Doing it translate Turkish
27,710 parallel translation
Yeah. No durr. That's why I'm doing it.
Tabii ki ben de bu yüzden yapıyorum zaten.
Okay, we're doing it!
Tamam yapıyoruz.
- Ok, I'm doing it.
- Tamam, ben yapıyorum.
- It doesn't matter. I'm not doing it.
- Ne fark eder, gitmiyorum.
you're doing it wrong.
Yanlış yapıyorsun.
That's how she's doing it.
İşte böyle yapıyor.
Well, sure, it looks dumb if I'm the only one doing it, come on!
Sadece ben yaparsam tabii aptalca görünür. Hadi siz de yapın!
... I think we're gonna find something here, which I don't know what it's gonna be, but it's only doing it that we're gonna find out the real reason why we're here.
Sanırım burada bir şeyler bulacağız. Ne olduğunu bilmiyorum. Ama ne olduğunu bulmak için bunu yapmalıyız.
Let's keep on doing it, and I will be from here supervising.
Provaya devam edin ben de buradan gözetleyeceğim.
Uh, that's how Kutchar was doing it on YouTube.
Kuchar YouTube'da öyle yapıyordu.
They burn themselves out while doing it.
Evet, ama sadece bir kere. Bunu yaparken kendilerini de yok ederler.
And that I waited until you were about to do yours then secretly tossed mine into the basket to trick you into doing it.
Seninkileri yıkamanı bekleyip o sırada benimkileri de gizlice aralarına karıştırıp seni kandırdığım için de.
She's just doing it after she died.
Öldükten sonra da ilerleme kaydetti.
It was the kids'idea. They saw people doing it on the telly.
Çocukların fikriydi, televizyonda görmüşler.
You get even worse, because they don't see that it's the drugs that are doing it.
Bana inanmıyorsan araştır.
I told Kate I was still doing it.
Kate'e sterilize ediyorum dedim.
And I'm so glad they're doing it in Canada, because if I ever had an assisted suicide, I'd want it to be a Canadian doctor.
Kanada'da bunu yapmalarına sevindim. Çünkü yardımla intihar edecek olsam, bunu Kanadalı bir doktor yapsın isterim.
The thing about prohibition that was unbelievable is you took one of the biggest businesses in the country, run by legitimate people, and you suddenly made, by definition, anyone doing it a criminal.
Bu yasak inanılmazdı. Ülkenin meşru yollarla işletilen..... büyük işletmeleri bile aniden getirilen bu yasadan dolayı suçlu olarak tanımlanıyordu.
Oh, my God, she's doing it.
- Aman Tanrım, başarmak üzere.
Too late. Doing it.
- İş işten geçti, yapacağım.
I guarantee you, public opinion will prohibit you from ever doing it again.
Mars'a astronot gönderirseniz ve orada ölürlerse size garanti ederim, kamuoyu bunu bir daha yapmanızı engeller.
It is so hard doing this with no help.
Bunu yardım olmadan yapmak çok zor.
It's important work she's doing.
Yaptığı iş çok önemli.
What's it doing on the front lawn?
Ön bahçede ne işi var?
What are they planning on doing with it?
Onunla ne yapmayı planlıyorlar?
What he did... it's important, but if it's the thing that rules, then he gets to keep doing that to us every day forever and I won't have that.
Yaptığı şey önemli... Ama bu hükmederse, bunu sonsuza dek her gün bize yapma şansı bulur. Ve ben buna müsaade etmeyeceğim.
What's it doing?
Ne yapıyor?
Because I can't help but think that whatever it is you're doing... it's a battle.
Çünkü her ne yapıyorsan bir savaş....... olduğunu düşünmeden edemiyorum.
I think it's important for you to understand that Trevor needs to start doing much better...
Eğer mezun olmak istiyorsa Trevor'ın daha iyisini yapması gerek...
So, I'm gonna keep doing my job, and the more you harass me for it, the less inclined I'm gonna be to hold back.
Bu yüzden işimi yapmaya devam edeceğim ve beni ne kadar rahatsız ederseniz, kendimi o kadar az tutacağım.
Whatever he's doing, it seems like it affects Rhodians differently.
Her ne yapıyorsa, Rhodian'ları farklı etkiliyor olmalı.
Hah, I mean it took some doing, but I got the tracker on his DEO-issued medical bracelet back online and I triangulated the location and...
Biraz uğraştırdı ama DEO'nun taktığı tıbbi takip bilekliğini tekrar etkinleştirerek yerini tespit ettim, derken...
That's the morphine talking, and it's doing just fine!
Morfin konuşuyor ve bence gayet güzel gidiyor.
What was it doing?
- Quetzalcoatl mı?
Because that's what they're going to say. That, er, you were doing very nicely out of it. That's why you didn't tell Mrs. French about Romaine, because that would have been an end to it.
Çünkü bunları söyleyip diyecekler ki bundan bahsetmeyerek çok iyi yaptın çünkü Bayan French'e Romaine'den bahsetseydin yarenliğiniz sona ererdi.
It's not doing anything.
Bir işe yaramayacak.
Dad, why is it doing that?
Baba, neden bunu yapıyor?
It's not doing anything.
İşe yaramıyor.
Like he knew what he was doing, and he had a plan to kill me, and it should've worked.
Ne yaptığını biliyordu beni öldürmek için bir planı vardı ve işe yarayabilirdi.
I'm doing something that's really important to me, and I would really appreciate it if you would give me the space to do that.
Benim için çok önemli bir şey yapıyorum ve eğer bana izin verirsen minnettar kalırım.
Yeah, it stinks, but what we value here is doing your best, whatever that happens to be.
Evet, berbat ama burada değer verdiğimiz şey elinden gelenin en iyisini yapmak, bu ne olursa olsun.
It's just I'm sad that I have to leave before doing all the human things that I wanted to do.
Hep yapmak istediğim insan şeylerini yapamadan ayrılacak olmak üzüyor sadece.
It says on your website that Dr. Benton worked in Düsseldorf but it doesn't say what she was doing out there.
İnternet sitenizde, Dr. Benton'ın Düsseldorf'ta çalıştığı yazıyor ama orada ne yaptığı yazmıyor.
I'm doing Parkrun on Saturday, Alec. It's a lot of laughs, you should try it.
Cumartesi günü Park Run yapıyorum Alec, çok eğlenceli, denemeliyiz.
It's doing my head in.
Kafamı kemirip duruyor.
[stammers] It's not an accident that I'm doing this job.
Bu işe şans eseri başlamadım.
If he were doing this to you, you know what it means.
Sana bunu yapıyorsa bu ne demek biliyorsun.
For example, I realize that when you see me doing something stupid and you don't say anything about it, you know, and you're just being nice.
Örneğin, beni aptalca bir şey yaparken gördüğünde ve bir şey yapmayıp sadece iyi davrandığının farkına vardım.
There is nothing wrong with earning money doing something with rap, it's fine.
Para kazanmanın ayıbı olmaz. Rap ile ilgili bir iş yapsan bile sorun değil.
Seems like you've got a lot of people telling you who you're doing this for, and I wonder if it's not about time you start doing this for yourself.
Görünüşe göre bir çok insan bunu kimin için yaptığını söylüyor. Ben de bunu artık kendin için yapman gerektiğini söylüyorum.
I am doing the hard work to be a better partner. And tell you what I need. And if you can't handle it...
Daha iyi bir partner olmak için ihtiyaçlarımı söyleyerek en zor işi ben yapıyorum, eğer bunu kaldıramıyorsan...
doing it by my lonesome 18
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287