English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Catcher

Catcher translate Turkish

656 parallel translation
No, Baravelli and the dog catcher.
Hayır, Baravelli ve köpek avcısı.
Jennings says Baravelli and the dog catcher are coming to kidnap us to keep us out of the game.
Düşün ki, Baravelli ve köpek avcısı bizi kaçırmak istiyorlar, oynamamıza engel olmak için!
Or we might fill faster if our Jonah-catcher would throw away his hand line and bend on a trawl for once.
Uğursuz avlayan herif oltasını bırakıp... trolle avlansa ambarımızı daha kolay doldururduk.
She once chased a dog-catcher half a mile with a baseball bat.
Bir keresinde bir köpek yakalayıcıyı beysbol sopasıyla yarım mil kovalamıştı.
Watch the signals. Make out I'm the catcher.
Yakalayıcı benim bunu bilin.
He became a catcher of butterflies, for which the Guianas are famous.
Guyanalıların en meşhur mesleği olan kelebek avcılığına başladı.
They're looking for a catcher.
Bir top tutucu arıyorlar.
Crowd catcher at the Greenwich Village Sidewalk Show.
" Greenwich Village Kaldırım Sergisinde ilgi odağıydı.
I said 50,000 gold florin from the rebels for the guns... and here, by special commission, is the King's chief rebel-catcher.
- Şimdi beni iyice dinleyin. Ben silahlar için isyancılardan 50,000 altın florin geleceğini söylemiştim ve burada, özel görevli olarak, Kralın baş asi yakalayıcısı bulunuyor.
I bribed your catcher.
Seni yakalayana para vermiştim.
And now, Ravenhurst, you rat catcher!
Ve şimdi, Ravenhurst, seni fare avcısı!
Nishijima, expert dog catcher.
Nishijima, işinin erbabı bir köpek yakalayıcıydı.
Three complete somersaults before reaching the arms of his catcher.
Yakalayıcısının ellerine ulaşmadan önce üçlüsünü tamamlayacak.
A split second to reach for your catcher, and a split second for him to grab you.
Yakalayıcına ulaşman ve onun seni yakalaması için sadece bir saniyen olacak.
You'll never reach your catcher unless you kick for the ceiling.
Eğer üst sınıra kadar yükselmezsen yakalayıcına asla ulaşamazsın.
This is where your catcher would be for any big trick.
Büyük bir numara için yakalayıcının olacağı yer burası.
A dead flier becomes a live catcher.
Ölü bir uçucu canlı bir yakalayıcı oldu.
Be a catcher.
Yakalayıcım ol.
I'm no catcher, not for you or anybody else.
Ben yakalayıcı değilim, ne senin ne de bir başkasının.
You know, Mike, I often wondered why you never became a catcher.
Mike, sık sık neden bir yakalayıcı olmadığını merak edip duruyorum.
Before he becomes this great catcher he might change the rigging for my act.
Büyük bir yakalayıcı olmadan önce benim gösterimin donanımlarını değiştirsin.
You used to be a catcher for Mike.
Sen Mike'ın tutucusuydun.
It feels like you should go on throwing them, to a great catcher.
Bunu anlamak için kendinizi büyük bir tutucuya doğru fırlatmalısınız.
A policeman isn't a dog-catcher, putting criminals behind bars. No!
Bir polis suçluları hemen içeri atan bir köpek avcısı değildir.
Watch out, the dog catcher's coming!
Dikkatli ol, köpek yakalayıcılar etrafta!
Mike McCormick comes over, along with catcher Ed Bailey, and they are really in a rhubarb at first base.
Mike McCormick de oraya gidiyor. Yakalayıcı Ed Bailey ile birlikte birinci kalede ciddi bir atışma hâlindeler.
Now, that book you asked me to buy for you, The Catcher in the Rye.
Şimdi almamı söylediğin kitap var ya, The Catcher in the Rye.
And if I don't get time off to practice Beethoven I'm not going to play catcher.
Ve Beethoven çalışmak için boş zaman bulamazsam,... yakalayıcı olmayacağım.
And call out the child catcher!
Ve çocuk yakalayıcısını çağırın!
Reminds me- - I got to get Santini's kid a catcher's mitt.
Aklıma gelmişken, Santini'nin çocuğuna beyzbol eldiveni almalıyım.
Boy! A catcher's mitt.
Bir beyzbol eldiveni.
- Tybalt, you rat-catcher.
- Tybalt. seni sıçan avcısı.
Do you mind loosening that dust catcher around your neck?
Boynundaki şu mendili çıkarmanda sakınca var mı?
Damn rat catcher staring at me.
Kahrolası fare avcısı beni izliyordu.
He chewed this disgusting tobacco he pissed in the sink, and as a catcher he was a million dollars worth of promise worth two cents on delivery.
Şu iğrenç tütünü çiğnemesi... Lavaboya işemesi ve bir "yakalayıcı" olarak milyon dolarlık bir gelecek vaat etmesine rağmen artık iki cente mahkum olması.
The talk of the Echo Player Camp that spring was a kid name of Piney Woods, a wild crazy catcher out of a place called Good Hope, Georgia.
O ilkbahardaki Oyuncu Kampı'nda Piney Woods adında bir çocuk vardı, vahşi çılgın bir "yakalayıcıydı" Georgia'da ona "Büyük Umut" derlerdi.
I have a catcher that's sold on the sauce and a Black catcher that cannot hit and a motorcycle catcher, wild and crazy and Pearson, who's just plumb dumb.
Sos karşılığı satılan bir yakalayıcım var. Ve isabet sağlayamayan siyah bir yakalayıcım var. Ve motorcu bir yakalayıcım var, vahşi ve deli.
I must play my old catcher on days when he gets himself sorted out and play my Black catcher on days when my hitting is hitting and play my motorcycle catcher on days he ever comes to his senses... which so far, he's given me no sign of really having any.
Ben eski yakalayıcımla günlerce oynamak zorundayım ta ki o kendisinin icabına bakana kadar. Ve siyah yakalayıcımla günlerce oynamak zorundayım, isabet sağlayamasa da. Ve motorcu yakalayıcımla günlerce oynayacağım onun aklı çok uzaklarda olsa da.
You know, when I stop and think about it I'm liable to wind up using my plumb dumb catcher more and more.
Biliyor musun, şöyle bir durup düşündüğümde büyük intimalle o aptal kafa yakalayıcımı kullanmak zorunda kalacağımı anlıyorum.
I own two catcher's mitts and a baseball autographed by each and every member of the New York Mammoths.
Elimde, iki adet yakalayıcı eldiveni ve her New York Mammoths üyesi tarafından imzalanmış bir top var.
He was the greatest catcher I ever saw.
O gördüğüm en harika yakalayıcıydı.
Yeah, but he's a catcher.
Evet, ama bir yakalayıcı.
You ain't no catcher.
Sen yakalayıcı değilsin ki.
Well, whatever Bruce says, I'll do, for in my opinion there's no greater catcher in baseball today.
Şey, bana sorarsanız, Bruce ne derse yapmalıyım. Bugün beyzbolda onun kadar büyük bir "yakalayıcı" yok.
Catcher : Babe Phelps.
Yakalayıcı, Babe Phelps.
Well, I refer to it apropos of that little cream-catcher on your lip.
Dudağının üstündeki kıllar yüzünden o masala değindim ben.
She's called in the catcher.
O yakalayıcıyı da çağırdı.
Dog catcher! Yeah.
Köpek avcısı!
- Whose Catcher in the Rye is this?
- Bu kimin kitabı?
I don't even know if you've read Catcherin the Rye.
The Catcher in the Rye'ı okuyup okumadığını bile bilmiyorum.
The snake catcher's here, Kim.
Yılan terbiyecisi burada, Kim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]