık o öldüğüne göre istersen bunları serbest bırakabilirsin.

But he's gone now.

Ama o artık yok.

It may be inappropriate but now that he's gone,

Şimdi yeri değil belki ama şimdi o gitti,

But he's gone now and I don't believe in grief.

Ama o artık yok ve ben mateme inanmıyorum.

He is gone into the army now. But he's turned out very wild.

Şimdi orduya girmiş ama pek hovarda olmuş.

He's gone now, but I want to be notified immediately if he reappears anywhere on the ship, or if anything odd starts to happen.

Şu anda gitti, ama geminin herhangi bir yerinde belirecek, yada tuhaflıklar yaşanacak olursa, beni bilgilendirin.

But now... He's gone on now.

Ama artık...

It may be inappropriate but now that he's gone,

şimdi yeri değil belki ama şimdi o gitti,

We've closed off the campus, but my guess is, he's long gone by now.

Kampüsü kapattık ama katil çoktan kaçmıştır.

But, now that he's gone, you won't play.

Ama şimdi o gitti ve sen de oynamayacaksın.

He's an handsome fellow now, but the sunshine's gone out of his face.

Hala öyle ama yüzündeki o pırıltı kaybolmuş.

Well, he's gone now, but just, you know, keep your eyes out in case he comes back. - You got it.

Neyse, şimdi gitmiş ama geri dönebilir diye gözlerini dört aç.

But now he's gone and your fate is sealed.

Fakat şimdi gitmiş ve senin kaderin mühürlendi.

But now he's gone.

Ama gitti.

You know, I know this probably doesn't mean much now but he's not really gone, you know.

Şu anda sizin için bir şey ifade edeceğini sanmıyorum ama o tam olarak gitmiş sayılmaz.

But now he`s gone, and we`re gonna need somebody that he can trust... who`ll stay close to him and won`t look suspicious.

Ama şimdi o gitti. Ona yakın olacak ama şüphe çekmeyecek birine ihtiyaç var.

I thought he was gone, but now he's back.

Gitti sanıyordum, ama geri gelmiş.

He's gone now. But you gotta admire his spirit.

Şimdi gitti ama hevesi benim içimde.

But now he's just gone.

Ama o gitmiş.

The head of the department is a man called Bagdasarov, he used to work for us, but now he's gone over... to the Gorbachev side.

Departmanın başında Bagdasarov adında birisi var. Ama şimdi Gorbachev'in tarafına geçti.

But he's gone now.

Ama.. Gitmiş..

But I appreciate... every moment I shared with that kid... so much more, now that he's gone.

Ama o çocukla geçirdiğim her dakika için minnettarım gittiğinden beri çok daha fazla.

Yeah, but he's gone now.

Evet ama artık yok.

He's gone now, but our business isn't.

O öldü ama iş hala devam ediyor.

That was the bad cop, but he's gone now.

bu kötü polisti, ama şimdi gitti.

Yeah, well, I miss him, too. But he's been gone a while now.

Evet, bende onu özlüyorum ama öleli bayağı oldu artık.

I have a half-brother now but he's gone now.

Benim bir üvey kardeşim vardı ama öldü.

It meant a lot to him that you were trying to help me. But, now that he's gone, you don't need to try.

Bana yardım etmeye çalışman O'nun için çok önemliydi... artık o hayatta olmadığına göre uğraşmana gerek kalmadı.

Oh, yeah, but I'm back now, and he's long dead gone.

Evet ama çıktım. O ise çoktan öldü gitti.

But he's long gone now.

- Ama o gitti.

But now he's gone and it's all over.

Adam artık öldü. her şey bitti.

But I have no one to talk to any more, now that he's gone.

Ama artık o da gittiğine göre konuşacak kimsem kalmadı.

But now that he's gone, none of it matters anymore.

Ama o şimdi yok, artık bunların hiç birinin önemi de yok.

We almost got through the whole season without him going completely bonkers, but now he's just gone.

O iyice saçmalamadan bir sezonu tamamlamak üzereydim. Ama gitti.

He's not calling me.But it's like what we had, he's put into this compartment, and now he's gone back to his first love, which is god or the church or--or something.I don't know.

Beni aramıyor. Ama aramızdaki şeyi sanki bir kompartımana koydu ve şimdi ilk aşkına geri döndü,... o da Tanrı, kilise veya bir şey. Bilmiyorum.