English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Face it

Face it translate Turkish

13,568 parallel translation
Yeah, right. Face it.
Evet, tabi.Suratında patlasın.
We can all pretend like we're here because we care about the future generation, and blah, blah, blah, but let's face it, we're all fucking broke.
Hepimiz burada olduğumuzu varsayabiliriz Çünkü gelecek nesillere önem veriyoruz, Ve falan, blah, blah, ama karşı karşıya gelelim,
A reckoning will come. We need the North to face it. The entire North.
Bunun hesabı sorulacak ve yüzleşmek için Kuzey'e ihtiyacımız var, bütün Kuzey'e.
He must not have been able to face it, took his own life, poor chap.
Bununla yüzleşememiş olmalı. - Kendi canını aldı, zavallı adam.
Let's face it, Mom, I made a mistake.
Kabul edelim anne, bir hata yaptım.
You still have to face it.
Hâlâ yüzleşmek zorundasın.
Let's face it.
Karşı karşıya kalalım.
Maybe I am. But this could be our chance to make her actually face it.
Belki öyle ama bu gerçekten kabullenmesi için şansımız olabilir.
A reckoning will come, we need the North to face it. The entire North.
Bunun hesabı sorulacak ve yüzleşmek için Kuzey'e ihtiyacımız var bütün Kuzey'e.
The strong among us must stand together and face it.
Aramızdaki kuvvetli insanlar birlikte göğüs gerip yüzleşmeli.
Let's face it, no one goes up there.
Kabul edelim şunu, kimse o tepeye çıkmadı.
That plan is so dumb, I wish it had a face so I could smack it.
bu plan çok salakça, keşke kafası olsaydı böylece vurabilirdim.
Shut it, gyp face.
Kapa çeneni, fare suratlı.
It's Aryan Khanna's face.
Aryan Khanna'nın yüzüydü.
But it's because I don't wanna face reality that I already know, which I'm about five pounds heavier than I should be.
Sorun nedir, Venya? Sen de istiyorsun, biliyorum. Acıtmayacağım.
It felt so wrong because she's a real person. She wasn't just a face on the Internet.
Son iki haftadır aklında olan tek şey İncil ve Yuzhin'di.
It's loss of face.
Bu kaybediş suratı.
You're face to face with greatness and it's strange You don't even know how you feel It's adorable
# Bilmiyorsun nasıl hissettiğini bile, Aman ne şahane #
The girl at the North Face store said it was, like, military grade.
Mağazadaki kız tam askeri kullanım için demişti ama.
The way you hold it in your shoulders. Show it in your face.
Onları omuzunda taşıdığın şekilde yüzünde göster.
- It's Harris's face.
- Harris'in yüzü.
Mr Lee : Maybe it's time for someone like me... To come over there and wipe that smug grin off your face.
Belki artık oraya birinin gelip... o yılışık suratındaki gülümemeyi silmesi gerekiyordur.
I think people can see it on my face.
Bence insanlar bunu yüzümden anlayabiliyor.
And you'll face god for it and so will I.
Ve bunu Allah'la yüzleşeceksin, ben de aynı şekilde.
Try sticking your face in it.
Yüzünü içine sokmayı dene.
Punching people in the face sucks now that I can feel it.
Şimdi hissedebildiğim için insanlara yumruk atmak da bok gibi.
I'm here to spit in my father's face. I can't guarantee it's a metaphor.
Babamın yüzüne tükürmek için buradayım ve mecazi olarak değil.
You really put a fucking gun in my face, and you don't even know how to use it?
Yüzüme silah tutmasını biliyorsun da nasıl kullanıldığını mı bilmiyor musun?
It's the, ah, the big monster one with horns growing out of its face.
Suratında boynuz çıkan dev canavardan.
Oh, God damn it. My face!
Ananı sikeyim yüzüm acıyor!
I had to face down my own daddy over my inheritance to get it.
Almak için babamla mirasım pahasına tartışmam gerekti.
You tell yourself that you would never do something like that for money, but when it's staring at you right in the face...
Para için asla böyle bir şey yapmazsın diye düşünüyorsun ama tam karşında sana bakıyorken...
Take a pillow, put it over that stock's face until you hear the deathbed queef.
Bi yastık al eline, hissenin yüzüne, ölüm döşeğinde fortlayana kadar bastır!
Just... he put his hands on my face and tongue down my throat and it was... was gross. It was just bad.
Yüzüme dokunup diliyle boynumu yaladı çok iğrenç ve kötüydü.
It's Jeff's face that's making me laugh.
Beni Jeff'in mimikleri güldürdü.
Fear is wisdom in the face of danger, it is nothing to be ashamed of.
Korku, tehlike karşısında bir hikmettir, utanılacak bir şey değildir.
The bride's face, how was it described?
Gelinin yüzü nasıl tarif edilmişti?
Except for that stupid look on your brother's face when I put a bullet in it.
Kardeşinin yüzündeki o aptalca bakış dışında Içine kurşun sıktığım zaman.
You can feel it on your face along with the sun.
Güneşle birlikte rüzgârın esintisini yüzünde hissedebiliyorsun.
His face looks like it's covered in Cheetos dust.
Yüzü Cheetos tozu gibi görünüyor.
Oh, it's a new face!
Yeni bir sima!
It's all right. I'm going to get you some ice for your face, okay?
Her şey yolunda yüzün için buz getireceğim, tamam mı?
It's as if she's vanished off the face of the earth.
Kız sanki dünya yüzünden kaybolup gitmiş.
We're not only going after the so-called doctor who mauled Ms. Hahn's face, but also the airline that fired her because, as they put it, the results made it too disturbing for the passengers to interact with her.
Sadece Bayan Hahn'ın yüzünü bu hale getiren'sözümona'doktorun değil, aynı zamanda, yolcuların rahatsız olduğunu söyleyerek kendisini işten çıkaran havayolu şirketinin de yakasını bırakmayacağız.
Turns out it was staring us in the face.
Demek burnumuzun dibindeymiş.
Dolly dear, what did you mean it was staring you in the face?
Dolly, tatlım, burnumuzun dibinde derken neyi kastettin?
What that response will be, what form it will take, what face it will wear... by the time we do know it, there will be no time to prepare for the blow that follows.
O cevap ne olacak... Hangi şekle sahip olacak... Hangi yüzü giyecek...
Our worst nightmare was coming true, and I felt completely helpless in the face of it.
En kötü kâbusumuz gerçek oluyordu. Bense bunun karşısında tamamen çaresiz hissediyordum.
Hold it up to his face again.
Şunu yüzüne tut yine.
That's why my face looks the way it does.
Bu yüzden suratım bu halde.
It's written all over your face.
Suratından anlaşılıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]