Crush it translate Turkish
778 parallel translation
You can't reveal your fear to God... You have to crush it first.
Düşmana korktuğunu asla belli etme.
We were sent to crush it.
İsyanı bastırmak için göndermişlerdi bizi.
Don't crush it, Harry.
Elimi eziyorsun Harry.
We will crush it!
Bastıracağız!
Caught it coming home from school. They gave her a flower for a prize, and she didn't want to crush it, so she didn't button up her coat.
Ona verdikleri çiçeği bozmak istemediği için paltosunun önünü kapatmamış.
I respect your pride in this little rat hole you call Tobruk, but don't insult my intelligence by telling me that if it stood in my way I couldn't crush it like that.
Beni de küçümseme. Tobruk denen şu küçük sıçan deliğinde durup yolumu kesiyor olsaydınız Sizi böcek gibi ezerdim.
If you can crush Tobruk, crush it.
Ezebiliyorsanız ezin Tobruk'u.
The Combination is growing stronger every day, the only way to crush it is to get the top man.
Kartel her gün büyümeye devam ediyor. Bunu yıkmanın tek yolu en üstteki adama ulaşmak.
- Then I'll crush it.
- O zaman biraz ezelim.
Even if it were the whole country, we would crush it!
Tüm ülke ayaklansa dahi, ezer geçeriz.
Crush it with spoon and push ´ er.
Kaşıkla ez ve it onu.
Now you will ask me how we can crush it with Crimea as inaccessibly fortified as it is?
Şimdi nasıl ezeceğimizi, güçlendirilmiş Kırım'a.. nasıl erşebileceğimizi bana soracaksınız?
crush it under foot.
ayak altında ezilir.
Brother Tieh, even if you crush it A dead hand is a dead hand!
Yieh Birader, istediğin kadar kır dök... elin kötüyse yararı yok!
I'll crush it!
Taşaklarını ezeceğim!
Until the Arabs raise themselves to crush it, and that you take again your way of life.
Araplar kendilerini toparlayıncaya,... siz de kendi normal hayatlarınıza dönünceye kadar.
Crush it, Arnold.
Kır onu, Arnold.
My precious will crush it and smash it!
Kıymetlims onu keseceğis ve parçalayacağız!
Unless you reveal the way to the mines, I will pluck out your eye and crush it underfoot like a grape.
Hazinelere giden yolu açıklamazsan, senin gözlerini çıkartır ve bir üzüm tanesi gibi ayaklarımın altında ezerim.
my legions are waiting in dimension x to storm into this world and crush it.
Askeri birliklerim X Boyutu'nda bekliyor. Bu dünyayı yakıp yıkarak işgal edecekler.
Uh-huh. I think it's pretty obvious that Stiles has a crush on Lydia.
Stiles'ın Lydia'ya aşık olduğu çok bariz.
If I find that I've got a chance to crush my way out of here and I've to rob somebody out to do it, I'll just as soon rob you out as the next guy.
Eğer buradan kaçacak bir fırsat yakalarsam ve bunu yapmak için birini soymam gerekse, soyacağım ikinci kişi siz olursunuz.
And if it's true, you have a certain justification in wanting to crush her.
Ve bu doğruysa, onu yok etmeyi istemeniz için haklı bir sebebiniz vardır.
Crush his feet as it tips.
Çekince ayağını incitti.
It is a crush, isn't it?
Bayağı kalabalık, değil mi?
But sometimes the weight of evidence, just because it's in the record... is heavy enough to crush the truth.
Fakat bazan kanıtın ağırlığı sırf kayıtta yer aldığı için gerçeği ezecek büyüklüktedir.
It's just a college crush.
Okul hevesi o kadar.
Yeah, but it took the DA to make him pop the question. He's really got a big crush on you.
Ama bunun aklına gelmesi için savcının peşine düşmesi gerekti.
It's wonderful to feel her throat crush under your arm.
Boğazının, kolunun altında ezildiğini hissetmek harika bir şey.
It's my pleasure to crush this glass!
Bu bardağı parçalamaktan zevk alıyorum!
I thought it was going to crush me.
Beni ezip geçeceğini sandım.
A good occupational force must never crush, it must corrupt.
Aklıbaşında bir işgal kuvveti asla ezmez, yozlaştırmak daha iyidir.
- On some dry, desert planets... it may be possible to crush rocks... and extract latent water from them.
- Bazı kuru, çöl gezegenlerde... su, kayaların arasına sıkışmış olabilir. Ve oradan çıkarılmayı bekliyor olabilir.
And it is our duty to crush the Praetor's enemies.
Hakim'in düşmanlarını ezmek bizim görevimizdir.
when it decided to crush our common Soviet fatherland - with its iron boot?
O iğrenç düşmanımız demir botlarıyla Sovyet topraklarını yerle bir etmeye karar verdiğinde neye bel bağlar?
It took the Germans 33 days to crush the ghetto.
Almanlar gettoyu otuz üç günde temizleyebildi.
The scandal's too big, it'll crush you...
Skandal çok büyük, sizi ezer.
You'll crush all the air out of it.
Patlatacaksın.
It may be, Mr. Hogan, but that ice could crush this hull like a matchbox.
Olabilir, Bay Hogan, ancak öyle olmasa bir kibrit kutusu gibi ezilebilirdik.
How did the lord know... it could crush his inner strength?
Yargıç'ın... fikri miydi bu?
If it gets a hold on us, it'll crush us.
Bizi yakalayacak olursa parçalar.
It wants to crush the entire forest.
Bütün ormanı mahvetmek istiyor.
It gotten to the point now... that they either have to crush them or recognize them.
Şimdi sadede gelince : onları ezmek ya da tanımak zorundalar.
If there was someone here with a crush on me, don't you think I would be aware of it?
Burada bana abayı yakmış biri olsa farkında olmayacağımı mı sanıyorsun?
Cut the lines, and the weight of it will crush his bones!
Kabloları kestikmi, onun ağırlığı ile kemikleri kırılır!
It's a big crush for the Bulgarian minister.
Bulgaristan Başbakanı için muazzam bir kalabalıktı.
Revenge Why does it please you to crush people like bugs?
İnsanları bir böcek gibi ezmek niye seni bu kadar memnun ediyor?
We carried the bones there, where others had to crush them. It was very fine, that powdered bone.
Diğerlerimiz onları ezmek zorunda kalıyordu.
Is it my imagination or does Elliot have a little crush on me?
Bu benim kuruntum mu, yoksa Elliot bana ilgi mi duyuyor?
I was almost scared, like it was gonna crush the house.
Ay, sanki evi ezecekmiş gibi çok korkmuştum.
Aunt Bea was really developing a crush on Mr. Manulis... and as they ate and joked, it would've been impossible... to guess that their evening together... would soon end in total disaster.
Bea Teyze, Bay Manulis'den gittikçe daha çok hoşlanmıştı. Ama tabii yemek yiyip eğlenirken bu gecenin az sonra müthiş bir hüsranla sona ereceğini tahmin etmek tamamen imkansızdı.
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72