English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Flip it

Flip it translate Turkish

817 parallel translation
- because I'm just gonna flip it.
- çünkü fırlatıp atacağım.
If you flip it over, see there?
Ters yüz ettiğiniz zaman, bakın ne oluyor?
Or at least, you know, try and flip it into a three-way.
Ya da en azından üçlüye dönüştürbilir misin, bir dene.
- Flip it high.
- İyice havaya at.
Come on, you, start mixing, let's flip it now.
Hadi hareketlenin, canlanalım biraz.
- I beg your pardon? - Flip it.
- Çevir.
- Should I flip it over with my sword?
Kılıcımla döndüreyim mi?
Flip it. - Ok!
Tamam.
And right as it's coming up in me, the ol'joy juice, I flip it over to one side and come off your gleaming loins, honey, and just spit right in my own face.
Ve üzerinde ileri geri giderken, senin yüzünün aIdığı halları dahaiyi görebilmek için ve tabii kendi yüzümü de.
Flip it over.
Buraya at.
- All right, flip it.
- Tamam, at.
Flip it.
Tamam. Çevirin.
They're banging on the car, trying to flip it over.
Arabanın üstüne vurmaya başladılar, arabayı devirmeye çalışıyorlar.
Next time you're, like, watching MTV, you know... take a split second and flip it to the Weather Channel.
Bir dahaki sefere, sürekli MTV izlerken birkaç saniye de ayır da, hava durumuna bak.
Flip it!
Döndür!
- Nothing. I'll flip it.
Satacağım.
Lend me $ 5,000, I'll give you back $ 7,000 when I flip it.
Bana 5.000 dolar borç ver, satınca sana 7.000 vereyim.
- We flip it around for variety.
Çeşitlilik olsun diye döndürürüz.
I'll flip you to see who pays for it.
Hesap için yazi-tura atalim.
- I'll flip you for it.
- Bunun için cesedimi çiğnemen gerekir.
I used to do a lot of tumbling... but it gets corny, and I'm stuck with the role of flip-flap...
Eskiden çok takla atardım... ama basmakalıplaştı, ben de perendeci rolünden bıktım...
Let's flip for it.
At bakalım.
- You gotta flip for it.
Bunun için yazı-tura atmalıyız.
Every half hour we flip it upside-down, make a mark, this way we can tell the time and be safe. Exactly 30 minutes.
Tam olarak 30 dakika.
Show it to me by proving that you can flip the coin.
Parayı çevirebileceğinizi göstererek kanıtlayın.
Stop it, Flip!
Kes şunu, Flip!
When you hit the water like that, you flip and it's over.
Ne zaman suya böyle çarparsan, çıldırırsın ve her şey biter.
It actually turns me on to see you switch between flip-flops and fancy things, elegance and vulgarity.
Zarafet ve kabalık bilmişlik ve yanardöner tavırların arasında mücadele vermeni görmek beni çok heyecanlandırıyor.
Flip did tell you about why I couldn't make it last night, didn't he? Yeah.
Flip dün gece neden gelemediğimi söyledi, değil mi?
- It's the flip part of a flip-top can.
- Çevrilip açılan konserve kutusu kapağı.
You fellas flip for it.
- Siz devam edin.
- It might. If we don't flip a coin. - Let's do something else.
Yazı-tura atmanın dışında başka bir şey daha var.
We'll flip for it.
Takla bile atarım.
Don't do it, she will flip out.
- Yapma. Delirir.
First you flip this to "on"... and then you have eight seconds to put your program in or else it will go to the default setting.
Önce şuradan açıyorsun. Programı seçmen için 8 saniyen var. Yoksa varsayılan programla başlar.
You know, if I get tired of Ozzie and Murdock... or I Love Murdock or... I flip through the dial and it's time for Bachelor Murdock... or Have Murdock - Will travel.
Ozzie'den, Murdock'tan Murdock'ı Seviyorum ya da Günlük Murdock'tan sıkılırsam kanalı değiştirip Bekar Murdock ya da Gezgin Murdock olabiliyorum.
You should flip for it.
Adamı çıldırtır.
A flip for King. It's batted away!
Kral için küçük bir fiske.
I call it "The Frankie Flip."
Buna "Frankie Fiskesi" diyorum.
And if I came up and did that, it would flip around like the tassels on a belly dancer.
Eğer gelipte mani olmasaydım, onu etrafında bir dansöz püskülü gibi çevirecekti.
Cameron, I can flip out real easy, too It's okay
Cameron, bazen ben de kolaylıkla delirebiliyorum. Bu, normal bir şey.
We'll flip for it.
Yazı tura atalım.
It's the flip side of cleanliness, but it's still pretty fuckin'important.
Bir de "temizlik imandan gelir" derler. O da önemlidir.
They combined Lincoln's birthday with Washington's. It's one weekend now. - It's always flip-flopping.
Lincoln'un ve Washington'un doğum günleri birleştirdiler, ikisi tek hafta sonu oldu.
I flip through a few more pages and I realize... this is my own novel I'm reading, with some joker's name on it...
Birkaç sayfa çevirdikten sonra fark ediyorum ki üstünde bir jokerin adı bulunan bu kitap aslında benim kitabım.
Hey, Peg, look, it's a flip-top lid!
Peg, bir konserve kapağı. Buradan çıktı.
Let's flip it over,
Ters çevirelim.
I'll flip you for it.
Yazı tura atayım.
We'll flip for it.
Yazı-tura?
You flip a booger, it hits the floor. Cops will be all over the place.
Yere bir damla sümük düşerse, polisler binanın her tarafını doldurur.
It's got inductive joystick, dynamic braking, flip-up arms.
Tümevarımsal direksiyon kolu, dinamik frenler, açılabilen kollar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]