English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Farm boy

Farm boy translate Turkish

248 parallel translation
Oh, I see a small Ohio farm boy becoming a great soldier.
Büyük bir asker olan Ohiolu küçük bir köylü çocuk görüyorum.
Farm boy from the Bible Belt. playing Civil War games.
Savaş oyunları oynamayı seven Bible Belt'li bir çiftçi.
Sgt. Andrew Martin, the farm boy from Indiana... is the first man to set foot on the moon.
Indiana'dan gelen çiftçi çocuk, Çavuş Andrew Martin,... Ay'a ayak basan ilk insan oldu.
According to the farm boy, it's only 11 kilometers to the front.
Bir çiftçi çocukla konuştum cepheye 11 kilometre varmış.
You mean you trust a farm boy you never saw before?
Daha önce hiç görmediğin bir çiftçi çocuğa güveneceğini mi söylüyorsun?
You sound like a Bavarian farm boy, afraid he must marry the girl.
Bavyera köylerinde büyüyen erkekleri duymuşsunuzdur. Korksalar da kızla evlenmek zorundadırlar.
Farm boy into soldier.
Köy çocuğu asker olmuş.
I am no little gentleman or a farm boy.
Ben, küçük bir toprak sahibi veya bir çiftçinin oğlu değilim.
Oh, come. A farm boy sweetheart would give him one.
Bana bir şey ver, sevgilim.
I'm just an old farm boy.
- Ben sadece çiftlik çocuğuyum.
As for you, farm boy.... We're married! .
Sana gelince saf çocuk... biz evliyiz!
It looks like that farm boy is makin it big with her.
Görünüşe göre çiftlikten gelen şu çocuk onunla olan işini hallediyor.
Oh, that farm boy, he dont know nothin about fishin.
Oh, şu çiftlik çocuğu, balık tutmak hakkında hiçbir şey bilmiyor.
Yeah, perfect, but one thing, farm boy!
Tabii, harika, ama şunu da bil, köylü çocuk!
A Nebraska farm boy, blazing left-handed speed.
Nebraskalı bir çiftçi çocuğu, müthiş bir sol el hızı var.
There's you, farm boy, on your cow.
İşte sen köy çocuğu, ineğinin üzerinde.
You better drag your winning while you still got'em, farm boy.
Hala elindeyken kazandıklarını çeksek iyi olur çiftlik çocuğu.
What's it gonna be this time, farm boy? Two dollars or three?
Bu sefer ne kadar koyacaksın çiftlik çocuğu?
You put funny dice in my game, farm boy. I'm gonna cut your eyes out
Oyunuma hileli zar sokarsan, gözlerini oyarım!
Hey, farm boy, you know, seeing as how my trifecta came in, I'm gonna pour you a drink, just this once.
Çiftlik çocuğu. Hatasız bilek madem buraya uğradı ona bir içki koyayım, bir seferlik.
Well, if it isn't my favorite farm boy.
Bu en sevdiğim çiftçim değil mi? Nasıl gidiyor evlat?
You stay away from Mr. Carpenter, farm boy, or I'm gonna send you back to Indiana in a bunch of shoes boxes.
Bay Carpenter'dan uzak dur çiftlik çocuğu, yoksa seni ayakkabı kutuları içinde İndiana'ya gönderirim.
Well, that's none of your business, farm boy.
Bu seni ilgilendirmez Çiftlik Çocuğu.
"Her favorite pastimes were riding her horse" "and tormenting the farm boy that worked there."
En gözde eğlenceleri, ata binmek ve çiftlikte çalışan çocuğa eziyet çektirmekti.
Farm Boy, polish my horse's saddle.
Hizmetçi çocuk. Atımın eyerini cilala.
Farm Boy, fill these with water. Please?
Bunlara su doldur lütfen.
"And even more amazing was the day she realized she truly loved him back." Farm Boy,
Daha şaşırtıcı olan şey ise kızında aşık olduğunu fark etmesiydi.
No, a farm boy.
Hayır. Bir hizmetçi.
I remember this farm boy of yours, I think.
Bu senin hizmetçiyi hatırlıyorum, sanırım.
You and your wholesome farm boy bit.
Senden ve çiftlik çocuðu pozundan.
It's just you And me, farm boy!
Sınıra gitmeliyiz.
- Yeah, like a farm boy.
- Tabi, çiftlik delikanlısı gibi.
With a farm boy in red boots.
Kırmızı çizmeli bir çiftlik oğlanıyla.
If it weren't for me, farm boy, you wouldn't even be here.
Ben olmasam burada olmayacaktın çiftçi bozuntusu.
This Iowa farm boy thing will play for a while... but in the end, it sounds like he's searching for the truth.
Bu Iowa çiftlik çocuğu şeyi bir müddet gider ama sonunda, gerçeği arıyormuş gibi görünür. Haklı.
Being a farm boy, chickens coming home to roost never made me sad.
Ben eski bir çiftçiyim. Kendi kümeslerine, tünemeye giden tavuklar beni üzmez.
You're a traitor, too, aren't you, farm boy?
Sen de bir hainsin, öyle değil mi, rençper çocuk?
What are you waiting for, farm boy?
Ne bekliyorsun, rençber çocuk?
Farm boy moves to the big city.
Çiftlik çocuğu büyük şehre taşınır.
Don't fall for me, farm boy.
Sakın bana aşık olma, çiftlik çocuğu.
A white farm boy with a basketball?
Basketbol oynayan beyaz bir çiftçi mi?
Do you realise, boy, that I had a farm giving 900 bushels of corn until that railroad had taken it from me?
O demiryolu elimden alana kadar, 900 kilelik mısır çiftliğim vardı.
My boy stays here with me so long as I am at Borgen's Farm.
Oğlum ben Borgen çiftliğinde olduğum sürece benimle birlikte kalacak.
That farm's 40 miles from here, boy.
O çiftlik buradan 65 kilometre uzakta oğlum.
Except maybe a watermelon when I was a boy on the farm.
Çocukluğumda çiftlikte karpuz çalmamı saymazsak.
Hey, you want to hear a story, about this boy, he owned a dairy farm...
Hey, bir fıkra anlatayım mı? Bir çocuğun süt ürünleri çiftliği varmış.
There was one on the farm there, when I worked as a boy.
Çocukken çalıştığım çiftlikte görmüştüm.
Say I run them roads from here to that farm, get there by tomorrow and spring that boy.
Diyelim ki, buradan çiftliğe doğru tüm o yolları geçtim ve yarına kadar oraya varıp, onu oradan çıkardım.
You didn't fare so bad on that farm, boy.
Çiftlikte hiç de kötü beslenmiyordun be evlat.
CJ was from the farm, a country boy.
CJ çiftlikten gelmişti, taşra çocuğuydu.
When I was a little boy back on the farm above Macon, where I come from I wrestled hogs to the ground during killing time.
Küçük bir çocukken, Macon'ın üst tarafında bir çiftlikte yaşarken mezbahaya gitmeden önce domuzları yakalar bağlardım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]