Get a translate Turkish
186,228 parallel translation
We'll get a few drinks, and we'll talk business.
Bir şeyler içip iş konuşalım.
- Maybe you should get a job.
- Belki de iş bulmalısın.
Well, this one isn't, so get a new supply, and make it right.
Bu değildi ama, yeni bir kaynak bul ve düzelt şunu.
It's very standard stuff. Essentially, in exchange for your patent, you would get a royalty and equity in the new company that I'm starting up.
Esasında, patentini paylaşman durumunda yeni kuracağım şirketten patent ücretini ve haklarını da alacaksın.
Anyway, Jared, let's get a deck together on this.
Neyse, Jared, şunları bir araya toplayalım bakalım.
I had to rebuild the entire operating system just to get a 90-second demo that could play on a phone.
Bütün işletim sistemini doksan saniyelik bir demoyu telefonda çalıştırabilmek için yeniden düzenledim.
I'll get the truck. I'll get a truck.
Ben de kamyon getireceğim.
- Can we return him and get a hooker instead?
- Onu geri yollayıp yerine bir orospu alabilir miyiz?
For you, motherfucker, I'd get a fucking sheep with a bell.
Senin gibi orospu çocuğu için, boynunda çanı olan sikik bir koyun getirteceğim.
- Go get a condom.
- Git prezervatif al.
Sometimes you get a little...
- Bazen pek öyle olmuyorsun.
Oh, and don't get a massage.
Masaj da yaptırma.
- What? Don't get a massage?
- Masaj yaptırma mı dedin?
You know what? Let's go get a drink.
Gidip birer içki alalım.
I get a little... "Monica-rena".
Galiba biraz... Monica-rena bu.
I don't think that I would do something like this unless I was trying to get a reaction from you.
Böyle bir şey yaptıktan sonra bir tepki vermeni beklerdim.
Why didn't I get a deconfliction notification from FBI headquarters that you were here, Ryan?
Neden FBI'dan burada olduğunu söyleyen bir çakışma bildirimi almadım Ryan?
I had to get a flu shot, and now I can only walk backwards.
Grip aşısı olmak zorunda kaldım, şimdi ise sadece geri geri yürüyebiliyorum.
Hey, Andrea, can I get a glass of that light red you poured me the other day?
Geçen günkü hafif kırmızı şaraptan alabilir miyim?
Plus, my parents are, like, super rich, so it's like, why get a job, right?
Ayrıca ailem çok zengin. "Niye iş bulayım ki?" diyorum. Değil mi?
If ever I start talking too fast about wanting to get in touch with the pope or some other ethical authority, you're gonna wanna put me in a purple van, drive me to doggy day care'cause I need to be boarded for the weekend.
Hızlı bir şekilde, Papa'yla ya da başka bir ahlaki otoriteyle temasa geçmek istiyorum, dersem beni bir arabaya bindirip köpek bakımevine götürmelisin çünkü hafta sonu orada kalmalıyım.
Every time we go to see Cheryl Hirsham, we can't remember the code to get in.
Cheryl Hirsham'a her gidişimizde içeri girmek için gereken şifreyi unutuyoruz
I have a friend who's always trying to get me to do stuff.
Bir arkadaşım, sürekli beni bir şeye davet eder.
If there's any way we can win back your business, in fact, I'd love to get your e-mail address and your birthday and set you up with 20 free tickets to a comedy show!
Sizinle tekrar çalışmak isteriz, bunun için eğer e-posta adresinizi ve doğum gününüzü söylerseniz size ücretsiz 20 tane stand-up bileti verelim. "
I want to get there early and grab a stove up front.
Erkenden gidip önlerden bir ocak kapmak istiyorum.
We... we should get you to a doctor.
Doktora gidelim.
Back on the farm, every time we would take down a wasp nest, I would get stung.
Bizim çiftlikte ne zaman bir arı kovanını indirsek sokulurdum.
W-w-w-whoa, I'd argue I do a lot more than just get the drugs.
Dur orada, ilaçları almaktan fazlasını yaptığıma eminim.
Get me a thoracotomy tray.
Bana torakotomi tepsisi getirin.
Call a code blue, and get RT down here stat.
Mavi kod, ve RT'yi buraya koyun.
I mean, that's the only way that a good-looking guy like me could get in a room with Gavin Belson, is by being a blood boy!
Benim gibi yakışıklı birinin Gavin Belson'la aynı odada bulunmasının tek sebebi kan oğlanı olmasındandır.
Okay, but, well, if a doctor pulls a baby out of a pregnant woman, the doctor doesn't get to then keep the baby.
Evet, ama doktor hamile kadını doğurttuğu zaman, bebeği doktora vermezsin.
We're trying to make a business deal, not get you laid.
Anlaşma yapmaya çalışıyoruz. Kız kaldırmaya değil.
It took me a very long, long time to get back on my feet after I got fired from Oracle, and... tech firms wouldn't touch me, but I've managed to find a home here, a life.
Oracle'dan kovulduktan sonra düzenimi kurmak çok ama çok zamanımı aldı. ve teknoloji firmaları artık benimle çalışmıyor. ama burada kendime bir ev buldum, bir yaşam.
Speaking of... if they even catch me talking about this, they could send me to maximum security prison, but I think I found a way to get online.
Bu arada... eğer bunlardan bahsettiğimi bile yakalarlarsa maksimum güvenlikli bir hapishaneye gönderebilirler, ama sanırım online olmanın bir yolunu buldum.
Richard, not that long ago, you agonized over using a stolen log-in to get into a bake-off with Endframe, a company that stole from us.
Richard, kısa süre önce, çalıntı bir şifreyle bizden çalmış olan bir şirketle, Endframe ile yarışa girdin.
Gavin Belson had to move heaven and earth to get our China plants up to a capacity of two million per day, and his negotiations with labor were extremely delicate.
Gavin Belson Çin'deki fabrikalarımızı günde iki milyon üretim kapasitesine çıkarmak için kendini paralamıştı. İşçilerle yaptığı anlaşma da oldukça kırılgan bir konumda.
Because, if you haven't noticed, if we don't get this shit to Standford and all set up by 9 : 00 a.m., we are fucked!
Çünkü, eğer farketmediyseniz, tüm bu siktiğimin şeylerini sabah 9'a kadar Stanford'da kuramazsak siki tuttuk demektir.
I don't know if I can do it, Meg : get up in court and say Joe's a monster.
Bunu yapabileceğime emin değilim Meg mahkemeye gidip Joe'nun canavar olduğunu nasıl söyleyeceğim?
Get infected by a special virus...
Özel bir virüs bulaştırın...
I'll get you a different one.
Sana başka bir tane getireyim.
You are not mad because I lied... you're mad because I figured out a way to get out of this and you couldn't.
Yalan söylediğim için kızgın değilsin kızgınsın çünkü bu işten kurtulmanın bir yolunu buldum ve sen bulamadın.
Alright. And don't get in a hot tub!
Tamam ve sakın sıcak jakuziye girme!
I get carried away when I put on the wig and I become Kenneth Starr and I just attack without provocation or evidence.
Kendimden geçtim, peruğu takınca Kenneth Starr'a dönüştüm. Provokasyon ya da delil olmadan saldırıya geçtim.
You need to get some Hall and Oates, - like a Jill Scott. - [Women laughs]
Biraz Hall and Oates ve Jill Scott dinle.
The Kingston coroner's office told us it would be a couple days before they could get to it.
Kingston adli tabibi birkaç günden önce otopsi yapamazmış.
In fact, I will get into my fully loaded Toyota Avalon with my rear-view camera, and I will back the [bleep] right out of here into my mansion, which has a swimming pool with a diving board and a slide!
Aslında dolu Toyota Avalon'uma binip.. ... arka kamerama dahi bakmadan.. ... siktirip gideceğim.
I get the impression that you're not really, like, a clique-ish kind of Indian.
Hizipçi bir Hint olmadığın izlenimini edindim.
Yes, yes, but, I mean, I also get that, like, really gross, like, disgusting stuff, too, a lot.
Evet ama iğrenç şeyler de geliyor. Çok fazla hem de.
We thought we were in a safe zone, but out of nowhere, this car explodes, and I had to get dragged out of there by my security detail.
Güvenli bölgedeyiz sandık ama bir anda bir araba patladı. Yanımdaki güvenlik beni oradan sürükleyerek uzaklaştırdı.
Aren't you scared you'll get hit by a car and die?
Araba çarpar da ölürüm diye korkmuyor musun?
get away 981
get a room 162
get away from me 879
get a life 77
get a job 140
get a dog 22
get along 45
get a haircut 23
get a load of this 43
get a good night's sleep 36
get a room 162
get away from me 879
get a life 77
get a job 140
get a dog 22
get along 45
get a haircut 23
get a load of this 43
get a good night's sleep 36