Check it translate Turkish
13,625 parallel translation
So you and I will go in light, check it out.
İkimiz önden girip kontrol edelim.
Either way we're gonna check it out.
Ne olursa olsun. Gidip kontrol edeceğiz.
Hey, check it out.
Şuna bakın.
Moving in to check it out.
Kontrol etmek için giriyorum.
Check it again.
Tekrar bakın.
Let's check it out.
Hadi kontrol edelim.
check it out.
Ş una bak.
CSU finally analyzed that blood residue from the photograph you took at the crime scene... check it out.
OYİ aldığımız kan izi fotoğraflarını inceliyor... baksana.
- You don't have to check it anymore.
- Okumana gerek yok.
You guys should come and check it out.
Beyler, bunu görmelisiniz.
I like how tall you made me. Hey, check it out.
Beni uzun çizmişsin bunu sevdim.
I'll check it out. Thanks.
Teşekkürler.
Check it out.
Şuna bak.
Let's check it out.
Gidip bakalım.
Hey, what's-your-name, check it out.
Hey, ismin-ne, şuna bir bak.
You really should go check it out.
Kesinlikle uğramalısın.
Been meaning to check it out, so...
Anlamına bakacağım.
Go check it out.
Sen gidip kontrol et. Pekâlâ.
Hey, Freddie, check it out.
- Freddie, şuna bak.
Check it out, Uncle D.
Şuna bak, D Amca.
It was hilarious, go check it out yourself.
Çok komikti, gidin izleyin.
I'll check it out.
Bir bakacağım.
Didn't you check it?
Kontrol etmediniz mi?
Carl, check it out!
Carl, şuna bir bak!
Check it out, I can make this cat sound like a wolf.
Şunlara bak, bu kedi ile kurt gibi ses çıkartıyorum.
[kid] Hey, check it!
Kontrol edelim!
I'll check it myself.
Ben de kendim bakarım.
- Check it out.
- Bakın.
I'll check it out.
Kontrol ederim.
Check it out.
- Gel de bir bak.
Hey, guys, check it out! Hey, listen.
Çocuklar, şuna bir bakın!
All right, bro, check it.
Pekâlâ ahbap, şunu bir dinle.
Here, check it out.
Şuna bak.
Check it.
Baksana.
Check it out.
Baksana.
Like you said, we need to check if it's the patient's will!
Dediğiniz gibi hasta bunu gerçekten istiyor mu kontrol etmeliyiz!
- Check it out.
Baksana şuna.
For months after that I would check my face in the mirror every day to see if it was happening yet.
O günden sonra aylar boyu her gün aynada yüzüme bakıp değişip değişmediğimi görmeye çalıştım.
All we do is check up on a lead the system gives us and cross it off a list.
Tek yaptığımız sistemin bize verdiği ipucunu takip etmek ve onu listeden silmek.
Vincent said to check his boat, it's probably swimming in DNA.
Vincent onun botuna bir bakılmasını söyledi. Muhtemelen her yerde DNA'sı vardır.
Why don't you write her a little note... you know, the ones with the boxes that you can check... and I'll pass it along.
Notu içine koymak için bir kutu ayarlarsın. Ben de götürüp veririm.
You know, if there's one thing that makes me sick, it's when a race thinks they're superior and don't know how to check their privilege.
Biliyor musunuz? Beni iğrendiren bir şey varsa o da bir ırkın kendini üstün görüp ayrıcalıklarını kontrol etmeyi bilmemesidir.
Let's make a break for it after we get the check.
Çeki aldıktan sonra son veririz.
But, um, one piece of advice that I can give you that I think we would all agree with is that if you feel uncomfortable having done it, check your white privilege, and don't do it again.
Fakat sana bir tavsiye verebilirim. Bir konuda hemfikir olacağımızı düşünüyorum. Yaptığın bir şey yüzünden rahatsızsan beyaz olduğun için kullandığın avantajları gözden geçir ve bir daha yapma.
We'll have to check her deck. Good thing I lifted it off her.
- Destesini kontrol etmemiz lazım.
'Cause if it's yours, you can just call the bank and void the check, right?
Çünkü para seninse, bankayı arayıp çeki geçersiz kılabilirsin, değil mi?
If she wrote a check, it's her money.
Çek yazdıysa, kendi parasıdır.
You need to check under the hood, because once you pay for it, it's yours, warts and all.
Kaputun altını kontrol etmelisiniz çünkü parayı ödediğinizde mal sizindir, olduğu gibi.
Lucy, October 24 wasn't the first time Dr. Portnow called to check up on Bella, was it?
- Lucy, 24 Ekim Dr. Portnow'un Bella'yı kontrol etmek için ilk defa aradığı tarih değildi, öyle değil mi?
And it is interesting that of those two places that Sergeant Colborn is asked to check out and inquire after Teresa Halbach... he only goes to one. Goes to Steven Avery's home.
Ne ilginçtir ki, kendisine gidip bakması ve Teresa Halbach'i araması söylenen iki yerden Çavuş Colborn sadece bir tanesine gidiyor.
It's funny, because the first thing we did... was check the phone records.
Bu komik, çünkü ilk yaptığımız şey telefon kayıtlarını incelemekti.
check it out 2343
check it again 35
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
check it again 35
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it's ok 4874
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322