Internal translate Turkish
4,532 parallel translation
- Internal Affairs.
- İç İşleri'nden.
Fairly extensive tissue damage from the fracture, but barely any internal bleeding.
Açıkçası kırıkta aşırı miktarda doku hasarı var fakat neredeyse hiç iç kanama yok.
Well, if he was fighting to get free, there should be more internal bleeding after the wrist broke.
Kurtulmak için mücadele ettiyse bileği kırıldıktan sonra daha fazla iç kanama olmalıydı.
You know you can't see Stef until Internal Affairs has gotten both your statements.
İç işleri ikinizin de ifadesini almadan Stef'i göremeyeceğini biliyorsun.
Bailey feels like there's likely some internal necrosis.
Bailey içinde bazı iç nekrozların olabileceğini düşünüyor.
It's gone from all internal records.
Tüm dahili kayıtlardan silinmiş.
They're from the internal lung pressure building up- - like if you shake a soda can and pop the top.
Akciğer iç basıncının artmasından ötürü olur. Gazlı içecek kutusunu sallayınca kapağının patlatması gibi.
Simon Boyd, Internal Affairs.
- Simon Boyd. İç İşleri'nden.
He's gonna do an internal ultrasound and a blood test.
Ultrason ve kan tahlili yapacak.
The last conversation I had with Clay, he wanted two things... lay low in Belfast because of internal heat, and set himself up as my U.S. distributor, because he knew you had plans to shed the gun business.
Clay ile son konuşmamızda iki şey istedi. İç işlerin kızışmasından dolayı Belfast'ta gizlenmek. Ve benim Amerika dağıtımcım olmak.
- Internal matter.
- İç mesele.
The driver of a security van refused to give him the code to the internal safety grill, so he... nailed him to a tree and set fire to him.
Bir güvenlik kamyonu şoförü istediğin şifreyi vermedin diye onu ağaca çiviledin ve ateşe verdin.
Could be internal affairs.
İç İşleri'nden olabilir?
Their body is divided into segments, each with its own set of legs and internal organs.
Her birinin kendi bacak dizisi ve iç organlarıyla vücutları iki dilime bölünmüş.
Even tougher than working Internal Affairs, huh?
İç İşlerinde çalışmaktan bile daha zor değil mi?
Now, I.C.E.'s Inspector General's office, which is like your internal affairs, received an anonymous tip that Ed was being bribed to allow some contraband items to come into the U.S.
Ve Gümrük Bürosu Müfettişliği, aynı sizin İç İşleri gibi bir kurum, Ed'in rüşvet yediğine ve bazı kaçak malları Amerika'ya soktuğuna dair isimsiz bir ihbar aldı.
I-I don't understand the necessity of a full-body scan when there was significant internal bleeding.
Vücut taramasına ne gerek var, anlamıyorum. İç kanama var işte.
Cameron Winslow has internal injuries and he's bleeding in, and Jordan and Sam both have broken bones.
Cameron Winslow'un yaralı ve iç kanaması var Jordan ve Sam'de de kırıklar var.
The division for internal affairs.
İç ilişkilere yönelik bir birim.
Hey, get me Ed Lam in internal affairs, please.
Bana içişlerinden Ed Lam'i bağlayabilir misiniz?
'Using a motion capture system and a force plate, Anna devised an'experiment to analyse the internal mechanics of hip and leg bones.'
Anna, kalça ve bacak kemiklerinin iç mekaniğini incelemek için hareket yakalama tekniği ve bir kuvvet platformundan yararlanarak bir deney tasarladı.
'What makes the human brain so incredible is the huge number'of connections between those cells, the vastly complex internal wiring.'
İnsan beynini bu kadar inanılmaz yapan beyin hücreleri arasındaki çok sayıdaki bağlantıyı oluşturan çok karmaşık dahili ağdır.
Can you access Vanessa's internal GPS log to find the very first time that the module sent a signal?
Vanessa'nın dahili GPS kaydına ulaşıp o kapsülün ilk defa nerede sinyal yolladığını bulabilir misin? - Mümkün.
We figure he saw internal numbers suggesting he needed a bigger cushion with women 18 to 55.
Sanırım 18-55 yaş arası kadınların daha çok desteğini almasını gerektirecek rakamlar gördüğünü düşünüyoruz.
They like the internal exits they're seeing.
Gördükleri dahili gidişat hoşlarına gidiyor.
-... of the internal operations of ACN.
- Yani tüm gazeteciler için.
Switching to internal comms.
Dahili iletişime geçiyoruz.
Batman, an internal alarm has sounded at Stagg Industries.
Batman, Stagg Sanayi'de alarm verildi.
This electronic control unit, it overrode your car's internal E.C.U., allowing someone to control the vehicle's functions remotely.
Bu elektronik kontrol ünitesi... Arabanin iç E.C.U.'sunu ele geçirdi ve birilerinin uzaktan arabanin fonksiyonlarina ulasmasina olanak sagladi.
- No. Bailey feels like there's likely some internal necrosis.
Bailey içinde bazı nekrozların olabileceğini düşünüyor.
But there are gonna be a lot of changes around here, starting with internal security- - continuous background checks, random polygraphs, enhanced cyber-measures.
Ama burada bir çok değişiklik olacak. Öncelikle iç güvenlikten başlayacağız. Devamlı özgeçmiş kontrolleri..
And as a result, massive internal bleeding occurs, in some cases leading to total exsanguination.
Sonuç olarak da büyük iç kanama meydana geliyor. Bazı durumlarda tüm kanı boşaltmaya neden olur.
As you all know, I was conducting an internal affairs investigation into Detective McCann.
Hepinizin bildiği üzere Dedektif McCann'le ilgili bir İç İşleri araştırmasını yürütüyordum.
Blood, skin, hair, nails, internal organs,
Kan, deri, saç, tırnaklar. İç organlar.
Whatever they ingested caused seizures and internal bleeding.
Çektikleri şey her neyse felç ve iç kanamaya neden olmuş.
I just activated Doom's internal defense systems.
Doom'un iç savunma sistemlerini aktifleştirdim şu an.
I didn't scan any internal injuries.
İç kanama falan göremedim.
He says that all my internal stitches from the surgery are gone.
Ameliyatta atılan tüm iç dikişlerim yok olmuş.
But eventually you die from internal bleeding.
En nihayetinde de iç kanamadan ölüyorsun.
Internal bleeding reduces oxygen uptake, which in turn...
İç kanama vücudun çok az oksijen almasına neden oluyor.
I just thought you'd want to know internal bleeding needn't be painful.
Sadece iç kanamanın fazla acılı bir şey olmadığını bilmek isteyeceğini düşündüm.
Writing a memo to Internal Affairs about Rasmus.
İç İşleri'ne Rasmus hakkında bir bildiri yazıyorum.
Make it look like an internal beef.
İç kavga gibi gösterin.
You could have internal injuries or breaks.
İç yaralanma veya kırıkların olabilir.
I'm worried about internal injuries.
İç yaralanmalar olduğundan şüpheleniyorum.
I guess. But it looks like he's fighting an internal conflict of his own about leaving.
Tabii öyle ama ayrılma konusunda kendi içinde bir çatışma yaşıyor gibi.
He suffered massive internal injury, brain and spine trauma.
Ağır bir iç kanamanın yanı sıra, beyin ve omurga travması geçirdi.
All internal emails are logged.
Dâhili e-postaların tümü açık.
He didn't want to work for Internal Affairs.
İç işlerinde çalışmak istememiş.
I do like a good internal rhyme.
Güzel kafiyeleri severim.
Internal bleeding.
İç kanama.
internal bleeding 29
internally 17
internal affairs 73
internet 115
inter 39
interior 21
international 47
interpol 81
interview 123
interest 156
internally 17
internal affairs 73
internet 115
inter 39
interior 21
international 47
interpol 81
interview 123
interest 156
interested 144
intern 45
intercourse 27
interrupted 16
intercom 16
interesting 2082
interpreter 22
intervention 49
interests 34
interrupt 24
intern 45
intercourse 27
interrupted 16
intercom 16
interesting 2082
interpreter 22
intervention 49
interests 34
interrupt 24