Feast your eyes translate Turkish
142 parallel translation
Well, feast your eyes.
Gözlerine ziyafet çek.
Ladies, feast your eyes on our Quality Woman.
Bayanlar, işte Quality Kadını.
See here, you guys, just feast your eyes on little old instant me
Kadınları bilirsiniz, cilvelisi vardır şimdi dostlar, bayram etsin gözleriniz
Well, all you guys, just feast your eyes on little old instant me
Şimdi dostlar, bayram etsin gözleriniz çünkü o fıstık benim
Ladi es and gentlem en, If you wi ll Feast your eyes On probably the most Exciting invention
Atom enerjisinden sonraki en heyecan verici şu buluşa dikkatle bakarsanız...
Feast your eyes.
Gözlerin bayram etsin.
Feast your eyes on this!
Gözün bayram etsin!
- Feast your eyes on that.
Doya doya bakabilirsin.
Feast your eyes on that.
- Bunun tadını çıkar.
Feast your eyes on that.
Gözlerin bayram etsin.
Turn around And feast your eyes.
- Arkana dön de, gözlerin bayram etsin.
You can feast your eyes about, old boy!
Gözlerin etrafın tadını çıkarsın, eski dost!
Feast your eyes. Dinner is served.
Gözlerin bayram etsin akşam yemeği hazır.
Feast your eyes on this!
Buna doya doya bak bakalım.
Feast your eyes on that.
Gözlere senlik.
Then you may feast your eyes on the ugliest necklace in England.
Böylece İngiltere'nin en çirkin kolyesinin tadını çıkartabilirsiniz.
- Feast your eyes, boys.
- Doya doya bakın çocuklar.
Feast your eyes on the future site of Briggs'Mini Mall.
Briggs'lerin gelecekteki mini alışveriş merkezi.
Now, feast your eyes on this :
Al sana bir göz ziyafeti ;
Isn't there enough flesh here for you to feast your eyes on?
Burada göz zevkini tatmin edecek kadar et yok mu?
Feast your eyes on an engineering marvel.
Mühendislik harikasına gözlerinizle bakın.
Guys and girls, girls and guys, gather round and feast your eyes.
Oğlanlar ve kızlar, kızlar ve oğlanlar, toparlanın ve bir göz ziyafeti çekin.
Feast your eyes on the exoskeleton of the Barbaric Hornitor!
Boynuzlu Barbarın iskeletinde gözünüze bir ziyafet çekin!
Feast your eyes.
Gözlerinize bir ziyafet çekin.
well, then feast your eyes on this.
O halde, gözlerinizi dört açın.
Well, then feast your eyes on this. - Oh, yeah!
- O zaman kendine bununla ziyafet çek.
Feast your eyes on this magnificent land yacht.
Bakın da gözleriniz bayram etsin.
I want you to feast your eyes on this very large and flat cargo area.
Bu gördüğün kocaman kargo bölümünde, bir göz ziyafetine dersin.
Feast your eyes on this!
Gözünüz bayram etsin!
FARNSWORTH : Feast your eyes on this! [GASPING]
Gözünüz bayram etsin! Çok güzel!
-... Feast your eyes, gentlemen.
- Gözleriniz bayram etsin, baylar.
Feast your eyes on a feast of smoke.
Gözlerinize duman ziyafeti çektirin.
Feast your eyes on the finest plate in the club.
En iyiside senin gözlerine kulüp olan tabağı yiyip iç.
Feast your eyes!
Gözlerin bayram etsin!
Feast your eyes on simple twist of fate,
Gözlerine "Kaderin basit bir cilvesi" ile bir ziyafet çek.
- Take a good look at me, papi. Feast your eyes on what you're losing and forwhat?
Ne kaybettiğine güzelce bir bak, ve de ne uğruna?
Feast your eyes, Captain.
Gözleriniz bayram etsin.
Just feast your eyes on this Northen Eye-talian beauty.
Gözlerinizi bu Kuzey İtalyalı güzelden ayırmayın.
Feast your eyes.
Gözleriniz bayram etsin.
- Feast your eyes, Patrick.
- İyi seyret Patrick.
Feast your eyes on what's gonna bring home the golden caboose at the 43rd annual
43. Geleneksel Model Tren Fuarında Altın Personel Vagonunu kazanacak modele bakın da gözleriniz bayram etsin.
There's many to feast your eyes on.
Keçiler...
Feast your eyes... on Trevor Robinson, the shire horse with over 37 parking tickets!
Gözleriniz bayram edecek... Trevor Robinson üzerinde 37 park bileti ile hiç biri ödenmemiş. Şeytani çifteler.
Feast your eyes on these honeys, Tom.
Gözlerin bayram etsin.
Prepare to feast your eyes.
Gözlerin bayram etmeye hazırlansın.
Feast your eyes on the wondrous world of eight years from Tuesday.
Bu Salı'dan sekiz yıl sonraki... ilginç dünya için gözlerinizi dört açın.
Well, feast your eyes.
Gözlerin bayram etsin.
One cold drink... to feast your starving, fishy, little eyes on the picture?
O hevesli, küçük patlak gözlerini, o resimle şenlendirmenin bedeli soğuk bir içecek ha?
♪ Come and feast your tear-dimmed eyes
# Gelin de şu yaşlı gözleriniz bayram etsin #
Your eyes are shining as at a feast.
Gözlerin şölendeymişsin gibi parlıyor.
Before we settle in, feast your eyes on these.
Yerleşmeden önce, şölenin tadını çıkarın.
your eyes 192
eyes 364
eyes on the prize 41
eyes on me 42
eyes up 51
eyes up here 21
eyes open 53
eyes here 16
eyes on the road 42
eyes down 32
eyes 364
eyes on the prize 41
eyes on me 42
eyes up 51
eyes up here 21
eyes open 53
eyes here 16
eyes on the road 42
eyes down 32