English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Covering

Covering translate Turkish

4,223 parallel translation
Sneaking around in the middle of the night, covering their tracks.
Gecenin bir yarısı gizlice izlerini kapıyorlardı.
Everyone has a rap sheet, covering everything from...
Hepsinin sabıkası kabarık.
Each as warm and heavy as a baby's head, with a similar covering of fine hair and tendency to wrinkle up when I need feeding.
Sıcacık ve her biri bebek kafası kadar ağır, incecik tüylerle kaplı ve iştahlandığında kırışmaya eğilimli.
I was lucky to get one myself, and I'm covering it.
Kendime bir tane bulduğum için çok şanslıymışım.
Karen's covering my classes.
Karen sınıfa benim yerime bakacak.
( Queenie ) Hell is naked before him and destruction hath no covering.
"Cehennem önünde çırılçıplakken felâketin üstünü örtmek mümkün değildir."
Let me inside your mind so I know you're not covering up the truth.
Bırak zihnine gireyim ve yalan söylemediğini bileyim.
I've no interest in covering our past in a glaze of nostalgia.
Nostalji olsun diye geçmişimizi de -... konuşmak istemiyorum.
Covering the wounds makes it hurt more.
Yarayı kapatmaya çalışmak daha da fazla acıtır.
She's covering for me.
Yerime o bakıyor.
You were covering the listening part, dummy.
Duyacağın yeri kapatıyordun salak.
I'm covering it...
Ben hallediyorum...
That man in there still cares about you and he's covering something up because of it.
İçerideki adam sana hâlâ değer veriyor ve bu yüzden bir şey gizliyor.
For one year... Ishigami's memories were covering mine.
Bir yıl boyunca Ishigami'nin anıları benimkilerini bastırıyordu.
Once, when I was covering the Ugandan civil war.
Bir kere Uganda iç savaşını bastırırken.
Whoever's responsible did a decent job of covering up their tacks, but, come on, people, let's be honest.
Sorumlusu her kimse izlerini gayet iyi kapatmış ama doğruya doğru şimdi.
Those cops were accused of beating suspects, planting evidence, and covering up unprovoked shootings.
O polisler şüphelileri dövmek, delilleri karartmak ve sebepsiz yere silah sıkmaktan suçlanmışlar.
Oh, now you're covering for me?
Şimdi de beni koruyor mu oldun?
Why are you covering for him, Lyle?
Neden onu koruyorsun, Lyle?
The first reptilian eggs almost certainly had a leathery covering, rather like those a turtle lays today.
İlk sürüngen yumurtaları kesinlikle kalın bir deri ile kaplıydı bugünkü kaplumbağa yumurtalarında olduğu gibi.
But these eggs are different, they have a hard covering - a shell.
Ama bu yumurtalar farklı. Sert bir kaplamaya sahipler, bir kabuğa.
Up its tail and down its back, a covering of what looks like fur.
Sırtından aşayıya, kuyruğuna kadar kürk gibi görününen bir örtü.
Together, these filaments create a covering like fur, so the most likely answer is that they served to keep these dinosaurs warm.
Bu lifler, birlikte, kürk gibi bir kaplamayı oluşturmakta,... yani, en muhtemel cevap, dinazorları sıcak tutmaya yaradığı olabilir.
"Aglet. A plastic or metal tube covering the end of a shoelace."
"Aglet", ayakkabı bağcığının ucundaki plastik veya metal tüp.
Appreciate you covering my back, wrecking losers.
Arkamı kolladığınız için minnettarım, yıkıcı ezikleri.
Frank will never admit to covering for John.
Frank John'u koruduğunu asla kabul etmez.
- I don't know. But someone is doing an incredible job of covering their tracks.
Ama birileri kendi izlerini gizlemede harika bir iş çıkarıyor.
I'm covering for Margaux'cause she's in L.A.
Margaux'yu idare ediyorum çünkü o Los Angeles'ta.
Victoria took a huge risk covering that up.
Victoria bu işi örtbas etmekle çok büyük bir risk aldı.
I didn't spend all this time covering my tracks so I can have him killed on my property.
O herifi kendi mülkümde öldürmek için bunca zaman izlerimi özenle saklamadım.
What are you two covering up?
Siz neyi gizliyorsunuz böyle?
There are seas of liquefied sulphur, an element covering the whole planet in various aggregate states, from gaseous to liquid to solid.
Sıvılaşmış kükürt denizleri bulunur. Gaz, sıvı ve katı hallerde çeşitli evreleri bulunan ve tüm gezegeni kaplayan bir elementtir bu.
Deluges, great floods, you know, just swamping and covering the entire planet, wiping out whole races of people.
Tufanlar, büyük seller, bilirsin! Uzaklaştırma ve tüm gezegene yayılmış olan insan ırkını ortadan kaldırmak.
She makes a living covering her clients'secrets.
Müşterilerinin sırlarını saklayarak para kazanıyor.
And covering Daniel's wedding isn't a conflict of interest?
Daniel'in düğününü ön plana almak çıkar çatışması yaratmıyor mu peki?
Seems our dear Bizzy has been getting busy covering up stories of her own.
Bizim sevgili Bizzy kendi hikayesini örtbas etmekle meşgul gibi görünüyor.
Who was covering the south exit?
Kim isteklerimin güney çıkış?
I'll be covering city council by then. Your body chemistry seems way off.
Vücudun berbat gözüküyor.
He didn't do a good job of covering this up.
İyice örtememiş.
The guy I'm covering for.
Yerini aldığım adam.
Covering your eyes?
Gözleri kapatmak mı?
Mr. Wen, a very important man once said that there are two reasons a man should risk his career, neither of which is covering for a best friend who is missing work to be with a girl he just met.
Bay Wen, çok önemli bir adam bir keresinde demişti ki bir adam sadece iki sebeple kariyerini riske atmalı, ve bunlardan hiçbiri en yakın arkadaşı yeni tanıştığı bir kızla olabilmek için işi ekti diye onu kollamak değildi.
Fornell's covering the rear.
- Fornell arka tarafı kolluyor.
Why are you covering this up, Cat, huh?
Neden bu konuyu kapatmaya çalışıyorsun Cat?
I thought Daisy was covering for you.
- Daisy'nin senin yerine baktığını sanıyordum.
Are you covering for her?
Onu mu koruyorsun?
Shooter did a pretty good job of covering his tracks.
Tetikçi, izlerini kapatma konusunda oldukça iyi iş çıkarmış.
In fact, he was so good at covering his tracks, that some of the victims didn't even realize they'd been robbed until days or weeks after they'd been hit.
Aslında izlerini kapatmada oldukça iyiymiş, bazı mağdurlar, soyulmuş olduklarının farkına varana kadar günler yada haftalar geçmiş.
Specifically, the tarp and firearm information that was entered linked to a series of murders that I'm covering.
Özellikle, takibini yürüttüğüm seri bir katille bağlantılı tente ve ateşli silah bilgileri girilmiş
This was about him covering his own ass.
Bu kendi kıçını korumaktır.
She's either covering for him or hiding something.
O da adamı koruyor ya da bir şeyler saklıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]