English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Cris

Cris translate Turkish

166 parallel translation
But we'll know Soon, she shou ld have A cris is by m i dnight.
Gece yarısına kadar kriz geçirmiş olur.
Barotti, Cris and Giulio di Mont-sant, the Count of Caprari, and Hh... this is full of aitches.
Barotti, Cris ve Giulio di Mont-sant, Caprari Kontu ve Hh... Bunda bir sürü "H" var!
Make sure the Cris-craft is ready at jetty 27.
Rıhtım'a acilen sürat teknesi istiyorum!
The Cris-craft will be at the agreed location.
Sürat teknesi belirtilen noktada bekliyor.
That motorboat, that's the Cris-craft.
Sürat teknesinde!
♪ when the snow lay round about ♪ ♪ deep and cris p and even ♪
Kalın, bembeyaz ve dümdüz kar Her yeri kapladığında
- That's Curt and that's Cris.
- Bu Curt ve bu Cris.
No, I'm Cris.
Hayır, Ben Cris.
Say, Cris, how'd you know we'd be living on Mars by 1970?
Söylesene Cris, 1970 yılında Mars'ta yaşayacağımızı nereden biliyorsun?
- Cris, you made it.
- Cris, sen başardın.
Come on, it's gonna be a big event ; Bela, Tor and Cris are coming.
Hadi, büyük bir olay olacak, Bela, Tor ve Cris geliyorlar.
- Yes. "Cris-a-tunity."
- Evet. "Buhrsat"
What's this about, Cris?
- Tüm bunlar ne için, Cris?
That piss you off because you're jealous, Cris, or because I beat you to the punch?
Kıskandığın için mi kızgınsın, Cris yoksa bitiş çizgisine senden önce vardığım için mi?
Jurgen is breaking up with blade so he can see Chris.
Jurgen, Blade ile ayrılıyor ki böylece Cris'i görebilecek.
But Chris is interested in Eric, who doesn't want to date anybody.
Fakat Cris, kimseyle çıkmak istemeyen Eric ile ilgileniyordu.
Get closer, Chris!
Yaklaş, Cris!
Shells fired from all sides were cris-crossing above her.
Her yandan ateşlenen mermiler şehrin üzerinden gelip geçiyordu.
Cris.
- Cris.
Cris, the police called.
Cris, polisten aradılar.
Cris-py.
İsa aşkına.
Feels like we forgot something. No, Cris, come on. Let's just go.
bu olasılık hesapları- - basit bir kart sayma olayının çok ötesinde.
I tried to tell Cris that, but this married guy, he screwed her up real good. Billy's the reason we got busted, though.
Yani başladıkları rakamla ilgili bilgi hiç bir zaman bilinemiyordu, yani bir kaç bin dolarlık kazanç çok da takip edilesi değil sonuçta.
Cris loves me so much, she never lets me out of her sight.
Yuri Chernov'un öldürüldüğü gece işe akşam 7'de başladığını söylemiş Yani?
My mother drank herself to death over that old bastard's abuse, and Cris was the only one who was there for me.
Belki de sadece yalan söylüyordu. Tamam da neden yalan söylesin ki? Belki de Yuri geldiğinde klüpte olduğunu kimsenin bilmesini istemiyordu.
Cris wants to talk to him. This guy who lied to her, he used her, he got her arrested.
Suni dinamikler, süpermarketlerdeki trafik akışından çok parçalı hareket akışlarına kadar herşeyde kullanılır...
They call her "Cris," as in Cristal, the champagne.
Ben onu temsil ediyorum. Herkes ona "Cristal" kısaltılmışı olan "Cris" der, şampanya markası.
- Well, Cris is dead.
Oh, kötü olduğunu mu sanıyorsun? Bak, Cris ise öldü.
Let me get a sip of that "cris."
Şu Cris'ten bir yudum alabilir miyim?
- Yeah, cris, cristal. Champagne.
- Evet, Cristal marka şampanya.
Hello? Cris selfish!
Cris... bencil!
Cris, I...
Cris, ben...
NO, IT'S NOT A FAKE CRIS - I...
Hayır, sahte kriz falan değil.
- Cris?
- Cris?
Cris?
Cris?
No, Cris, come on.
Hayır, Cris, yapma.
I tried to tell Cris that, but this married guy, he screwed her up real good.
Bunu Cris'e anlatmaya çalıştım ama bu evli adam onun aklını başından almıştı.
After, she was sent back to Texas.
Sonra Cris Teksas'a geri gönderildi.
Cris loves me so much, she never lets me out of her sight.
Cris beni o kadar seviyor ki, beni gözününün önünden ayırmıyor.
My mother drank herself to death over that old bastard's abuse, and Cris was the only one who was there for me.
Annem o yaşlı piçin kötü muameleleri sonucu içkiden öldü ve bana destek olan bir tek Cris vardı.
Cris wants to talk to him.
Cris onunla konuşmak istiyor.
You'll wait for me, won't you, Crys?
Beni bekleyeceksin, değil mi, Cris?
- Well... first, there's the whole arch nemesis thing. But also I feel my pledge sisters deserve to see how their future leader reacts in a cris.
Önelikle bu rakip olmakla ilgili ama bunun yanısıra kardeşlerimin, gelecekteki muhtemel başkanlarının, kriz anında nasıl hareket edeceğini bilmeleri gerektiğine inanıyorum.
You should have picked a different venue to have a midlife cris in.
Orta yaş buhranını geçirmek için kendine başka bir şehir seçmeliydin.
Cris averted?
Krizi çözdün mü?
- Tell me about Cris Johnson.
- Bana Cris Johnson'dan söz edin.
As far as your concerned Cris Johnson never existed.
Sizi ilgilendirdiği kadarıyla Cris Johnson asla var olmadı.
Cris...
Cris nereden arıyorsun? - Tren istasyonundan.
Cris? Huh?
Ve tamamlanmamış biyografimde bu neredeyse sonlanmış bir davadır.
Cris?
Ben de burada kötü giden bir soygun dışında birşeyler olduğunu düşünüyorum.
Cris...
Cris...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]