Cute kid translate Turkish
241 parallel translation
Gee, but you're a cute kid.
Çok güzel bir kızsın.
Cute kid.
Şirin çocuk
Cute kid.
Cici çocuk.
Cute kid.
Tatlı çocuk.
- You know, you're a pretty cute kid!
- Çok kurnazsın!
There's a cute kid from the chorus I've had my eye on for some time.
Koroda hoş bir kız var, bir süredir gözüm onda.
Ah, that's a cute kid.
- O tatlı bir kız tabii.
- Cute kid.
- Çok sevimli.
She was a cute kid.
Akıllı bir kızdı.
She's a cute kid.
Çok tatlı birisi evlat.
He's a cute kid, Mike.
Tatlı çocuktur, Mike.
- Cute kid, ain't he?
- Babamı istiyorum.
Cute kid.
Sevimli kız.
Oh, boy. Can't you see me with a cute kid like that?
O sevimli ufaklık yüzünden, beni göremedin mi?
Cute kid! I bet you just love kids.
Ne kadar sevimli çocuk.
You know, you really got a cute kid there.
Onu filmlerde oynatmayı hiç düşündünüz mü?
A cute kid.
- Hoş çocuk. - Evet, hoş.
Cute kid, huh?
Sevimli çocuk, ha?
Cute kid.
Sevimli çocuk.
Cute kid.
Şirin çocuk.
- You make a pretty cute kid.
- Çok şirin bir çocuk oldun.
I bet you were a cute kid.
Bahse girerim tatlı bir çocuktun.
I'm still a cute kid.
Ben halen tatlı bir çocuğum.
- Well, he's a very cute kid, you know.
- Haklısın, çok tatlı bir çocuk o.
Cute kid.
Tatlı bir kız.
He had parents who loved him, a cute kid sister.
Kendisini seven ebeveynleri ve sevimli bir kız kardeşi varmış.
Cute kid.
Zeki çocuk.
You know what that cute kid just told me?
Bu zeki çocuk bana ne dedi, biliyor musun?
Before... You told me it was cute that I sleep like a little kid.
Önceden küçük bir çocuk gibi uyumamın sevimli olduğunu söylemiştin.
- Cute, though. - The kid, does he cry all the time? I don't believe this.
- İki gün durmadan çektim.
A cute-looking kid like you? With such class?
Senin gibi şirin biri mi?
- The kid is cute, isn't he?
- Tatlı çocuk değil mi?
A cute little blond kid. I think he's over there someplace.
Şuralarda bir yerlerde olmalı.
Cute little coloured kid.
Sevimli küçük renkli çocuk.
A cute little coloured kid, tapping away.
Sevimli, küçük renkli çocuk, step dansı yapıyor.
He referred to you as "the cute little Jewish kid with sandy hair and hazel eyes."
Senden "Kumlu saçları ve ela gözleri olan şeker Yahudi çocuk." diye bahsetti.
Cute little kid.
Güzel küçük bir çocuk.
Cute, kid.
Tatlı çocuk.
Kid, you're so cute.
Çok tatlısın.
You've both cooked up a cute little kid for my campaign!
Demek bebeği kampanyama yetiştireceksiniz?
Look at you. You're so cute. You're all tensed up like a ticklish little kid.
Gıdıklanan küçük bir çocuk gibi gerginsin!
The kid's kind of cute.
Çocuk oldukça hoş biri.
The kid is so cute!
Bu çocuk çok şeker!
She is a cute little kid.
O da hoş bir çocuk.
Cute little kid.
Tatlı çocuk.
Look how cute he was as a kid.
Çocukken ne kadar şirinmiş.
I'm such a cute little kid.
Oh, öylesine şirin küçük bir çocuğum ki.
That kid's cute, though.
Ufak olanı şirinmiş ama.
God, that kid is getting so cute.
Tanrım, bu çocuk giderek daha tatlı oluyor.
Hey! Aren't you that cute little kid from Jerry Maguire?
- Hey, sen Jerry Maguire'da oynayan şirin çocuk değil misin?
The kid is cute.
Çocuk akıllı biri.
kiddos 37
kids these days 25
kiddies 78
kidding me 38
kidney failure 24
kids today 26
kid flash 34
kidley 70
kidlat 30
cute girl 18
kids these days 25
kiddies 78
kidding me 38
kidney failure 24
kids today 26
kid flash 34
kidley 70
kidlat 30
cute girl 18