Familiar translate Turkish
10,193 parallel translation
Wait. "The Carissimi Group." Why does that sound familiar?
Bir dakika. "The Carissimi Group." Bir yerden tanıdık geliyor.
She must have colleagues. Other scientists who are familiar with her research.
Meslektaşları, araştırmasına aşina başka bilim adamları olmalı.
I'm not familiar with who that is.
Dediğin kişiyi tanımıyorum.
He's familiar, but I-I can't... place him.
Tanıdık geliyor ama bir türlü çıkaramıyorum.
Okay, there's something familiar.
Pekâlâ, tanıdık gelen bir şey daha var.
You said it was familiar.
Tanıdık geldiğini söylemiştin.
Castle, does that name sound familiar? No.
- Castle, bu isim sana tanıdık geliyor mu?
No. He's not familiar to me.
- Hayır, hiç tanıdık gelmedi.
I told Detective Yamada that I'm familiar with the house and the property.
Dedektif Yamada'ya ev ve çevreyi bildiğimi söyledim.
Lieutenant Vescey's name is familiar to me, as are most names within the department.
Teğmen Vescey'in adı bana tanıdık geliyor, müdürlükteki bir çok ad gibi.
I'm familiar with the concept, but it's gonna be difficult to prosecute a crime where the victim is gonna swear it didn't take place.
Bu fikir yabancı gelmiyor ama kurban bir suç işlenmediğine yemin ederken bir olayı araştırmak çok zor olacak.
You're familiar with Beta Ray?
Beta Ray'i tanıyor musun?
So I'm familiar with Mr. Bloom, or at least the rumors surrounding him.
Yani Bay Bloom'u duymuşluğum var. Ya da en azından etrafında dolanan dedikoduları.
A familiar place where you can feel safe. An environment that represents who you are.
Kendini güvende hissettiğin ve çevresinin seni temsil ettiği bir yer.
I knew you'd come here, someplace familiar.
Buraya geleceğini biliyordum. Tanıdık bir yere.
- Sound familiar?
- Tanıdık geliyor mu?
Morgan : If the rat looks familiar, the other rat helps.
Bu fareler için birbirlerine yardım etmek önemli görünüyor.
I sealed this work so that you could only read it if you had attained some skills and a familiar.
Bunu sadece aynı yeteneklere ve bir hizmetkara sahip olduğun da okuyabilmen için mühürledim.
I'm not familiar with it.
- Hiç tanıdık gelmiyor.
Doesn't this scene look familiar?
Bu sahne tanıdık gelmiyor mu?
I've become all too familiar with gruesome things- - for which I blame you.
Senin yüzünden bütün bu korkunç şeyler hakkında bilgi sahibiyim.
Sounds vaguely familiar.
- Az çok biliyor gibiyim.
Papers floating on the water, why does that sound so familiar?
Suda yüzen kağıtlar. Bu nedense çok tanıdık geliyor.
Hi. You look familiar.
Merhaba, çok tanıdık geliyorsun.
Feels familiar, huh?
Tanıdık geldi değil mi?
Cap, good to see a familiar...
Yüzbaşı, tanıdık bir yüz görmek çok hoş.
This setup looks awful familiar.
Bu düzenek çok tanıdık geliyor.
Man : It should look familiar, captain america.
Elbette tanıdık gelecek Yüzbaşı Amerika.
- Look familiar?
- Tanıdık geldi mi?
Yeah. I'm pretty familiar with that concept.
Evet, bu kavrama oldukça alışığım.
The best we can hope for, the only silver lining to all this, is that when we break through, we find a few familiar faces waiting on the other side.
Umabileceğimiz en iyi durum, tek umut ışığı karşı tarafa geçtiğimizde, orada bekleyen tanıdık birkaç yüz bulacak olmamız.
Trauma protocol... This is familiar.
Alışık olduğum bir şey.
BURIED WITHIN THE CONVOLUTED CALCULATIONS, JIM FOUND SOMETHING THAT LOOKED FAMILIAR.
Jim, anlaşılması güç hesaplamalar arasında, çok tanıdık bir şey fark etti.
Those lines of'I've seen you before,''You look familiar'...
Bekle. 2 milyar won
He looks really familiar. He's the town mayor here.
Bunu düşüneceğim.
He looked really familiar when I first saw him.
- Lavaboya kadar gideceğim. - Tamam.
THE FLAT STRAIGHTAWAY SYMBOLIZES OUR THREE FAMILIAR DIMENSIONS, AND THE LOOP DE LOOP STANDS IN FOR AN EXTRA DIMENSION.
Düz olan yol bizim bildiğimiz boyutları temsil ediyor aracın ters döndüğü yer ise bir başka boyut.
Doesn't look like the head was sliced off with any weapon I'm familiar with, and I'm familiar with most weapons.
Kafa, bildiğim herhangi bir silahla kesilmişe benzemiyor. - Bütün silahları da bilirim ben.
Does this, uh, baseball glove look familiar?
Bu beyzbol eldiveni tanıdık geldi mi?
Believe it or not, I am familiar with your work history.
İnan ya da inanma, senin çalışma geçmişine aşinayım.
That doesn't sound familiar. But, you know, okay.
Hatırlayamadım doğrusu.
At least it's one familiar place here in Tomorrowland.
En azından geleceğin dünyasında tanıdık bir yer var.
She had familiar wool.
Kürkü seninkine benziyordu.
Six, in familiar hoods.
Benzer kukuletalı 6 kişi.
Every day, I let that hatred pass through me like a familiar wind.
Her gün nefretinin alıştığım bir rüzgâr gibi içimden geçip gitmesine izin verdim.
Is this the familiar strength our lady promised?
Hanımımızın söz verdiği yerel güç bu mu?
In familiar hoods.
- Benzer kukuletalar.
You seem to be growing familiar... with the fair nobles of Ventrishire.
Ventrishire'ın kayda değer soylularıyla gitgide daha samimi oluyorsun.
At least it'll be a familiar blade that tries to kill us when the rebels attack our next caravan.
Asiler bir daha kafilemize saldırdığında bildiğimiz kılıçlarla bizi öldürmeye çalışacaklar.
Or be familiar with it?
- Ya da benzer davaları?
Mayor... are you sure we haven't met before? Your pose and the feel... All this feels very familiar.
Aldığım o eski püskü evi ucuza versem satılığa çıkarılır mı?
family 1231
family is everything 18
family first 36
families 111
family guy 58
family comes first 25
family dinner 19
family only 25
family and friends 25
family emergency 19
family is everything 18
family first 36
families 111
family guy 58
family comes first 25
family dinner 19
family only 25
family and friends 25
family emergency 19