English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Electricity

Electricity translate Turkish

3,260 parallel translation
Can be affected by many things. Not least, electricity.
Biraz da elektrikten.
Like a fireplace or a tub of electricity.
Şömine gibi Elektrik küveti gibi.
What is a tub of electricity?
Elektrik küveti de nedir?
We have to save electricity.
Elektrik tasarrufu yapmalıyım.
It fires off electricity.
Elektrik ateşliyor.
It's the electricity that kills people, so, if I can just reroute the power...
Çünkü elektrik insanları öldürür o yüzden gücün yönünü değiştirebilirsem...
The electricity between us made my hair stand on end, like someone had rubbed a love balloon on it.
Aramızdaki elektrik, tıpkı birinin çok güzel bir balona sürtünmesi gibi tüylerimi diken diken etti.
Oh, thanks but there's no electricity here.
Teşekkürler ama burada elektrik yok.
Please dial electricity office.
Şu elektrik idaresini arar mısın sana zahmet?
Mutsuo Toi killed his grandmother, then he cut the electricity to his village and killed 30 more people.
Mutsuo Toi büyükannesini öldürdü, sonra yaşağıdı köyün elektriğini kesti ve 30 kişiyi daha öldürdü.
Driving back North we use local electricity for the fridge when we make a rest.
Daha sonra kuzeye geri döndük. Soğutucu için yerel şartlarda elektrik kullandık
But it turns out to reclaim it I've got to travel to a house in Uttoxeter and hit an electricity meter with a hammer.
Ama geri ödemesini almak için, Uttoxeter'da bir eve gidip çekiçle elektrik sayacına vurmam gerekiyor.
We can be thrown back perhaps 50, 100 years into the past into a world without electricity.
Bizi belki de 50, 100 yıl geriye götürebilir. Elektrik olmayan bir dünyanın içine.
There's fire, the wheel, electricity, And what I'm about to tell you.
En büyük buluşlar ateş, tekerlek, elektrik ve size söylemek üzere olduğum şeydir.
We were friends, and there was one night where we kissed, and there was some electricity.
Arkadaştık ve bir gece öpüşmüştük.
Electricity.
Elektrikten.
This little chip generates enough electricity to power an entire house.
Bu ufacık çip tüm ev için yeterli elektriği sağlayacak.
Which company supplies electricity to your home?
Evine elektriği sağlayan hangi şirket?
So if there's an electricity problem in your home.. .. you will call up the Reliance office, won't you?
Pekala, evinde bir elektrik sorunu olunca Reliance şirketini arıyorsun, öyle değil mi?
Mr. Anil, we've a electricity problem.
Bay, Anil, bizim bir elektrik sorunumuz var.
Who installed the electricity and everything in here?
Buraya elektriği yaptıran kimdi?
We need the electricity!
Elektriğe ihtiyacımız var.
I mean, how does sticking electrotherapy pads and shocking electricity through your brain test muscle cars?
Yani, yapışkan elektroterapi pedleri... ve beynini şok eden elektrik, kaslı arabaları nasıl test eder ki?
Who would build a computer unless they had electricity?
Elektriği yoksa kim bilgisayar yapar ki?
In fact, the well itself is powered by its own hydro-electricity.
Aslında, kuyu kendi hidroelektriğiyle çalışmaktadır.
Static electricity, I think.
Statik elektrik sanırım.
"Brutally beaten, electricity, isolation and worse."
"Vahşice dövülmüş, elektrik verilmiş, hücreye kapatılmış ve daha kötüleri olmuş."
You know, they're just thinking maybe the electricity went out.
Onlar belki de sadece elektrikler gitmiştir diye düşünüyordu.
It's probably just the generator. You mean the thing that runs the electricity and water.
Bize elektrik ve su sağlayan şey yani.
Anachronistic electricity, keep-out signs, aggressive stares...
Zamanı şaşmış elektrik, girilmez tabelaları, kızgın bakışlar...
No electricity, I take it.
Elektrik yok anlıyorum.
Keep God out of this and talk more about electricity.
Tanrı'yı rahat bırak ta elektrikler hakkında konuş.
Static electricity causes them to stick to other clothing.
Statik elektiriklenme başka giysilere yapışmalarına sebep oluyor.
Then I'll shatter your kneecaps, and because I will do anything to see his smile again, if by then you're still not talking, we'll move to electricity... your feet in water, using the car battery.
Sonra, diz kapaklarını kıracağım çünkü oğlumun gülüşünü tekrar görebilmek için her şeyi yaparım eğer o zamana kadar hâlâ konuşmuyor olursan elektriğe geçeceğiz ayakların suda olacak, ve araba aküsü kullanacağım.
Electricity bill.
Elektrik faturası.
Electricity bill, $ 89.
Elektrik faturası, $ 89.
Pay your electricity bill. It's $ 89.
Elektrik faturasını öde $ 89.
And there's electricity and hot water.
Elektrik ve sıcak su var.
No electricity, and it's as moldy as a rugby player's sock.
Elektrik yok..... ve burası bir ragbi oyuncusunun çorapları kadar küflü.
My electricity at home fluctuates.
Evimde elektrik gidip geliyor.
The electricity's off!
Elektrikler kapalı!
He can generate electricity in his bare hands.
Çıplak elle elektrik üretebiliyormuş.
The reports we heard say that it started with strange static electricity in the air.
Söylenenlere göre önce havada garip statik elektrik izleri görülmüş.
Do you remember the electric swirls of static electricity that were reported before the corridor opened?
Geçit açılmadan önce olduğu söylenen statik elektriğin oluşturduğu girdapları hatırlıyor musunuz?
Electricity and I.T. are ready to go.
Elektrik ve kablo tesisatı hazır.
Electricity bills alone, they should've pulled the plug on me years ago, don't you think?
Elektirik faturası bir yana, fişimi çoktan çekmiş olmaları gerekiyordu değil mi ama?
I think that the killer has some kind of setup that involves a lot of electricity.
Sanırım katilin yüksek miktarda elektrik kullanmasını gerektirecek bir düzeneği var.
All right, I'm gonna go ahead and print out the 911 activity log for... [Electricity crackles]
Tamam, 911'in olay günlüğünü yazdıracağım.
Hey, maybe there's electricity too.
Belki elektrik de vardır.
My partners and I, we set out to invent a... a device that generates clean, low-cost electricity.
Ortaklarımla ben, düşük maliyetli enerji üreten bir alet icat ettik.
Instead of generating electricity, um, it inhibits it.
Elektrik üretmek yerine onu engelliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]