English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Don't believe it

Don't believe it translate Turkish

5,751 parallel translation
I don't believe it!
Buna inanamıyorum!
Even our enemies are resigned to our existence. Don't believe it.
Düşmanlarımız bile bizim için istifa etti inanmıyorum
I don't believe it.
Buna inanmıyorum.
Yes, it probably is her blood, but I don't believe he was the last person to drive that car.
Muhtemelen kızın kanı ama onun arabayı en son kullanan kişi olduğuna inanmıyorum.
I know you don't believe me, but I swear. It's true.
Bana inanmadığınızı biliyorum ama yemin ederim ki bu doğru.
Believe it or not, I don't want to talk about it, and I'd appreciate it if you didn't tell anyone.
İster inan ister inanma, bu konuda konuşmak istemiyorum, ve kabul edildiğimi kimseye söyleme.
You don't believe it either It's her that has to believe it Why don't you believe it, what's odd about it?
sen de inanmıyorsun inanması gereken o neden inanmıyorsun, nesi garip?
If you don't believe in love, it's because you have been in love and you got burned.
Aşka inanmamanın gerçek sebebi daha önce aşık olman ve bundan canının yanması.
We don't believe something just because we're told it's the truth.
Bize doğru denildi diye ona inanmayız.
I don't believe it.
Buna inanamıyorum.
Old fashioned, I know, but it burns like hell, and, believe me, you don't want to add "blinded"
Biraz eski moda, biliyorum ama çok fena yakar. Ve inan bana, şu anki endişelerine bir de kör olmayı eklemek istemezsin, tamam mı?
I don't believe it.
İnanmıyorum.
Believe me, you don't wanna go down that road. It's the only road I want to go down.
İnan bana, o yollara düşmek istemezsin.
It's not that I don't believe what you saw, okay?
Gördüklerine inanmıyor değilim, tamam mı?
You don't really believe it was a client, do you?
Gerçekten onun bir müşteri olduğuna inanmıyorsunuz, değil mi?
- I don't believe it.
- Daha neler. - Bir saniye.
I don't believe a word of it.
Bunun tek kelimesine inanmıyorum.
Meet, I don't believe it. yöu've changed so much.
Meet, buna inanamıyorum, sen çok değişmişsin!
I don't believe it.
İnanamıyorum.
Even if you don't wanna believe it... it is possible.
İnanmak istemesen de..... bu mümkün.
You don't want to believe it because you have this perfect image of mom in your head.
buna inanmak istemiyorsun çünkü o kafanın içindeki mükemmel anne figürü.
That's the thing I believe- - and then there's this thing, And I don't believe it, but it is there.
ve bir de,... inanmadığım, kötü olanlar.
So why don't I believe it?
O zaman niçin inanmıyorum?
You see this place, it... It puts things in your mind, twists them around until you go crazy and don't know what to believe.
Burası insanın aklına delirtene kadar türlü türlü düşünceler sokuyor bir yerden sonra neye inanacağına karar veremiyorsun.
But you don't believe it?
Peki inanmıyor musun?
If you don't believe my ID, how am I supposed to prove it?
Eğer kimliğime inanmıyorsan, nasıl kanıtlayacağım?
Believe me, you don't wanna be in it.
İnan bana bunu istemezsin.
He's he's just so angry at me, and I-I don't know how to make him believe it.
- Bana o kadar çok kızgın ki... -... nasıl inandıracağımı da bilmiyorum.
We believe that life is a gift from god and we don't try to sustain it by taking in blood.
Hayatın Tanrı'nın bir armağanı olduğuna inanırız ve bu hayatı kan alarak sürdürmeye çalışmayız.
Don't believe it?
İnanmıyor musun?
I don't believe it is.
Olduğunu sanmıyorum.
People don't believe it.
- İnsanlar inanmazlar.
I don't believe it.
- İnanamıyorum.
So I don't believe in Jesus and all that shit so you can leave it alone.
Tanrı'ya ve saçmalıklarına filan inanmıyorum onun için beni rahat bırakabilirsin.
I don't need to see it ; I just need to believe in it.
Onu görme ihtiyacım yok ;
Again, I don't believe in names, but feel free to call me "Roger" if it helps you.
Yine söylüyorum. İsimlere inanmam ama canınız isterse bana Roger diyebilirsiniz.
No. I don't believe it.
- Hayır, inanmıyorum.
If you don't believe me, do a something search on it.
Bana inanmıyorsanız gidip araştırın.
I don't believe it.
Olacak iş değil.
I don't believe it.
Ya inanmıyorum ya.
- I don't believe it.
Babam.
- I don't believe it.
- İnanmıyorum.
- I don't believe it.
- İnanamıyorum!
I don't believe it.
Aaa, inanamıyorum ya.
I don't believe it, as such.
Onlara inanmıyorum aslında.
And then nobody believed it anymore, just like I don't believe anymore that Berndt Hanover exists.
Sonra da kimse inanmamaya başladı. Tıpkı benim artık Berndt Hanover diye birinin olduğuna inanmadığım gibi.
I don't know if I believe any of it, but... are you Lilith?
Hiçbirine inanıp inanmadığımı bilmiyorum ama sen Lilith misin?
We confirmed it. I don't think, reasonably speaking, that anyone can still believe that someone's gonna take over the government.
Mantıken konuşuyorum, hâlâ birinin hükümeti ele geçirmeye çalışacağına kimsenin inanacağını sanmam.
Those that don't want to believe you will never believe you anyway, so it doesn't matter.
Size inanmak istemeyenler ne yaparsanız yapın size zaten inanmayacaktır.
" This isn't making it because we don't believe it's true.
" Gerçek olduğuna inanmadığımızda olmuyor.
I don't believe it!
Bu kadar olur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]