Catch your breath translate Turkish
152 parallel translation
Do you mind if I talk for a little bit, while you catch your breath?
Siz soluklanırken biraz benim konuşmamın bir mahsuru var mı?
Here. Catch your breath.
Nefesini tut.
- Catch your breath, he's...
Soluklan. O... Acil durum!
- Wait a minute, Catch your breath.
O... - Dur biraz nefes al.
Rest yourself, and catch your breath.
Dinlen, biraz soluklan.
Just catch your breath.
Biraz soluklanın.
When your legs ache, you can't catch your breath.
Bacakların ağrıyor, doğru dürüst nefes alamıyorsun.
Catch your breath as we walk.
Yürürken biraz kendine gelirsin.
Let you catch your breath.
Biraz nefes alırsın.
I'll give you one minute to catch your breath. Then we're gonna swim back.
Nefesinizi toplamanız için 1 dakika veriyorum.
Catch your breath, Zaid!
- Hele dur Zeyd. Nefes al önce.
Catch your breath in my office.
Git ofisimde nefeslen.
It's always the simple things that catch your breath.
İnsanı şaşırtan hep basit şeylerdir.
But at least catch your breath!
Ama hiç değilse kendine gel biraz!
Catch your breath.
Sakin ol.
Catch your breath.
Soluklanın.
Catch your breath.
İyi. Biraz dinlen.
Now, you fellas can catch your breath.
Arkadaşlar şimdi bir nefes alabilirsiniz.
Walk around and catch your breath? Come on.
Şöyle bir dolaş ve nefesini tut.
You can't catch your breath.
Nefes alamıyorsun.
You should catch your breath before dinner.
Yemekten önce biraz dinlensenize!
I thought maybe you just stopped to catch your breath.
belki sadece nefeslenmek için durdunuz diye düşündüm.
I imagine at this point, You'll have to catch your breath.
O kısmı hayal ediyorum da, nefesini tutman gerekecek.
Then it races like a gazelle when you can't catch your breath.
Ama nefessiz kaldığınızda, bir ceylan kadar hızlı.
Speaking as someone who's been there before I'm telling you, all you need is just a little bit of separation time to calm down, catch your breath and realize that you are in complete control of this situation.
Daha önce bu yoldan geçmiş biri olarak konuşuyorum dinle beni, tek ihtiyacın sakinleşmek için biraz zaman Nefesini tut ve durumun tamamen kontrolünde olduğunu anla.
Take a seat. Catch your breath.
Otur şöyle bir soluklan.
But you went completely pale. You couldn't catch your breath.
Ama rengin bembeyaz olmuştu, nefes alamıyordun.
I want you to come downstairs and catch your breath. I'll make you tea.
Aşağıya inmeni..... ve soluklanmanı istiyorum.
Caleb, catch your breath.
Caleb, nefeslen biraz.
Catch your breath.
Hele bir soluklan.
You know, catch your breath.
Bilirsin, bir nefes al.
Here you get a chance to catch your breath, clear your head.
Burada arada bir dinlenip zihnini temizleme şansın var.
Frank... I want you to sit down and catch your breath.
Frank... oturmanı istiyorum.
Frank, just sit down, catch your breath.
Frank, sadece otur, nefesini tut.
- Just catch your breath.
- Sadece nefesini tut.
Take a minute, catch your breath... and then go back to work and we'll both figure this out.
Biraz soluklan. İşine geri dön, bir şeyler düşünürüz.
Sit down and catch your breath for a second.
Otur ve bir kaç saniyeliğine soluklan.
Catch your breath.
Nefesini tut.
You may catch your breath, and then off you go! Okay?
Kendini toparla ve toz ol tamam mı?
It feels like you can't catch your breath, there's a guy with a machete... you aim centre of mass and try not to jerk the trigger.
Nefes nefesesin, bıçaklı bir adam var hedefe nişan alır, tetiği çekerken elinin titrememesine gayret edersin.
That is, if you can catch your breath.
Tabii biraz soluklanabilirsen.
We can stop if you want, catch your breath.
Nefesini düzeltmek istiyorsan durabiliriz.
Hiding spots are a plus, to let you catch your breath, you know?
Aradaki boşluklarda saklanacak bir yer bulmalı ve soluklanmalısın.
- Stelios, catch your breath, boy.
- Stelios, biraz soluklan, evlat.
Well, you know. Just catch your breath a minute.
Dur da biraz soluklan.
Catch your breath, there, kiddo, okay?
Sakin ol evlat?
You can barely catch your breath, you've been coughing so much.
O kadar çok öksürüyorsun ki, zor nefes alıyorsun.
Catch your breath, don't go swimming for half an hour.
Biraz nefeslen, yarım saat kadar yüzmeye gitme.
Hang onto me, catch your breath.
Tutun bana, nefesini tut.
You catch your breath, OK. Yeah.
Soluklan biraz.
You'd be quite a catch... if you'd just shower and shave and stop swearing under your breath.
Eğer banyo yapıp temizlenirsen ve bıyık altından küfretmeyi bırakırsan adam olacaksın..
your breath 20
breath 94
breathe 1905
breathing 114
breathless 16
breathing heavily 388
breathe through your nose 20
breathe with me 21
breathe it in 29
breathe deep 46
breath 94
breathe 1905
breathing 114
breathless 16
breathing heavily 388
breathe through your nose 20
breathe with me 21
breathe it in 29
breathe deep 46
breathe deeply 64
breathe out 76
breathing shakily 35
breathes heavily 20
breathe slowly 22
breathe in 175
breathtaking 30
breathes deeply 131
breathing deeply 24
breathes shakily 19
breathe out 76
breathing shakily 35
breathes heavily 20
breathe slowly 22
breathe in 175
breathtaking 30
breathes deeply 131
breathing deeply 24
breathes shakily 19
breathlessly 17
catch 385
catcher 26
catch me if you can 46
catchy 51
catcher in the rye 27
catch up 88
catch me 65
catch me up 20
catch you later 192
catch 385
catcher 26
catch me if you can 46
catchy 51
catcher in the rye 27
catch up 88
catch me 65
catch me up 20
catch you later 192