English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Died in

Died in translate Turkish

10,692 parallel translation
Well, Kyle Nasry died in prison two months ago.
Kyle Nasry iki ay önce hapishanede öldü.
So if Charles died in Radley it would say it in his patient file?
Charles eğer Radley'de öldüyse dosyasında bu yazıyor mudur?
You were a C.I. for one of the OREA agents that died in the bombing.
- Orea bombalamasında ölen ajanlardan birinin muhbiriydiniz.
Mr. Callen, your father died in 2008.
Bay Callen baban 2008'de öldü.
I don't know why I haven't told you before now, but Matthew died in a car crash.
Sana daha önce neden söylemedim bilmiyorum ama... Matthew bir araba kazasında öldü.
Tell them that we all almost died in an outbreak in our secret lab?
Gizli laboratuvarımızdaki bir salgında neredeyse öleceğimizi mi söyleyeyim?
So sad. She keeps looking for Hyun-sun who died in the fire.
Yangında ölen Hyun Sun'u arayıp duruyor.
My wife died in it.
Karım içinde öldü.
I thought you died in the war.
Savaşta öldün sandım
Uncle Amandus, Aunt Jenny and a cousin died in an accident.
Amandus Amca, Jenny Yenge ve kuzenim bir kazada öldü.
My mother died in 1918, of jaundice.
Annem sarılıktan 1918 yılında öldü.
No. I was always told my mom died in a crash,
Bana annemin kazada öldüğü söylendi her zaman ama öyle olmamış.
She died in her sleep.
Uykusunda öldü.
I'm afraid, last night, she died in her sleep...
Korkarım dün gece uykusunda vefat etti.
David died in pain, coughing up liquid... desperate.
David öksürüp kusarak, acı ve çaresizlik içinde öldü.
Then every one of your family who has died, including this man, will have died in vain.
O halde bu adam da dahil olmak üzere ailenden ölen herkes boş yere ölmüş olur.
He died in 1892.
1892'de öldü.
He just died in the hotel, in his sleep.
Bu otelde, uykusunda ölmüş işte.
Who's that? He's Alfred's kid. Apparently, they both died in a fire, and he's always looking for his daddy.
Galiba, ikisi de bir yangında ölmüşler ve bebek sürekli babasını arıyormuş.
Who died in the car with her.
Onunla beraber kazada kim öldü.
He took her to get an abortion... illegal in that country... and she died in the process, and he never told anyone.
Kızı kürtaj yaptırmaya götürmüş, ki o ülkede bu yasadışı işlem sırasında ölmüş ve kimseye anlatmamış.
That agent was found dead today... staged to look like she died in the bombing.
O ajan bugün ölü bulundu. Bombalamada ölmüş gibi görünmesi için ayarlanmış.
My only son died in the military and the Government gave a compensation with which we grow vegetables.
Benim tek oğlum ordudayken öldü ve Hükümet bize sebze yetiştirelim diye tazminat verdi.
Because she died when we were in tenth grade.
Çünkü biz onuncu sınıftayken öldü.
And that boy who martyred himself in Paris, Ifti, the night before he died, he wanted to get married, but there wasn't time.
Paris'te kendini şehit eden çocuk, Ifti... Öldüğü günden önceki gece benimle evlenmek istedi. Ama evlenecek zaman yoktu.
Stars carved in the marble at Langley represent colleagues of ours who died drawing intel on Karakurt.
Karakurt hakkında bilgi toplarken ölen meslektaşlarımızı gösteren yıldız oymalı mermerler var Langley'de.
You know, that day at the hospital the day Sam died, I think about that day a lot.
Biliyorsun, o gün hastanede Sam'in öldüğü günü, bayağı düşündüm o günü.
The 6th Marquess of Hexham, 39, has died on holiday in Tangiers where he was a frequent visitor.
" 6. Hexham Markizi, 39 yaşında, sürekli ziyaret ettiği Tanca'daki tatilinde vefat etmiştir.
Yeah,'cause the last time I was in here, we almost died.
Çünkü buraya en son geldiğimde neredeyse ölüyorduk.
Les Turner told me that Ed died trying to protect me.
Les Turner, Ed'in beni koruyarak öldüğünü söyledi.
- And again in October, the night Agota died. -'Our mission...'
- Ekim'de Agota'nın öldürüldüğü gece. - Misyonumuz...
In fact, he was about to go to the police, but then he died.
Aslında tüm bunlar hakkında polise gidecekti ama öldü.
Keck's tox screen confirmed he was indeed a habitual marijuana user, and that he died with Viagra in his system.
Keck'in toksin testi onun mutat bir marihuana kullanıcısı olduğunu vücudunda viagrayla öldüğünü doğruladı.
Ever since Derek died... I sit up in the middle of the night, gasping for air, terrified.
Derek öldüğünden beri gecenin bir yarısı uyanıp korku içinde nefes almaya çalışıyorum.
Shakir died slowly, in pain.
Shakir yavaş yavaş, acı içinde öldü.
To the day The Colorado Kid died, the day Dave saw this woman on the beach.
Colorado'lu çocuğun öldüğü güne. Dave'in sahilde bu kadını gördüğü güne.
She died, mid-phase, in a gate just like this.
Buna benzer bir kapıda erken cisimlendiği için ölmüştü.
Each object in here is hand-crafted by myself as a cherished tribute to a friend or family member who died from the virus.
Buradaki her nesne benim tarafımdan el yapımıdır. Virüsten ölen arkadaşlarıma ve aileme değer verdiğimi göstermek amaçlı.
Before he died, I think, in an effort to make sure his wife got to keep the money he'd been paid to murder Dr. Henson, your client swallowed a note.
Müvekkiliniz ölmeden önce, Dr. Henson'ı öldürmesi için verilen paranın karısının eline geçeceğinden emin olmak amacıyla bir not yuttu. - Ne notu?
And turner told me ed died protecting me.
Turner da beni koruyarak öldüğünü söyledi Ed'in.
And my parents died, also in pain, and I don't know exactly what happened in the crash, but I bet it wasn't instant like everyone said.
Benim ailem de acı içinde öldü. O kazada ne olduğunu asla öğrenemedim. Ama herkesin dediği gibi bir anda olmadığına eminim.
However, sources have confirmed that Mark Gray died at the scene.
Ancak kaynaklar, Mark Gray'in olay yerinde öldüğünü doğruladı.
When people say "life is short" two times in 30 seconds, It's usually right after somebody died.
Biri otuz saniyede iki kez "Hayat kısa," diyorsa genelde biri yeni ölmüştür.
Although you are currently conscious and aware, in fact, you died billions of years ago.
Şu anda bilincin yerinde ve kendinde olmana rağmen aslında sen milyarlarca yıl önce öldün.
Someone in Taylor's life died exactly two months ago.
İki ay önce Taylor'ın hayatından biri eksildi.
- Your father kept you in the dark and then died a meaningless death, leaving you to hide your face with no answers.
Baban seni her şeyden habersiz bıraktı, sonra da anlamsız bir şekilde öldü. Seni de cevapsız şekilde arkada bıraktı.
Today, we're going to be looking at serial killers where they really live... not in prison, not in the movies, but in the lives of their victims as they died.
Bugün seri katilleri, nerede yaşadıklarını inceliyor olacağız hapishanedekileri, filmlerdekileri değil ama öldüklerinde kurbanlarının hayatlarındakileri.
One died with snake bite in the fields
Biri yılan ısırığıyla.
A lady died by slipping her leg in the well
Bayanın ise ayağı kaydı ve hakkın rahmetine kavuştu.
He left his village to the borders, and died for us in the war.
O köyünü terkedip sınırda savaşta bizim için öldü.
In the ensuing 24 months after the alleged toxic waste leak in 1993, 26 employees died from similar types of leukemia.
1993 yılındaki zehirli atık sızıntısını takip eden 24 ay boyunca 26 çalışan kan kanseri benzeri hastalıklardan hayatını kaybetmişti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]