English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Follow it

Follow it translate Turkish

3,051 parallel translation
You can't just follow it blindly.
- Hadi ama, Lion-O. Körlemesine takip edemezsin.
And we'll follow it up.
Ve onu takip edeceğiz.
Let's follow it.
Hadi takip edelim.
Follow it.
Onu takip et.
We finally have a real lead, so let's follow it, on foot if we have to.
Gerçek bir iz bulduk öyleyse onu izleyelim, gerekirse yürüyerek.
Follow it to its source, and eliminate Talzin!
Kaynağına kadar takip et ve Talzin'i yok et.
He wants me to follow it.
Onu takip etmemi istiyor.
He needs me to follow it.
Onu takip etmeme ihtiyacı var.
Uh, now, as the emcees, it's your job to make sure that the night runs really smoothly, so I went ahead and made this run sheet for you to follow, and you just need to follow it like the bible.
Şimdi, sunucular olarak işiniz... gecenin sorunsuz geçtiğinden emin olmak olacak, ki detayları bu çizelgede sizin için hazırladım. Çizelgeyi İncilmişcesine takip edin.
I wanted to follow it through.
Davaya devam etmekte isterim.
After they load it up, we follow it to the meet with Spiteri.
Yükleme gerçekleştikten sonra Spiteri'yle buluşuncaya kadar takip edeceğiz.
Let's follow it through.
Bunu iyice düşünelim.
Mmm... You suck it up, you do your work, you get your diploma, and that little piece of paper tells every other person who wanted to quit high school, that you can follow through and finish something.
Olanları sineye çekiyorsun, görevini yerine getiriyorsun, diplomanı alıyorsun ve o küçük kâğıt parçası liseyi bırakmak isteyen başkalarına başladığın bir işin sonunu getirebileceğini gösteriyor.
He told me to follow Xiaotao home... make it look like an accident
Bana Xiaotao'yu eve kadar izlememi ve olayı kaza gibi göstermemi istedi.
If it follow you around, then I think your problem is a ghost. And it's following you because you're his connection.
Sıradışı bişeydir ve tabi hayaleti izlemek.. bağlantı
We can do a whole series of it where we follow you from belt to belt.
Sizi kuşak kuşak takip ederek tüm bir seriyi yapabiliriz.
I needed people with no agenda, people who could right a wrong, who would follow an investigation no matter where it went.
Ihtiyacım olan insanlar, Yanlışı doğru yöne çevirip, Gizli bir amaç gütmeyen, Bir soruşturmayı, Sonu nereye giderse gitsin
But we all must follow our own path, no matter where it leads.
Ama hepimiz, nereye götürüldüğünü umursamaksızın, kendi çizgimizden gitmeliyiz.
It's almost too conceptual to follow, but...
Neredeyse takip edilemeyecek kadar konseptüal, ama...
It used to be that I couldn't even go to the bathroom without him wanting to follow, but then he spent 15 years listening to his mother tell horror stories about me, so.
Eskiden tuvalete bile gitsem peşimden gelirdi ama 15 yıl boyunca annesinin benimle ilgili dolduruşlarını dinledikten sonra değişti.
- We'll hang with the thumb drive, see where it goes next. - Kensi, follow him.
Kensi, adamı takip et.
We were hoping to follow through with it.
Sonuna kadar halletmeyi bekliyorduk.
You know, when you suddenly left to follow your dream, it kind of took the wind out of his sails.
Biliyorsun, birden hayallerini takip etmeye karar verip gidince gemiyi kaçırmış gibi oldun.
If you wanna follow Cartman around and get video of him, I'll pay to make it into a documentary and get it on the air.
Cartman'ı takip edip videosunu çekmeye razı olursan ben de yayımlatmak için ve belgesel yapmak için parasını öderim.
It wasn't gonna follow me home.
Beni eve kadar takip edecek değildi.
I would catch his eye, and with it see the rest of him swiftly follow.
Onunla göz göze geleceğim ve böylece gerisi hızla gelecek.
Ones that will never follow a fucking Gaul.
Asla sikik bir Galyalıyı takip etmeyecek bir it sürüsü.
When it is done I will raise clamor, and see Gannicus follow to the afterlife.
Öyle olduğunda yaygara çıkaracağım ve Gannicus da öteki tarafa onu izleyecek.
Well, um, I can assure you people in the bleachers that, if you follow my campaign, it will be interesting.
Tribündekiler, sizi temin ederim ki eğer kampanyamı desteklerseniz, ilginç şeyler olacak.
Sometimes this stuff comes up, and when it does, we just have to follow up, you understand.
Tamam mı? Bazen böyle şeyler çıkar. Çıkınca gerisini getirmemiz gerekir.
All it takes is one slip up, and you could end up back in Newhall and that could follow you the rest of your life and I don't want to see that happen to you.
Yapman gereken tek şey bir yukarı çıkmak. Ve tekrar eski hayatın senindir. Yapmazsan, kalan hayatın böyle geçer.
And then worried for the next five months that I was trapped in some huge, binding legal commitment that would ruin my life if something fabulous came along and I couldn't seize it, or follow it or move in with it. Sounds like you enjoy your freedom.
- Özgürlüğüne düşkün birine benziyorsun.
It's down here somewhere. Follow me.
Aşağıda bir yerde, takip edin beni.
I can do some follow up press and an e-vile tonight. You can use your fake name if you want, but it's here. It's all right here, at the press of a button, that Enter button.
Bu gece sahte adını kullanabilirsin hepsi burda
And they'll follow that meal track to the lake and go browsing down the creek that leads out of it to find the robbers that killed me...
Daha sonra unların bıraktığı izi göle değin takip edecek, diğer yakadaki patikada ilerleyecek... ve beni öldüren haydutlara ulaşacaklar.
It's the follow-up on some failed mission from years ago.
Yıllar önce başarısız olmuş bazı görevlerin takibi gibidir.
It happened, but I didn't follow up on it. And what you're leaving out is that even after all that happened, you asked me to choose, and I chose you.
Bunca olay olduktan sonra bile benden seçim yapmamı istedin ben de seni seçtim.
If I only knew who it is, I wanna follow Jil-poong.
Kim olduğunu bilseydim Jil-poong gibi peşine düşerdim.
Why don't we follow and see where it leads?
Neden onu takip edip nereye gideceğine bakmıyoruz?
If we did, her follow-up won't find it now.
- Öyleyse şimdiki doktoru bunu anlayamaz.
Nor is it effective, given the fallout that's sure to follow.
Belki de, ama yaptığı şey yanlış değil.
And when you follow him across it, it will cost you everything.
O çizgiyi geçerken onu takip edersen her şeyine mal olacaktır.
There are two types of people in this world- - people who follow the manual, and people who stick it to the manual.
Dünyada iki tip insan vardır. Kitapçığa uyan insanlar ve kitapçığı sallamayan insanlar.
It's ironic, isn't it, that cancer would show me that I can take control of my life and follow my dreams?
İronik, değil mi? Kanser oluşum, bana hayatımın kontrolünü elime alabileceğimi ve hayallerime ulaşabileceğimi gösterdi.
Oh, it is so wonderful to meet you. - I don't really follow the movie industry, but I googled you, and...
Seks manyağı yeğenimin en sevdiği yiyecektir.
Well, then wouldn't it follow that you had full knowledge that your product was being used by the Syrian government?
O halde buradan, ürününüzün Suriye hükümeti tarafından kullanıldığını zaten biliyor olduğunuz sonucu çıkmaz mı?
It is important that you follow the tapes.
Kasetlerin peşine düşmen çok önemli.
It's one of those ones where the eyes follow you...
Bu da nereye gitsen sana bakanlardan...
That's funny, because I may have just figured it out. I used to be like you, thinking I could make the city follow my rules.
Hadi ya, belki de durumu çözmüş olabilirim.
It's my job to follow through on anonymous tips.
İsimsiz ihbarları incelemek benim görevim.
It is, except you forgot about the close follow.
- Öyle zaten, ancak yakın takibi ıskaladın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]