English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Do it slowly

Do it slowly translate Turkish

102 parallel translation
Do it slowly, we try and ask first
Pekâlâ, pekâlâ. İlk biz soruruz.
He did tell you to do it slowly.
Sana söylemiştim Bunu yavaş yapacaktın.
Do it slowly.
Yavaşca yap.
Do it slowly.
Yavaş ol.
You must do it slowly.
Yavaş sayacaksın. Haydi.
AND POR FAVOR, DO IT SLOWLY, EH?
Ve lütfen çıkarırken yavaş yavaş çıkar?
But it's most fun to do it slowly.
Ama en eğlencelisi, yavaşca olanı.
You can turn it all the way up to 100 if you do it slowly enough, so my nervous system can adjust.
Data! Sinir sistemim adapte olsun diye yavaşça arttırdıkça yüzde 100 bile yapabilirsin hata payını.
Do it slowly.
Yavaşça yap.
Now, do it slowly, love. - I'm doing it slowly.
Yavaşça çek aşkım.
Do it slowly...
Yavaş ol biraz...
To do it slowly is the key to high peaks.
Bunu yavaş yapmak, zirveye ulaşmanın anahtarıdır.
When you take it away, do it slowly and easily.
Şöyle bir şeydi. # Hissizsin.
My dear, if you must turn around, do it slowly.
Hayatım, yavaşça arkanı dön.
Do it slowly.
Yavaş, yavaş! Tamam.
You can do it slowly.
Acele etmene gerek yok.
Here, try it out You can do it slowly.
Al, şimdi dene. Yavaşça yapabilirsin.
Let's do it slowly.
Yavaşça yapalım şunu.
Please do it slowly.
lütfen yavasca yap
Do it slowly.
Yavaş yavaş... güzel... yavaşça...
Anything you do, do it slowly, man.
Ne yapacaksanız yavaş yapın.
Do it slowly.
Yavaş yavaş.
Do it slowly and with patience. Got it.
Her şeyi sabırlı ve yavaş bir şekilde yap tamam mı?
Let's do it slowly. OK?
Yavaş yavaş yaparız.
- Wait, wait, wait, do it slowly!
- Bekle, yavaş yavaş yap!
- MAN : Do it slowly. - ( UNZIPS )
Yavaşça çıkar.
After a while, you saw rain heavily so, do it slowly
Bir süre yağmurun dinmesini bekle. Yavaş git.
Do it slowly, slowly, slowly
Yavaş.
All I do here is feel their pulse... as it slowly dies away and stops!
Burada tek yaptığım yavaşça zayıflayıp durana dek nabızlarına bakmak!
Their meaning has been lost, but it was then that for the first time, he perceived the presence of that thing he didn't understand which had something to do with unhappiness and memory, and towards which slowly, heavily, he began to walk.
Anlamlari kayboldu. Ama ancak o zaman ilk defa, mutsuzluk ve hafizayla alakali, anlayamadigi o seyin o andaligini algilayabilmis ve ona dogru agir ve yavasça yürümeye baslamisti.
Do it very slowly.
Çok yavaş ol.
Maybe I kill myself slowly because I don't have the courage to do it quickly.
Belki de kendimi yavaşça öldürmek istiyorum, çünkü hızlıca yapacak cesareti kendimde göremiyorum.
Drive slowly, and think how easy it is to do what you want to do.
Yavaş sür ve yapmak istediğin şeyi yapmanın ne kadar kolay olduğunu düşün.
Well, do whatever you did the first time, just do it more slowly.
Geçen sefer yaptığının aynısını. Ama bu sefer daha yavaş yap.
Your hatred is slowly eating its way to it, tearing the way your spirit. But you don't have to let it keep building. If you do the darkness in your heart, it's something you'll never escape.
Nefretin yavaş yavaş azalıyor onu parçalara ayırmak istiyordun ama kendine izin vermedin eğer kendine izin verirsen, kalbinin karalığı, kalbini kaplayıp seni tamamen tüketecek
Slowly That's it That's it That's it Debbie, I can't do this
- Merak etme tatlım. - Korkuyorum. - Korkacak bir şey yok.
I mean, it's like she's slowly fading away and... do you know what I mean?
Silinip gidiyormuş gibi... Anlıyor musun?
It's just that i like to take things kind of slowly. Slow? So do i.
Evet, ben de öyle severim.
It will pass, slowly, at its own pace and there's precious little you or I can do about it.
Yavaş yavaş, kendine göre bir hızla geçecek. Hem senin, hem de benim bu konuda yapabileceğimiz çok az şey var.
Do you need me to say it slowly in your people's language?
Sizi milletin dilinde yavaşça söylemem mi gerekiyor?
Like this and like this... You have to go slowly... I'll do it.
İşte böyle... yumuşak bir dokunuşla.
Couldn't you do it very slowly once?
Bunu bir kereliğine yavaşça yapamaz mısın?
If you can kill them slowly, do it.
Mümkünse yavaş yavaş öldür, yap şunu.
So just do it more slowly.
Bunu yavaşça yapman gerekiyor.
Now do you see why I had to break it to him slowly?
Şimdi neden alıştıra alıştıra anlatmak zorunda olduğumu anladınız mı?
Now let's do it again slowly.
Şimdi tekrar yavaşça yapalım.
You do one day at a time, then 2 days, and turn days into weeks and then weeks into months, and gradually, slowly, it goes from bein'shitty to bein'good to eventually being',
Sonra iki gün olur. Günler haftalar döner. Haftalar da aylara.
But if you overridethe emergency brake, the car will start moving slowly because that's what it's designed to do.
Ama acil freni devre dışı bırakırsanız kabin yavaş ilerler çünkü o şekilde tasarlanmıştır.
It feels like no matter what I do, slowly but surely, I'm just becoming - -What?
Sanki ne yaparsam yapayim, Yavasça ama kesin bir seye dönüsü - - Ne?
Then you do not behave like anybody that it wants to go more slowly.
Hiç yavaşlayacak birine benzemiyorsun.
Do you have any idea what it's like to slowly fall apart and die?
Yavaş yavaş parçalanıp ölmek nasıldır, biliyor musunuz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]