English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Grandeur

Grandeur translate Turkish

265 parallel translation
Thee I accuse For all the grandeur of thy day
Seni suçluyorum, Günün tüm bu haşmeti için.
What grandeur, what charm.
Görkemli, büyüleyici.
His attempted action must therefore be attributed to a diseased mind, afflicted with hallucinations of grandeur and obsessed with an insane desire to become a public benefactor.
Bu yüzden yapmaya çalıştıkları büyüklük sanrıları içinde, halkın koruyucusu olmak gibi delice bir saplantının sonucu olarak değerlendirilmelidir.
Delusions of grandeur!
- Büyüklük taslıyor işte!
You got delusions of grandeur?
Nedir senin kuruntun?
Grandeur and duty of the postal service.
Posta hizmetinin azameti ve vazifesi.
Grandeur and decadence of the postal service!
Posta hizmetinin azamet ve zevali!
Why it looks just like a country cousin Amid all this grandeur.
Bütün bu güzellikler arasında tam bir taşralı görünümünde.
Blockhead! This stubborn mule's got delusions of grandeur now.
Kalın kafanın burnu büyümüş!
I'll tell Agathe you love her and have shed your delusions of grandeur
Gidip ona güzel haberi vereceğim. Onu seviyorsun ama kendini biraz büyük görme durumlarındaydın. Uyan ve mutlu ol.
"Mr. Fabian, it is reported... " is suffering from a highly inflamed imagination... coupled by delusions of grandeur. "
"Bay Fabian'ın, hayal gücünden kaynaklanan" yüksek ateş ve ona eşlik eden ihtişam sanrılarından mustarip olduğu belirtiliyor. "
So far, I have fought against the enemies of Rome to save what is left of it, its prestige, its grandeur, the civilization it has created in so may centuries of history.
Şimdiye kadar hep Roma'nın düşmanlarına karşı savaştım ondan kalanları kurtarmaya çalıştım. Prestijini ihtişamını, yüzyıllar boyunca oluşturduğu medeniyetini.
That's the goal to try for - death and grandeur.
ölüm ve yaşam için çabalamanın 376 amacı budur.
Delusions of grandeur.
Büyüklük kuruntusu.
... and I can already imagine a sense of grandeur on seeing Michelangelo's frescoes in the Sistine Chapel.
... ve ben Sistine Şapel'de Michelangelo'nun fresklerini gördüğümde tadacağım yücelik duygusunu şimdiden tahayyül edebiliyorum.
You know. I heard a foreigner say once that there wasn't nothing in the Swiss Alps that could beat the Rocky Mountains when it come to scenic grandeur.
Yabancının birinden dinlemiştim İsviçre Alplerinde hiçbir şey yokmuş Rocky Dağlarının ihtişamı ile boy ölçüşemezmiş.
What a haven of peace, grandeur and stillness.
Burada, barış, yücelik ve huzur var.
Delusions of grandeur.
Büyüklük kompleksi.
- Along with delusions of grandeur.
- Büyüklük kompleksiyle birlikte.
In my opinion, he has delusions of grandeur.
Fikrimi sorarsan, tam bir megaloman.
" I believe in property and the grandeur of Spain which the traditional route will secure.
"Geleneksel yolarla bizim güvenliğimiz sağlayacak olan... "... İspanya'nın büyüklüğüne ve hakimiyetine inanıyorum.
The majesty and grandeur of the English language...
İngiliz lisanının asalet ve ihtişamı...
Hitler once said, "When we walk representatives of conquered peoples through Berlin, they must be both impressed and dispirited by the grandeur of our monuments."
Hitler : "Biz bu Kırgızları Berlin'e sürersek emsalsiz eserlerimizin heybetinden, şaşkına dönüp ezilsinler" diyor.
She has bewitched you with promises of power and grandeur, while I can but offer you my heart... and unending loyalty.
O güç ve ihtişam vaadleriyle seni büyüledi, ama ben sana sadece kalbimi... ve sadakatimi sunabilirim.
Your moral grandeur, a reflection of infinity, is as immense as philosophy's reflections, like love of women, like the divine beauty of a bird.
Heybetli maneviyatın, bitmeyen suretin Felsefe'nin imgeleri, bir kadının sevgisi, bir kuşun tapılası güzelliğine benzer.
"Paranoid delusions of grandeur."
Kendini olduğundan daha önemli görme paranoyası.
All because of your greediness and to satisfy your mania for grandeur... you took this foolhardy step.
Açgözlülüğünden ve büyüme hırsından dolayı böyle aptalca bir hamle yaptın.
As of this very moment, all this grandeur's for sale.
Şu andan itibaren bütün bu görkem satılık.
You and your illusions of grandeur.
Sen ve senin şu büyüklük hayallerin.
We shall strive to be worthy of your sense of grandeur.
Büyüklüğünüze yakışır şekilde hareket etmeye çalışacağız.
"Look at the unfaithful wife, the treacherous friend..." With that slightly comic grandeur of great sadness or death.
"Sadakatsiz eşe, kalleş arkadaşa bakın o büyük ıstırabın, ölümün tuhaf güzelliği içindeler."
Shorty, you must be havin illusions of grandeur.
Shorty, büyüklük hayallerin vardır senin.
We are experimenting a drug to create delusions of grandeur.
Sahte güzellik veren bir ilaç üzerinde çalışıyoruz.
I look at a guy for a millionth of a second and he gets delusions of grandeur!
Adama saniyenin milyonda biri baktım diye adam büyüklük hayallerine kapılıyor!
Delusions of grandeur.
Megolamanlar!
Champollion was overwhelmed by the grandeur which surrounded him.
Champollion etrafını saran ihtişam sebebiyle kendini kaybetmişti.
If we multiply our sense of loss for this work of Aristarchus by 100,000 we begin to appreciate the grandeur of the achievement of classical civilization and the tragedy of its destruction.
Hissettigimiz acinin büyüklügünü anlayabilmek için, Aristarchus'un bu eserinin kaybini 100.000 ile çarptigimizda ancak, bu eski uygarliga ait trajedinin boyutunu tahmin edebiliriz.
I'm standing here in pieces and you're having delusions of grandeur!
Ben burada paramparça olmuşum, sense kahramanlık peşindesin.
Infuse in him the grandeur of melancholy, the divinity of loneliness, the purity of evil, the paradise... of pain.
Ona kasvet ihtişamı... yalnızlık vasfı... şeytan saflığı... ve acı cennetini talkin et.
Ah. This is me reeking grandeur.
Bu, ihtişam tüten ben.
Moral grandeur.
Manevi yücelik.
I'm out of it for a little while, everybody gets delusions of grandeur.
Bir saniye yalnız bıraktım hepsi bir havalara girmiş.
Back to the old-times'grandeur.
Eski zamanların ihtişamına geri dönüş.
Professor Plum. You were a psychiatry professor, helping paranoid, homicidal lunatics with delusions of grandeur.
Profesör Plum, illüzyon yeteneğiyle paranoidlere akıl hastası katillere yardım eden bir psikiyatr profesörüydünüz.
Your delusions of grandeur about love with her is nothin'but a wet dream.
Senin ile onun aşkın hakkındaki megolomanlıkların sadece güzel bir rüya başka bir şey değil.
But your father had delusions of grandeur and he never forgave him.
Ama babanın ihtişam sanrıları vardı ve onu asla affetmedi.
Now, you're turning on us cos you got delusions of grandeur, sucking up to this Chink reporter to get your face on the tube.
Şimdi sıra bize geldi, çünkü egonu tatmin edecek yeni bir oyunun var. Şu muhabirle düşüp kalkarak TV yıldızı olmak.
Suffering delusions of grandeur.
Büyüklük sanrıları yaşıyorsun.
This house has grandeur we cannot see. .the limits of which we cannot imagine.
Bu ev, göremediğimiz sınırını tahayyül edemeyeceğimiz yüceliktedir.
He called it the Club Grandeur.
Ona Muhteşem Kulüp adını verdi.
DELUSIONS OF GRANDEUR
Çeviri Z.D.S. Louis De Funes ve Yves Montand Anısına..

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]